Bugün tiyatro dersim vardı. Kendimi hiç olmadığım kadar hazır hissediyordum. Verilecek bir rol kağıdına bakarak yapmam gerekeni yapacaktım. Artı puan alırsam hocanın gözüne girebilirdim. En çok istediğim şeylerden birisiydi. Tiyatro salonuna gidip kendime önlerden bir yer buldum. Kimsenin daha gelmemiş olması ilginçti. Ya da ben erken gelmiştim. Saat iki gibi burada olmamız söylenmişti işte. Bende ikiye on kala geldim. Kapı açılınca içeri teker teker öğrenci girmeye başladı. Çoğunluk kızdı niye hepiniz kızsınız. Ardı ardına gelen bir kaç erkek öğrenciye baktım. Aynı sınıfta ders aldığımız çocukta vardı. Beni görünce el sallayıp yanıma geldi. Ne zamandır beklediğim an işte bu an. Etrafında kızları olmaması ilgimi çekmişti.
"Sende mı buradasın" dediğinde gülümseyerek "evet " dedim. Yan taraflarım boş koltukla doluydu. Bir yanıma çantamı koymuştum. Kuzey sağ tarafıma oturdu. Sınıfta da yan yana oturmayı istemiştim ama diğer kızlar yüzünden bana sıra gelmemişti.
"Oyunculuğa merakın var sanırım" dedi.
"Evet hemde çok. Senin de var sanırım."benim gibi mavi gözlere sahipti. Sonra bana bakıp gülümsedi.
"Bu dersi seviyorum." anlamış gibi yapıp başımı salladım.
"Çantanı çeker misin" diyen sese hızla döndüm.
"Bir şey konu...." diyecektim Çınarı görünce durdum. Hep bir yerlerden çıkmak zorunda mıydı bu.
"Kusura bakma flört ettiğinizi fark etmemişim." ben çantamı alamadan kendi çekip yanıma oturdu. Çantamı da kucağına aldı.
"Öyle bir şey yapmıyoruz herkesi kendine benzetme." dedim.
"Sen ona bakma arkadaş biraz zeka özürlü de ne yapacağını bilmiyor." yanımda duran Kuzeye geri döndüm.
"Evdeyken hiç böyle şeyler söylemiyorsun ama" diye söylenen Çınara hiç aldırmadım.
"Neymiş efendim çok yakışıklıymışım, bu kasları nerede yapmışım, yeşil gözlerime hastaymış ve evde daha sık yarı çıplak gezmemi istiyor. Daha neler neler...." elini kolunu sallayıp atıp tutunca sert bir yüz ifadesiyle ona baktım.
"Çeneni kaparsan sevinirim." dedim.
"Aynı evde mi kalıyorsunuz?" diyen Kuzey'e dönüp baktım.
"Hayır sadece..." sözümü bile bitiremeden öküz yine araya girdi.
"Kalmak ne kelime biz birlikte uyuyoruz." dedi. Duyduklarıma ben bile inanamadım.
"Oha...oha yani....biraz yavaş gel" dediğimde bana bakıp sırıtmaya başladı.
"Sen ona bakm..." deneme kalmadan Kuzey"Aranıza girmeyeyim öyleyse. "diyerek yanımdan hızla kalktı gitti."Mutlu oldun mu senin yalanların yüzünden kaçtı." sinirle arkama yaslandım. Ne zamandır beklediğim çocuğu elimden kaçırmıştım.
"Oturduğu kabahat" deyip arkasına rahat rahat yaslandı o da.
"Kim bilir hakkımda ne düşünüyor" dedim.
"Bence senden kurtulduğu için seviniyordur. Belalısı olan bir kızı kim ister ki." dediğinde yüzümü ona çevirdim.
"Benim öyle bir sorunum yok." diye yanıtladım. Şuan sevgilim yoktu ve başıma dert açacak bir belalımda. Bu cocuk bir yerlerinden uyduruyordu.
"Gözünü açtığın zaman göreceksin." dedi ve kucağında tuttuğu çantamı bana geri verdi. İçeri hoca girince sormak istediğim soruyu içimde tutmaya çalıştım. Ne dedi bu bana şimdi benim gözlerim hep açık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN
RomanceSize hayat gibi bir oyundan bahsedeceğim. İstemeden başrolünü aldığım bir oyun. Karşıma çıkan her şeyin bir tesadüf olmadığını anladığım zaman kendimi bu oyunun içerisinde buldum. Her oyunda olduğu gibi bu oyununda bir rakibi ve kurbanı vardı. Peki...