Kızlar Gecesinde Olan Kızlar Gecesinde Kalır ;)

42.5K 1.2K 8
                                    


Selamlar selamlar yeni bir bölümle yine birlikteyiz keyifle okuyun 

xoxo :)

-------------

Tamer Öykü'nün evinden çıkarken başının belada olduğunu biliyordu. Öykü'ye hiç dokunmamalıydı. Onun kendisini bu kadar büyülemesine izin vermemeliydi. Onu öperken kadının ateşi onu deliye çevirmiş kontrolünü kaybetmişti. Derin bir nefes alıp arabasına bindi eğer pantolonun içindeki organından başka bir şey düşünüyor olsaydı kadının kendinden bu kadar uzaklaşmasına izin vermezdi. 

Tamer aptallık edip onu ne kadar arzuladığını göstermişti. Gerçekten bu kadını istiyordu ancak stratejisini değiştirmeliydi onu biraz zorlamalıydı, ne de olsa haftaya toplantı yapılacaktı ve projeyi Öykü çiziyordu. E biraz sorun çıkarsa hiç fena olmaz. Her ne kadar adice olsa da düşünceleri sadece istediğini almaya alışkın bir adam gibi davranıyor aklıyla düşünmek yerine bel altıyla düşünmeye odaklanmıştı. Bu geceyi bir kadınla geçirmeliydi yoksa bugün uyuyamayacaktı.  Arkadaşlarından birini aramak için telefonu eline aldığında aklında Öykü vardı başka bir kadınla tatmin edemeyeceği duygularla doluydu. "ahh lanet olsun sana kadın". Tekrar telefonu yan koltuğun üzerine attı ve evine gitmeye karar verdi.

--------------

Öykü sabah uyandığında kendini çok bitkin hissediyordu. Pazar günleri biraz daha dinlenmeye ihtiyaç duyardı ancak bugün erkenden gözlerini açmıştı. Kendini hiç alışveriş havasında hissetmiyordu. Belki Sevil ve Dilara'yla biraz dedikodu iyi gelebilirdi. Kendini önce duşa attı.

Kesinlikle bir kızlar gecesine ihtiyacı vardı. Dilara ve Sevil'i aradı. Sevil'in her zaman ki gibi randevusu vardı ancak Öykü'nün sesinin iyi gelmediğini duyunca randevuyu iptal edeceğini söyledi. Akşam olduğunda Dilara erkenden elinde İtalyan filmleri ve atıştırmalık bir kaç yiyecek ve altılı bira ile çıkagelmişti. Öykü'yü öpüp buzdolabına doğru yol aldı.

"Sevil gelmedi mi hala".

"Hayır gelmedi, belki yolda birini ayaküstü yatağa atmıştır kim bilir" diyerek kahkaha attılar. "Kızların hepsi olmadan kızlar gecesi olmaz Sevil bunu bilir şimdi damlar kapının önüne."

"Ne yani Sevil sırf bizimle bir milyonuncu kez izlediğimiz İtalyan filmlerini izlemek için seks yapmaktan, iyi vakit geçirmekten vazgeçecek değil ya" dedi Öykü. Dilara o sıra iki tane birayı açıp birini Öykü'nün eline verdi bir diğerini de kendi dudaklarına dayadı. "Ah çok iyi geldi hava çok sıcak bugünlerde" Dilara Öykü'nün koltuklarından birine kurulmuştu ki kapı çaldı.

"Selam kızlarr girls night ha! Yanımda 3 playboy getirsem daha mı mutlu olurduk acaba, bu ne surat kuzum sen yine dağılmışsın" derken Öykü'yü kucakladı.

Öykü masanın ortasında duran bir yığın atıştırmalık yemek paketine uzandı. İnce sarımsaklı ekmek dilimine uzandı konuşmaktan çok yemek yemekle meşguldü. Kızlar onu izliyordu ancak o farkında bile değildi. Sevil Öykü'nün yanına giderek omuzlarından tuttu. "Karbonhidratlar düşmanımız olabilir ancak kızlar gecesinde bütün kurallar tarihe karışır değil mi?"

Arkasından gelen Dilara' da evet tabiki "yağ, karbonhidrat, şeker üçlüsü kızlar gecesinde bize bulaşmayı düşünemezler dahi."

Öykü ağzındaki lokmayı bitirip "kızlar gecesinde olan herşey kızlar gecesinde kalır" dedi ve elindeki bira şişesini kızlara doğru kaldırdı.

"Pekala, anlat bakalım düğünde Tamer'le ne konuştunuz" dedi Dilara.

