Dün geceden sonra aklım hâlâ Buğra ile Çınarın arasında geçen iddiaya takılmıştı. Sormak istediğim de Buğra beni geri çevirmişti bu durumda Çınardan öğrenebilirdim. Bu şekilde de her şeye burnumu sokuyor gibiydim ama gizlenen şeylerin gün yüzüne çıkması önemliydi benim için. Bir süreliğine kafamı toplamak için elime kitabımı alıp salona geçtim. Uzun zamandır hafta sonları kitap okumuyordum. kitap köşeme geçerken Çınar kanepeye uzanmış tv izliyordu. Bu aralar sık yaptığı bir şey haline gelmişti. Sorularımı sormak için uygun zamanı kollayacaktım. Kitabımın ilk sayfalarını her zaman ki gibi hızlı bir şekilde okumuştum. yine karekterler beynimde canlanmaya başlamıştı.
"bence kitap okumanın zamanı değil."diye arkamdan seslendiğinde Çınara döndüm.
"Nedenmiş? "
"Sevil ve Umut çıkmaya başladı biliyor musun?"dedi. Bunu neden Çınardan duymak zorundaydım ki.
"Bilmiyordum ama hissetmiştim. Ayrıca sen ne zaman öğrendin?"diye sordum.
"sen uyurken."televizyonu kapatıp bana doğru geldi.
"Bu işi biraz eğlenceli yapmaya ne dersin?"
"Şuan keyfim yerinde başkasının keyfini kaçırmaya da niyetim yok."dedim sorusuna karşılık.
"Ne yani onları merak etmiyor musun?"karşıma geçip oturduğunda kitabımı kapatıp dikkatimi Çınara verdim. Sevil'in ne yaptığını elbette merak ediyordum hatta bana söylemediği için neler yaptıklarını daha çok merak ediyordum. Ama bu işe Çınarla kalkışmak doğru değil gibiydi.
"Tamam aklındakini söyle."deyip yaptığı planı öğrenme çabalarına girdim. Koltuğa rahatça yaslanıp yüzüme baktı.
"Tüm gün eğlenecekler, yemek sinema ve lunapark bugün Umut'u telefonuna not alırken yakaladım."
"Burada benim için eğlenceli olacak tek bir yer var o da lunapark."dedim saydığı şıklar arasından.
"Eee geliyor musun yoksa burada tek başına yaşlanmaya devam edecek misin?"diye dalga geçerek sordu.
"Daha sonrasında sana bir şey soracağım ama dürüstçe cevap vereceksin."dediğimde iki kaşını kaldırıp baktı. Tabi ki ne söyleyeceğimi bilmiyordu.
"Her zaman sorabilirsin ama şimdi çıkmamaız gerek "dedi. Sözümü almıştım şimdi gidip hazırlanabilirdim.
"Giyinip geliyorum bekle burada." Kitabımı elime alıp odama doğru koşturdum.
"Giyinmeden de gelebilirsin bana fark etmez."diye karşılık verdiğinde dil çıkarıp kapıyı üzerine kapadım.
Saat beşi bulduğunda lunaparka gelmiştik. Hafta sonu olduğu için biraz kalabalıktı ama geri dönmekten vazgeçmemiştik. Etrafta bizimkileri bulmak için göz taraması yapmaya başladım.
"Burada olduklarından emin misin?"diye yanıma dikilen Çınara sordum.
"Evet bak oradalar."diye eliyle dönen salıncağı gösterdi.
"Ne bu şimdi ilk günden romantik olmaya mı çalışıyorlar, daha heyacan bir oyuncağa binmeliydiler "dedim bir yandan sevil ve Umut'u izlerken. Yan yana oturmuşlardı hatta umutun bir eli Sevil'i sarıyordu.
"Bence öpüşmek için uygun yer. Arada bir duruyor o zamanı iyi değerlendireceksin."dediğinde Çınara baktım ardından dirseğimi yavaştan karnına geçirdim.
"Ne var doğruyu söylüyorum."diye sızlanmaya başladı.
"Bunu başkalarıyla yaptığın için mi böyle rahat konuşuyorsun? "başımı kaldırdığımda salıncak tekrar dönmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN
RomanceSize hayat gibi bir oyundan bahsedeceğim. İstemeden başrolünü aldığım bir oyun. Karşıma çıkan her şeyin bir tesadüf olmadığını anladığım zaman kendimi bu oyunun içerisinde buldum. Her oyunda olduğu gibi bu oyununda bir rakibi ve kurbanı vardı. Peki...