Demet'i beklemek için salona geçtim. Evine göz gezdirmeyi ihmal etmedim. Küçük bir oturma grubu dev ekran televizyon ve küçük bir kitaplık. Bunu görünce şaşırdım. Hiç kitap okuyan birine benzemiyordu. Gerçi bu kız hakkında artık ön yargılarımı yıkmıştım. Telefonum ötünce çantama uzanıp çıkardım.
Çakma Deoman=
Gelmeyi düşünüyor musun? Yoksa kaçmayı mı planlıyorsun? :D
Attığı mesaj yetmiyor birde gülücük koymuş pislik herif.
Senden korkan senin gibi olsun.
Mesajı gönderdikten sonra arkama yaslandım. Cevap geldiğinde yüzümü ekşittim.
Çakma Deoman=
Benim gibi olmak isteyen çok kişi var. Sıranı beklemen lazım....
Yine kendinden çok emin Çınar bey. Ardından bir mesaj daha.
İstersen seni ön sıralara alabilirim. ;)
Bunun için çok beklerdi. Hiçbir şekilde ondan bir şey isteyecek değildim.
Çok beklersin...
Mesajı atıp telefonu çantama attım. Bu saatten sonra cevap yok karşı karşıya geldiğimizde cevabı verecektim. O sırada kapı açıldı ve Demet içeri geldi. Ona bakınca şaşkınlık geçirdim. Az önceki ev halinden eser yoktu. Altında deri bir tayt üzerinde ise göbek kısmı açık askılı bluzuyle kendi konseptini oluşturmuştu. Ayağa kalkıp ona doğru yürüdüm.
"Çok güzel görünüyorsun?" dedim. Hafifçe gülümseyerek cevap verdi.
"Teşekkürler"
"Gidiyor muyuz?" diye sordum.
"Hazırsan evet" diye cevapladı.
"Ben hazırım" dedikten sonra kapıdan çıktık. Birlikte asonsöre binip en alt kata indik. Demet'in çağırdığı taksiyi beklemeye başladık.
"Yemekten sonra kulübe geleceksin öyle değil mi?" diyen Demet'e döndüm.
"Evet çok uzun sürmez ama." dedim. Geçen sefer kazandığım iddianın sonucu olan yemek bu akşamdı. Şimdi düşünüyordum da keşke inatlaşmasaydım Çınarla. O zaman kulübe falan gitmek zorunda kalmazdım. Hala taksinin gelmesini beklerken yanımıza siyah bir araba gelip durdu. Arabanın sahibinin Çınar olduğunu anlamam uzun sürmedi. Bir şeyi anlamam zorlaştı. O da onun benim burada olduğumu nerden anladığıydı. Arabanın camını açıp bize baktı. Sonra şaşkınlık geçirmiş gibi bir daha baktı. Ardından da arabadan inip bize doğru geldi.
"Gerçekten bu sen misin?" dediğinde baştan aşağıya kendime baktım. Çok farklı bir şey yapmış olsam da abartılacak bir tarafım yoktu. Zaten bunu söyleyen Çınar ise hiç kale almaya gerek yoktu.
"Gördüğün gibi." dedim.
"Selam Çınar" deyip elini uzattı Demet. Çınar ise bana bakarak Demet'in selamına karşılık verdi.
"Selam" bunlar daha önce tanışıyorlar mıydı ?
"Siz tanışıyor musunuz?" içimdeki sesi dışarı verdim. Çınar önce Demete bakıp durdu. Sonra tekrar bana dönüp cevapladı.
"Evet ama fazla olmadı tanışalı" dedi. Demet'e döndüğümde o da başını salladı.
"Sen neden buradasın?" diye sordum. Benim asıl merak ettiğim buydu.
"Sen neden bu kadar soru soruyorsun?" diye karşılık verdi.
"Cevap versene" dedim ısrarla.
"Sen de benim soruma cevap ver." diye atlattı beni yine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN
RomanceSize hayat gibi bir oyundan bahsedeceğim. İstemeden başrolünü aldığım bir oyun. Karşıma çıkan her şeyin bir tesadüf olmadığını anladığım zaman kendimi bu oyunun içerisinde buldum. Her oyunda olduğu gibi bu oyununda bir rakibi ve kurbanı vardı. Peki...