Selamlar arkadaşlar söz verdiğim gibi sizlere hemen yeni bir bölüm hazırladım.
Umarım keyif alırsınız.
Müzik: Tuğba Yurt "İnceden İnceden"
xoxo:)
----------------------------
Bugün Öykü'yü görmeyeli tamı tamına yirmi iki gün olmuştu. Dün akşam ki kazadan sonra kafasını toplamak için eve gitmişti. Yarın kendini affettirmek için atağa geçecekti. O kadını hamile haliyle yalnız bırakmıştı. Üstüne üstelik zevkle hamile bırakan da kendisiydi. Mutlu bir aileden gelmemişti. Mutlu bir aile nasıl olunur bilmiyordu. Ancak öğrenecekti. Bunu Öykü için yapacaktı. Artık kendinde o gücü buluyordu. İşe vardığında Öykü'ye çiçek yollamayı düşündü. Ancak Öykü o çiçeği kafasında paralardı. Bu konuda birilerinden yardım almalıydı. Belki Öykü'nün arkadaşları ona bu konuda yardımcı olabilirdi. Murat ve Engin gibi iki odunun da Tamer'de farklı bir yol yöntem düşünemeyeceği kesindi. En iyisi Dilara ve Sevil'den yardım almak diye düşünürken telefonu çaldı. Arayan Öykü'nün amcasıydı.
"Lanet olsun. Öykü ayrıldığımızı söyledi mi?"
diye düşünürken aklından bin bir türlü şey geçiyordu. Eline telefonu aldı. Daha fazla açmazlık yapamazdı.
"Efendim"
"Oo damat, hiç arayıp sorduğun yok, ben aramasam sesini duyamayacağız herhalde."
Tamer derin bir Oh çekti. Öykü henüz bir şey anlatmamıştı. Bunu düşününce Tamer bir kez daha kendini affettirme şansı olduğunu düşündü.
"Kusura bakmayın efendim, işlerimden dolayı çok yoğunum sizi arayamadım, bağışlayın."
"Ahaha, biliyorum biliyorum. Öykü bugün annesinde kalacak, sende bize gel maç izleriz, erkek erkeğe."
Tamer vurdu ve gol oldu. İşte aradığı fırsat ayağına gelmişti. Bu şansı değerlendirmeli Öykü'ye ilk adımını atmalıydı.
"Peki, efendim akşam yanınızda olurum. Benden bir isteğiniz var mı?" "Biraları kap gel yeter, akşama çiğ köfte var, Öykü'nün canı çekmiş."
Öykü'nün canı çiğ köfte mi istemişti. Tamer bir kez daha kendine küfür etti. O kadını bir aydır görmüyordu. Hamilelerin aş erdiğini herkes bilirdi. Öykü'nün canı kim bilir neler istemişti. Ya bebeğin istediklerini alamamışlarsa diye düşünürken dilini ısırıyordu.
Akşam Öykü'nün amcasının evine giderken işten biraz erken çıkıp alışveriş yapmıştı. Markette her gördüğü sağlıklı paketi alışveriş sepetine dolduruyordu. Abarttığının farkındaydı ancak Öykü'nün sağlıklı beslenmesi gerekirdi. Hakan Bey'in istediği biraları da aldıktan sonra yola çıktı. Öykü'yle karşılaşacağı için aklı karmakarışıktı. Ne demeliydi ne konuşmalıydı. Öykü Tamer'i karşısında görünce ne yapacaktı. Belki de eline geçen kesici delici alet ne varsa fırlatırdı. Haklıydı da!
Evin kapısına vardığında Öykü'nün arabası oradaydı. Öykü çoktan gelmişti. Ellerinin terlediğini hissetti. Bu haller Tamer'e yakışmıyordu. Kendini bu kadar savunmasız hissettiği tek yer Öykü'nün karşısı oluyordu. Onun yanında hep kendini hep çıplak hissediyordu. Arabasının bagajına yerleştirmiş olduğu poşetleri alıp kapıya vardığında zile basamadı. Önce derin bir nefes alıp poşeti yere koydu ve zile bastı.
Öykü yine kusmuştu. Kendini yine halsiz hissediyordu. Ailesine durumu çaktırmamak için elinden geleni yapıyordu. Bugün annesiyle bu durumu konuşmak istiyordu. Belki de Tamer'den ayrılacaklarını da konuşmalıydı. Amcasına söylemeden önce bunu kesinleştirmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk sözleşmesi
Romance"Bu konuşmanın nereye gideceğini biliyor musun?" Öykü büyük bir yutkunmayla cevap verdi. Tamer kırık bir gülüş gönderdi kadına bütün kasları gergin ve hazırdı, onu istiyordu. "Bana nasıl güvenebiliyorsun, benim iyi biri olduğumu nereden...