Selamlar arkadaşlar sizlere söz verdiğim üzere bu hafta sonu bir bölüm daha yayınlıyorum.
Umarım keyif alırsınız.
Bu arada düğüne az kaldı :) :)
Desteklerini benden esirgemeyen takipçilerim iyi ki varsınız. xoxo
Ha bu arada okunma oranı iyi olsa da oylamalar ve yorumlar pek iç açıcı değil bu sebepledir ki yeni bölüm oylara ve yorumlara göre gelecektir. :) :)
-------------------
Yüzüne düşen koyu kestane rengi uzun saç telini üfleyerek yüzünden savuşturdu ve ardından o teli kulağının arkasına sıkıştırmaya çalışırken "Bu adamdan nefret ediyorum. Ahh lanet olsun" diye söylenerek ofisinde oturmuş dün sabah olanları düşünüyordu.
Tamer nasıl bir adamdı ki onu bu duruma düşürmüştü. Onunla sevişmiş, ona dokunmuş onu deliler gibi öpmüş, tatminine bir adım kala aklı başına gelmişti kadının. Tamer Öykü'nün aklını başından alıyordu. Onu gördüğünde kokusu burnuna dolduğunda erotik rüyalar başlıyordu. Bu adamı sevmiyordu bile. Erkekler bunu nasıl yapabiliyor anlamıyordu. Güvenmedikleri kadınlarla nasıl yatabiliyor, onlarla nasıl aynı yatağı -ya da her nereyse- paylaşabiliyorlardı. Tamer'in şuanda bir sevgilisi yoktu bildiği kadarınca peki ya aşıkları? Onlar hakkında hiç konuşmamışlardı. Onları bırakacak mıydı gerçekten de? Peki ya dün Öykü ile sevişmeyi yarıda kesip gittiğinde başka kadınla kendini tatmin ettiyse. Off ne saçma düşüncelerdi bunlar.
Keskin bir acı kalbine saplandı. Bu hisse bugüne kadar hiç aşina olmamıştı. Derin bir nefes aldı ve acıyı geçiştirmeye çalıştı. Bay doğru hiçbir zaman onun için olmayacaktı. Kocasız ve çocuksuz olmak, her yalnızlığı düşündüğünde daha da acı verici olmaya başlamıştı. Babasını kaybettikten sonra yitirdiği sevgiyi, annesiyle ve arkadaşlarıyla doldurmaya çalışsa da hep bir yanı eksik kalmış bay doğruyu bulup güzel bir aile kurmaya ve çocuk sahibi olmaya yemin etmişti. Biyolojik saati pirinç çana vuran tokmak sesiyle armoniklerini vermeye başlamıştı. Artık bir aile edinme vakti gelmişti ve bunu vücudunun her bir santimetre karesinde hissediyordu. Ne yazık ki hayatında hiçbir şey düzgün gitmiyordu.
Onlar hala evli değildi ki değil mi? Ne kadar kolay olabilirdi ki kadınını sadece yatağında görmek isteyen bir adamla hayat! Hayır, dur bir dakika buna katlanmak zorunda değildi Öykü. O imzaladığı kâğıdı da bir taraflarına monte etmesini söyleyecekti ona. Sözünden caymak şu durumda pek kolaymış gibi görünmüyordu ancak geleceği için yapmalıydı. Bu sözleri kendini telkin etmek için söylerken babasından ona hatıra kalmış olan saatine dokundu. Lütfen bana yol göster diye düşündü.
O an içeri Dilara elinde bir dosya ile girdi. "Tatlım bu sana gelmiş postacı kapıda gördüm ben getireyim istedim."
Öykü yerinde sıçradı. "Tanrım Di ödümü kopardın girmeden kapıyı çalamaz mısın? Tanıştırayım Bak bu kapı, kapı bu Di."
"Ha ha çok komiksin yine bugün stand up yapasın gelmiş bakıyorum da." Dilara karşısında saçına takmış olduğu güneş gözlükleriyle üstündeki rengarenk gömleği, ayakkabılarıyla tıpkı bir tavus kuşunu andırıyordu. Onun kadar renkli giyinmeyi seven başka birisini tanımamıştı Öykü.
"Neden bu kadar dalgınsın neyin var?" Öykü Tamer ile aralarında geçenleri şu anlık kendinde saklı tutuyordu. Ses tonunu neşeli tutmaya ve gülümsemeye çalıştı.
"Yok bir şey. Yoğun ve stresliyim. Hepsi bu. Getir bakalım ne mektubuymuş o bende merak ettim bak şimdi". Eline aldığında postanın Tamer'den olduğunu okudu. İnce bir kahverengi zarfın içerisinde gönderilmiş bir belgeydi bu. Hemen elini çekmecesine atıp oradan zarf açacağını aldı. Üst tarafını içindeki belgeye zarar vermeden kesmeye başladı. Kalbi Tamer'den gelmiş olan belge yüzünden daha hızlı çarpıyordu. Belgeyi zarftan çıkartırken elleri titremeye başlamıştı. İçinden çıkacak olan şey onu korkutuyordu. "İş bu evlilik protokolüdür." Başlıklı yazıyı okumaya başladığında nefesini tutmuştu Öykü. Rengi atmış vazgeçme umutları yıkılmıştı. Sözleşmenin hala bir oyun olduğunu düşünüyordu. Ta ki elindeki imzalı belgeyi görene kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk sözleşmesi
Romantizm"Bu konuşmanın nereye gideceğini biliyor musun?" Öykü büyük bir yutkunmayla cevap verdi. Tamer kırık bir gülüş gönderdi kadına bütün kasları gergin ve hazırdı, onu istiyordu. "Bana nasıl güvenebiliyorsun, benim iyi biri olduğumu nereden...