ARKADAŞLAR MERHABA KUSURA BAKMAYIN BU BÖLÜM BİRAZ GECİKMELİ GELDİ. BÖLÜMÜN GECİKMESİNİN SEBEBİ BİRAZ İŞİMİN YOĞUN OLMASI, BİRAZ DA BAŞKA BİR KİTAPLA UĞRAŞIYOR OLMAMDAN KAYNAKLIDIR.
BU GÜNLERDE "NAIL ART" TIRNAK TASARIMI'NA SARDIRMIŞ DURUMDAYIM. SİZLERLE DE İLERİ Kİ ZAMANLARDA YAPTIKLARIMI PAYLAŞMAYI UMUT EDİYORUM. SİZLERDEN DE İLGİLENENLER VARSA GÖRMEK FİKİR ALMAK İSTERİM.
mesajlar ve oylar için şimdiden teşekkür ederim.
xoxo :)
------------------------
"Bu kadar zengin olmak içim çok çalışmış olmalısın o kadar genç yaşta ebeveynlerini kaybettikten sonra senin yerinde başka bir çocuk olsa çoktan kendini sokaklarda bulurdu."
"Evet çok çalıştım sadece bir şeylerin eksikliğini tamamlayabileceğimi düşündüm her ne kadar boş bir düşünce olsa da"
----------------
Öykü o an elini bilinçsizce Tamer'in bacağının üzerine koydu üzülme der gibi birkaç saniye okşadı bu hareketinin farkına varan Tamer önce Öykünün eline baktı sonra tek kaşını kaldırdı kadının gözlerine baktı "ne o hayat hikayem seni etkilemiş gibi görünüyor biraz daha erken anlatmalıymışım bu hikayeyi sana ne dersin." Öykü elini adamın bacaklarından ateşte yanmış gibi hızla çekti. Kadının yüzü kızarmıştı.
İkisi de bir an için sessizce birbirlerinin gözlerinin için baktılar. Öykü Tamer'e bakmaktan kendini alamıyordu. Gözleri ona kilitlenmiş ona dokunan parmak uçlarında hala karıncalanma hissediyordu.
Bu durumdan kurtulmanın en iyi yolu olarak masadaki kırmızı şarap kadehini kendine kurtarıcı belirledi. İçinden kendine terlemek yok diyordu ancak Tanrım olamaz terliyorum çığlıkları beyninde yankılanıyordu. Göğüslerinin arasından kaydığını hissettiği ter damlasını görmezden gelerek yavaşça kadehini kaldırdı, bakışlarını Tamer'den ayırarak gözleri ile locayı tarayarak zaman kazanmaya çalıştı. Garson elinde menüyle içeri girince aralarındaki elektrik dağıldı. Bakışlarını garsondan ayırmayarak kadehini dudaklarına götürdü ve küçük bir yudum aldı. Kadehi dudaklarından uzaklaştırmadan önce tadını daha çok benimsemek, hissetmek için göz kapaklarının düşmesine izin verdi. Adam Öykü'ye hayran hayran bakıyordu. Garson sertçe yutkunduğunda adem elmasının boğazında hareket ettiği görülüyordu.
Tamer kaşlarını çatarak garsona bakıyordu. Tamer'den bir homurdanma sesi geldi. Öykü Tamer'den gelen sesle ona doğru döndüğünde çenesinin gergin gözlerinin ise daha koyu bakışlarla adamı öldürecek gibi baktığını gördü.
Garson Tamer'in bakışları üzerine yüzünün rengi attı. Hemen elindeki menüleri bırakıp kekeleyerek "ben hazır olduğunuzda gelirim efendim" derken dışarı çıktı. Öykü yarım ağız teşekkür ederken Tamer'in sesi çıkmıyordu. Öykü menüyü eline aldı direkt salatalar kısmını açtı Tamer'in yüzüne bakmamaya çalışıyordu. Onunla göz göze gelirse bir felaket yaşanacaktı ki sorma gitsin.
"e ne yiyeceksin" diye Tamere sordu. Öykü Tamer'in verdiği tepki anlamış değildi. Ancak yine de onu daha fazla kızdırmamak adına konuyu değiştirmeye karar vermişti. Bu kadar agresif biriyle hiç arkadaş olmamıştı. Bir adamın Öykü'ye olan bakışlarından dahi rahatsız olan bu adam onu korkutuyordu. Tamer Öykü'ye bakıyordu ancak kadından bakışlarına karşılık bulamıyordu.
"Tebrikler, adamdan ayakkabılarını yalamasını istemeyi düşünmez misin?"
"Neee? O da nerden çıktı ne münasebet?" derken kan beynine sıçramıştı. Adam resmen ona flörtöz muamelesi yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk sözleşmesi
Romance"Bu konuşmanın nereye gideceğini biliyor musun?" Öykü büyük bir yutkunmayla cevap verdi. Tamer kırık bir gülüş gönderdi kadına bütün kasları gergin ve hazırdı, onu istiyordu. "Bana nasıl güvenebiliyorsun, benim iyi biri olduğumu nereden...