Bölüm 16

3.6K 200 1
                                    

Eve vardığımızda yağmur yavaşlamıştı. Arabadan inip hızlı bir şekilde apartmana giriş yaptık. Ben önden gidiyordum Çınar ise arkamdan geliyordu. Kapıya vardığımda kapıyı çalmakta tereddüt ettim. Sonra anahtarim olduğu aklıma geldi. Elimi çantama sokup anahtarı aramaya başladım.

"Off..birde senin anahtar çıkarmanı mı bekleyeceğiz." yanımda duvara yaslanıp beni izleyen Çınara ters ters baktım.

"Senin anahtarın yok mu...bir kerede sen aç"

"Olmaz senin için kuralımı bozamam." alttan alttan küçük harflerle söylenmeye başladım.

"Tüküreyim senin kuralına." deyip sustum.

"Ne dediğini duyuyorum." dediğinde çokta umrumdaydı tavrını takındım.
Ben hala anahtar ararken kapı aniden açıldı.

"İşte bu Sevil senin gibisi yok." açılan kapıdan Çınar hemen içeri girdi. Ben de aramayı bırakıp içeri geçtim.

"Siz kafayı mı sıyırdınız...bu haliniz ne." bizi içeri aldıktan sonra Sevil konuşmaya başladığında.

"Yaklaşmışız" deyip Çınara baktım.

"Biliyordum böyle diyeceğini...keşke iddiaya girseydik." olduğum yerde ofladım.

"Neyden bahsediyorsunuz siz." bizi anlamaya çalışan Sevil'e "sonra açıklarım." dedim.

"Banyoyu önce ben kullanıyorum." banyo kapısına en yakın ben olduğum için çantamı Sevil'e verip koşarak banyoya girdim.

"Bu yaptığın haksızlık...ben senden çok ıslandım." diye kapı arkasında bağıran Çınarı duymazlıktan geldim.
Su gibi olmuştum ve üşümeye başlamıştım. Hemen sıcak suyun altına girip ısınmaya başladım.

**************

Ertesi gün gribi kapmıştım ve çantamda cebimde her yerde peçete taşıyordum. İşın kötü kısmı Çınara hiçbir şey olmamıştı. Buna fena bozulmuştum. Azcık o da salya sümük gezse fena olmazdı hani....

Okulun koridorlarında dolanıp dersimin olduğu sınıfa geçtim. En arka sıralarda kendime yer buldum. Kimseye hastalık bulaştırmayayım diye yalnız oturdum. Bir bakıma karantinaya almıştım kendimi.

"Hapş...hapş..." yine hapşırık tutmuştu beni.

"Tam bir kız gibi hapşırıyorsun?"

Çınar elinde tuttuğu kitabı masaya bırakıp yanıma oturdu.

"sende böyle olmak istemiyorsan  benden uzak dur." deyip peçeteyle burnunu sildim.

"Hapş..hapş..."

"İyi yaşa" bunu söyleyen Çınar olamazdı tabi. Başımı kaldırıp baktığımda Umut olduğunu fark ettim. Uzun zamandır görüşmüyorduk.

"Sağol...nasılsın görüşmeyeli."  yanımda boş olan diğer yerde o oturdu. Mikrop kapıp hasta olmayı isteyen ne çok kişi varmış.

"Ben iyiyimde sen"

"Sorma...şunun yüzünden oldu." göz ucuyla Çınarı gösterdim.

"Ha yine suçlu ben oldum öyle mi"

"Evet sen"

" Biliyorum...benim kuzenim olduğu her yere mikrop bulaştırır." Umuta bakıp gülmeye başladım. Haklıydı bu Çınar virüs gibi bir şeydi.

"İkinizinde..." diye söze başlayan Çınar hocanın içeri girmesiyle sustu.
Ders boyu dibimde Umut ile ne konuştuğumuz dinleyerek geçirdi. Ona inat Umutla konuşmaya devam ettim.

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin