Selamlar arkadaşlar bir bölümle daha birlikteyiz.
Keyifli okumalar dilerim.
xoxo :)
müzik: Major Lazer & DJ Snake -Lean On
"blow a kiss fire a gun, all we need is somebody to lean on": "Bir öpücük gönder bir el ateş et, tüm ihtiyacımız yaslanabileceğimiz bir beden."
------------------
Öykü Tamer'in odadan çıkmasıyla birlikte onun peşinden gidip artık yeter her zaman beni bırakıp kaçamazsın demek istiyordu ancak Tamer'in onu istemediği belliydi. İkisinin de sakinleşmesi gerekti yoksa birbirlerini daha çok kıracak üzeceklerdi. Bu adamı elde etmek istiyordu ancak bunu acılı, ıstıraplı, yollardan geçerek biraz kıskançlık biraz aşkla başaracaklardı peki başarabilecekler miydi işte Öykü bundan emin olamıyordu. Ancak denemeliydi, denemek zorundaydı. Oturma odasına geçip kendini koltuğuna serbestçe bıraktığında bir kez yaylanarak yerleşti. Kollarını başının altına koyup televizyonun kumandasına uzandı. Aralarında geçenler gözünün önünden gitmiyordu. İkisi yan yana geldiklerinde ateşle barut gibiydiler. Ateşi icat eden ilk insanlar gibi hissediyordu. Birbirlerine dokunduklarında çakmaktaşını piritlere sürterken çıkan ilk kıvılcım gibi aralarındaki alev gittikçe büyüyordu. Düşüncelere dalmışken telefonunun poposunda titreşmesiyle sıçrayarak oturma pozisyonuna geçti. Telefon annesindendi. Onu uzun bir süredir aramıyordu. Hiç bu kadar ayrı kalmamışlardı. Ve işte en sonunda merak etmişti kadın. Derin bir nefes alarak kendini azarlanmaya hazırladı ve telefonu açtı.
"Anne"
"Aklını mı kaçırdın sen?"
"efendim!" neyden bahsettiğini bilmiyordum.
Son haftalarda o kadar çok şey olmuştu ki ne için kızdığından bile haberim yok diye düşündü.
"Sorunun ne olduğunu bana anlatmak ister misin yoksa salağa yatmaya devam mı edeceksin Öykü."
"Anne gerçekten hangi konudan bahsettiğini bilmiyorum."
"Beynini nerede düşürdün sen anlamıyorum ki ben seni böyle mi yetiştirdim. Kocanı aldatmak nedir benim akılsız kızım. Hadi bir dirhem akıl yok sende ahlakta mı kalmadı."
Annesinin neyden bahsettiğini şimdi anlamıştı. Dedikoduların sonu gelmiyordu. Sitelerde her gün Öykü Tamer ve Serhat hakkında bir haber beliriyordu.
"Anne sakin olur musun lütfen. Onlar yalnızca dedikodu. Doğurduğun kızını tanımıyor musun?"
"Evet tanıyamıyorum Öykü, tanıyamıyorum. Yengenle beraber öldük öldük dirildik amcanın kulağına gidecek diye. Eve gazete almıyoruz, evdeki interneti kestik ki bir sitede denk gelir de senin terbiyesizliğini görmesin."
"Of anne abartılacak bir durum yok. Serhat'ı tanıyorsun zaten. Onunla aramızda duygusal bir bağ kalmadığını da biliyorsun."
"Saf kızım ben biliyorum da 70 milyon bilmiyor. Senin eşini ilk haftasından aldatan bir kaltak olduğunu düşünüyorlar."
"birinci o 70 milyon değil 75 milyon 2009 yılında mı kaldınız siz hem sizi huzursuz hissettirdiğim için özür dilerim ancak siz de benim duygularımı hiç hesaba katmıyorsunuz."
"Sus bakayım anneyle dalga geçilmez"
Sesi titremeye ağlamaklı konuşmaya başlamıştı Öykü. Gözlerinden iki damla yaş tişörtüne umarsızca damlamıştı. Kendini daha da keyifsiz hissetmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk sözleşmesi
Romance"Bu konuşmanın nereye gideceğini biliyor musun?" Öykü büyük bir yutkunmayla cevap verdi. Tamer kırık bir gülüş gönderdi kadına bütün kasları gergin ve hazırdı, onu istiyordu. "Bana nasıl güvenebiliyorsun, benim iyi biri olduğumu nereden...