Arkadaşlar merhaba bu bölüm biraz kısa ancak sizleri daha fazla bekletmemek adına bir kısmını yayınlıyorum. Keyifli okumalar dilerim.
xoxo :)
Müzik: Edis / "Buz Kırağı"
--------------------------------------
Konuşacakçok şey vardı ancak ikisi de ilk karşı tarafın konuşmasını bekliyordu. Öykü'nüngözleri kapanıyordu, ancak ağzından çıkan tek cümle "Beni evime götür" oldu.Tamer Öykü'ye dönüp baktığında uyumuştu bile. Tamer Öykü'nün evine gidiyordu.Sinir krizi getireceğini bile bile Öykü'yü evine götürüyordu. İkisinin olaneve, "evimize gidiyoruz" diye mırıldandı.
-------------------------------------
Öykü uykulu uykulu arabadan dışarı adım atarken nereye bastığının bile farkında değildi.
"Kahretsin kadın iki dakikacık beklesen ne olur"
diyerek kendini Öykü'nün tarafına hızla attı Tamer. Arkasını dönüp nerede olduğunu idrak etmeye çalışıyordu uyku sersemliğiyle. Tamer ise hala söyleniyordu.
"Ya ayağın takılsa düşseydin, ya yanlış bir adım atsan kendine zarar verseydin..."
bunları söylerken güçlü kolunu Öykü'nün beline sarmış kendi bedenine doğru güvenli limana çekmişti. Öykü konuşacak halde değildi. Tamer'in kolları genç kadının etrafına sarılmış, sımsıkı tutuyordu. Öykü eve adım atarken buranın kendi evi olmadığını fark etmişti. Tamer'in kollarından kurtulmaya çalışarak
"burası benim evim değil" dedi.
"Hayır senin evin burası hanımefendi!"
"Bırak beni, evime gideceğim."
Tamer kapının ziline bastı. Hala Öykü eve girmemek için diretiyordu. Zehra hanım kapıyı açtığında Öykü'yü karşısında görünce gözleri gülüyordu.
"Hoşgeldiniz, hoşgeldiniz" diyerek kapıyı açtı.
"Tamer bırak beni" Öykü sinirlenmişti.
Ancak Tamer karşısında gülüyordu. Öykü meydan okurcasına başını geriye doğru attı. Bu kadar yakınındayken yüzünü görebilmek için gerekli bir hamleydi. Başını kaldırdığında Tamer'in yüzünü incelemeye başladı. Saçı sakalı biraz uzamış uykusuz yorgun gözlerle ona bakan bir adam vardı. Hala yakışıklıydı. Ancak gözleri o kadar yorgun bakıyordu ki Öykü üzülmeden edemedi. Onun etrafındayken tarçınlı parfümünün kokusunu tekrar tekrar içine çekmek istediğini fark etti. Yüzünü göğsüne gömüp derin bir nefes almak istedi. Ona fiziksel olarak yakın olmak istiyordu. Kahrolsun hormonlar dedi içinden. Tamer ile hala göz gözeydi. Yüzündeki rahatsız gülümseme ile birlikte hala belinden sımsıkı sarılmış tutuyordu genç kadını.
"En azından bu kadarını yapabilirsin Öykü" dediğinde onu dinlemediğini fark etti.
"Ne?"
"Bu evde rahatça hayatını yaşayabilirsin diyorum."
"Peki! Önce beni bırak lütfen."
Öykü kendini hemen toparladı. Tamer'in kollarından bir adım geriye kaçtı. Tamer'den fersah fersah uzak olmalıydı ancak onun evine, onun dibine gelip yaşamalıydı. Bezelye için katlanacaktı bu adama. Boşanmak en güzel çözüm olacaktı. Tamer'in yüzündeki rahatsız gülümsemeyi görmek hoşuna gitmemişti. Eve dönmek zorunda olduğu için mi rahatsızdı yoksa. Aklını kurcalayan birçok soru vardı. Tamer bu evde yaşamamı bezelye için istiyor diye düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk sözleşmesi
Romance"Bu konuşmanın nereye gideceğini biliyor musun?" Öykü büyük bir yutkunmayla cevap verdi. Tamer kırık bir gülüş gönderdi kadına bütün kasları gergin ve hazırdı, onu istiyordu. "Bana nasıl güvenebiliyorsun, benim iyi biri olduğumu nereden...