Aşk sözleşmesi

Kahve tadında aşk!

Selamlar arkadaşlar, bugün çok fena rahatsızım grip olmuşum bu havada bir yandan burnum akıyor, boğazım acıyor, sesim kısıldı :( :(  (o kadar dondurma yersen sonuç bu oluyor maalesef)

Bu hasta halimle elimden geldiği kadarınca bir bölüm yazmaya özen gösterdim.  

Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Kendinize dikkat edin benim gibi hasta olmayın xoxo:)

Müzik: Ellie Goulding: "Something in the way you move"

Keyifli okumalar

---------

Evin içerisine tekrar girdiklerinde Tamer ve Öykü'yü beklerken sohbete dalmış olan ailesi bütün dikkatlerini onlara çevirmişti. Kimseden çıt çıkmıyordu. 

"her şey yolunda mı?" 

diyen yengesine kafasını çevirdi ve ona bir süre baktı. Dışarıda son olanlar onu sarsmıştı. Tamer'in aşkla Öykü'ye dokunması gerçekten heyecan vericiydi ancak bu daha ne kadar devam edecekti ki? Öykü hiçbir şey olmamışçasına

 "Masadan kalktığım için özür dilerim, şimdi yemeğe devam edebilirim" 

diyerek başını yemeklere çevirdi. Tamer onu masada sandalyesine doğru yönlendirirken pür dikkat ikisini izliyorlardı. Tamer yavaşça onun sandalyesini çekerken ona doğru eğilerek başına küçük bir öpücük kondurdu. Bu sevgi gösterisini beklemiyordu. Onun dudaklarının saçlarına teması bile bütün vücudunun, kalbinin sarsılmasına yetmişti. Bu bir oyundu, biliyordu. Sadece ailesine yapılan küçük bir gösteri. Ancak sahneyi bu kadar uzun tutması Öykü'yü aşıyordu. 

Bu adamın replikleri ne zaman son bulacak diye düşünürken boğazını temizleyerek "annelerin bir tanesi hani benim yemeğim?"

Havva Hanım Öykü'ye gözlerindeki anne olmanın verdiği o değerli ışıltıyla bakarken Tamer'in onları izlediğini bilmiyordu. Yemek yemeye dalıp giden Öykü, tabağındakileri silip süpürürken ona bakan dört çift gözden habersizdi. Annesinin kahve için oturma odasına davet etmesi üzerine herkes oraya doğru yol almıştı. Amcası Tamer'e gayrimenkullerle ilgili sorular sorarken Öykü'de onları dinliyordu. Tamer'in piyasadan bu kadar haberdar olması ilgisini çekmişti. 

"Annen ve babandan hiç bahsetmiyorsun?" 

Amcasının ailevi konularda soru sormaya başlaması Tamer'in yüzünün düşmesine neden olmuştu. Öykü az da olsa biliyordu ancak Tamer'in her önüne gelene anlatmak istediği durumlar değildi bu konular. Daha Öykü'ye bile anlatmamıştı oysaki.

 "Ben lisedeyken bir trafik kazasında öldüler. Bu acı veren sözlerin üzerine herkes susmuştu. 

"Her şey sana miras kaldı sanırım." 

"Amcaa!" 

Hakan Bey Öykü'ye ters ters bakarken Öykü'de ona daha fazla soru sormaması için ters ters bakıyordu. 

"Hayır efendim, her kuruşu kendi emeğimle kazandım. Evet çok çalıştım böylece bir şeylerin eksikliğini tamamlayabileceğimi düşündüm" 

Öykü Tamer'den bu kadar gönlünden kopan bir cevap beklemiyordu. Bu adam sevgiye muhtaçtı, açtı. Ailesinin yerini çalışarak doldurmuştu. Yılmamış, usanmamış gece gündüz çalışmış ve bu konuma gelmişti. Ebeveyn sevgisi nedir bilmiyordu.

 "Senin sorumluluk konusunda net olduğunu düşünüyorum. Belli ki çalışkan bir insansın. Ne istediğin konusunda da çok netsindir. Nitekim ben de çok anlayışlı bir insan sayılmam. Ancak ben de çok netimdir. Özellikle de ailemin gücü konusunda. Öykü'nün yaşadığınız evde sadece kendine güvenmesine izin verme."