Aniden gelen bu ilgisiz soru karşısında hayrete düşen Öykü ağzındaki bir yudum biranın boğazına kaçmasına yol açan derin bir nefes almasını gerektirdi. "Ne sen nereden biliyorsun ki düğünde konuştuğumuzu." "Tabii ki biliyorum aptal kız annen seni merak etmiş bu sabah beni aradı ben sormayım şimdi bana anlatmaz Öykü sen bir sor bakalım morali bozuktu dedi." O kısa görüşmenin kimsenin dikkatini çekmemesini neredeyse bu konu hakkında soru sormamalarını ummuştu ancak annesi durur mu hemen Dilara'ya yetiştirmişti vaziyeti.

O gün otelden fırlayıp gitmesinden sonra eve peşinden gelişini ona söylediklerini, isteklerini, arzularını, öfkesini her şeyi kızlara anlatmaya karar verdi.

"İşte böyle kızlar kusura bakmayın böyle bir durum için sizi de randevularınızdan eğlencenizden ettim ama ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, ne yapacağımı bilmiyorum, o projeye nasıl devam ederim bilmiyorum, onunla nasıl bir daha yüz yüze gelirim."

"Sen salak mısın kızım böyle bir adam için gözyaşı döktüğüne değmez. Ne yapabilir ki en fazla projeyle biraz daha oynar. Artık imzaladı anlaşmayı bu saatten sonra projeyi geri çekemez. Sami Bey'le görüşürsün o her görüşmenizde yanında olur hem onun yanındayken sana bir şey yapamaz. Evine gelirse hemen polise telefon et ki aklı başına gelsin kızım, kendini ne zannediyor sol kıçımın kabadayısı, bir de tehdit ediyor kızı" diyerek çığlık çığlığa konuşuyordu Dilara.

"Wuhuuu çok seksi sert adamlara bayılırım" diyen Sevile Öykü onu orada ben sana sertliği gösteririm şimdi bakışıyla susturdu. "Sen benim tarafımda mısın yoksa o sapık tacizcinin tarafında mısın"? "Tabii ki senin tarafını tutuyorum, biliyorsun eğer sen gökyüzü mor desen sana katılırım... Sadece anlattıklarına bakılırsa sen de ondan hoşlanmış gibisin. Eğer bu adamı istemiyorsan hakkından geleceğiz hep birlikte geleceğiz sen merak etme tatlım dökülen her gözyaşı tanesinin hesabını ödeteceğiz ona" diyerek destek verdi Sevil.

Öykü bir süre, tartışmaya girme, sinirini kızlardan çıkarma dürtüsünün önüne geçmeye çalıştı. Bu isteği kaybolunca da kızların yanında olduğuna duacı oldu. Sanki görünmez bir kalkan gibi onu koruyorlardı. Elindeki şişeyi dudaklarına götürdüğü gibi başına dikti. Ilık sıvı ağzını doldurdu, bütün iç organlarının ferahladığını hissetti. Ancak bu kadar az alkolle çözebileceği bir sorun değildi. 

İşte tam ihtiyacı olan buydu. Eğer biraz alkol oranı fazla olan bir içki içersem duygularıma hakim olabilirim diye düşündü. Tabureden kalktı ve evinde kendine hazırladığı dolap mahzeninin önüne dikildi. Böyle bir günde en iyi içilecek içki vodka olurdu. Absolut şişesini bistronun üzerine koydu buzdolabından vişne suyu çıkardı. 

Çekmecesinden üç bardak aldı. Herkese birer bardak vişne vodka kokteylini hazırladı. Herkes kendi bardağını aldı ve kadeh tokuşturdular. Öykü biraz hızlı gidiyordu. Bütün bardağı kafaya dikmişti. Sevil ve Dilara onun alkole olan dayanıksızlığını biliyorlardı ancak ikisi de ses çıkarmadı. Şimdi zaten Öykü uyurdu.

Bikaç saat sonra şişenin dibini görmüşler Öykü bir koltuğun üzerine kıvrılmış Dilara ve Sevil yarı uyur yarı uyanık filmi seyrediyorlardı. Daha saat on bir bile değildi. Kızlar evlerine gitmek için ayaklandıklarında Öykü

"Eve gitmek zorunda değilsiniz" dedi uykulu uykulu.

"Hayır gitmeliyim yarın pazartesi, işe gideceğim dedi Sevil." "Dilara sen kal nasılsa yarın aynı iş yerine gideceksiniz diyerek Sevil Dilara'yı engelledi. Hoş kendisi de ayakta duracak hali yoktu.

...............

Aşk sözleşmesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin