Bölüm 15

3.7K 204 1
                                    

Bugün girdiğim iddianın sonucu açıklanacaktı. Kaybeden miydim yoksa kazanan mı okula ne kadar çabuk varırsam sonucu o kadar çabuk öğrenirdim. Üstümü giydikten sonra çantamı alıp koridora çıktım. Sevil koltuğa uzanmış TV izliyordu.

"Sana iyi tatiller ben kaçar." elime ayakkabılarımı alıp giydim.

"Gelmek isterdim ama gerçekten yorgunum." diye cevap verdi.

"Hiç sorun değil...zaten sonuçlar iyi ise haber veririm." yerinden kalkıp yanıma geldi.

"Her ikisinde de haber ver. Hem bu o kadar önemli bir şey değil olmadı seneye katılırsın" yüzüne baktım. Geçen sene de aynı şeyi söylemişti.

"Biliyorsun. Bu son şansım benim iddiayı geçtim zaten yeter ki oyunda yer alayım." dedim.

"Tamam...sana bol şans o zaman." beni kendine çekip sarıldı. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Hızlı adımlarla okula doğru yürümeye başladım. İlk defa bu sabah Çınarı görmemiştim. Şimdi bu iyiye mi işaretti yoksa kötüye mi? Büyük ihtimalle sonuçları benden önce öğrenip bayrak sallayarak yanıma gelir. Bunları düşüne düşüne kendimi okulun kapısında buldum.

Her zaman olduğu gibi sakin bir şekilde okulun kapısından girdim. Adımlarımı hızlandırıp koridoru dönüp sağ yaptım. Ve beklenen topluluk sıraya girmişti. Daha doğrusu birbirinin üstüne çıkacakmış gibiydiler. Onların bir kaç adım uzağında durdum. Ya burada beklerdim ya da bu izdiham sona erince geri gelirdim. En iyisi öyle yapmak. Arkamı dönüp geldiğim yola devam edecektim ki biri kolumdan tutup çekti.

"Bu kadar çabuk mu pes ediyorsun?" bana bunu söyleyen bir tek Çınar olabilirdi. O da yeşil gözlerini fıldır fıldır açmış bana bakıyordu.

"Tahminimce sonuçları öğrenmek için sabahın köründe kalkıp geldin." dedim.

"Pek sayılmaz sabah insanı değilimdir aslında...ama ortada önemli bir şey varsa uykudan vazgeçebilirim." diyerek beni koridorun duvarına doğru çekiştirdi. Yolun ortasında durduğumuz için sağdan soldan geçenler bize çarpıyordu.

"Yesinler uykunu...neyse beni niye çekiştiriyorsun. Dersim var gitmem lazım." arkamı dönüp tekrar yol alacaktım. Bu defa bileğimi sıkıca kavrayıp beni yerime sabitledi.

"Cık...cık...cık..olmaz." bir eliyle panoda asılı duran kâğıt parçasını işaret etti.

"Şurada asılı duran şeyi görüyor musun? Onu ne zamandır bekliyorum." içimden sanki ben beklemiyordum diyesim vardı.

"Eee...ben ne yapabilirim buna" elimi elinden kurtarıp önünde birleştirdim.

"Sen yorulma diye ben çoktan öğrendim." dediğinde kalbim yerinden fırlayacak gibi atmaya başladı. Ama Çınar karşımda bu şekilde durduğuna göre büyük ihtimalle o kazanmıştı. Benim amacım sadece bu tiyatro da yer almaktı. Bu saatten sonra iddiayı kazansamda umrumda değildi.

"Söyle " dedim.

"Sana demiştim...ben istediğim şeyi sonunda elde ederim." bu benim için yeterliydi. Sadete gel hadi...

"Ben başrolüm...ama seni hiçbir yerde göremedim." o an kulaklarıma inanamadım. Çınar doğruyu mu söylüyordu yoksa benimle dalga mi geçiyordu. Emin olmak için önümde ki kuyruğu yararak en kısa yoldan panoya ulaştım. Üç sayfalık kağıda boylu boyunca göz gezdirdim. Ve ben ne liste başında ne de liste sonunda görünüyordum. Etrafımdakiler beni bir sağa bir sola ittirdiler. Ben ise hiç kımıldamadan orada öylece durdum.

"Sen iyi misin?" Çınar beni kolumdan tutup kendine doğru çekti. Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Şimdi tüm sinirimi ondan çıkarsam rahatlar mıydım.

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin