Salonun karanlık odası bir anda aydınlandı ve tüm okul arkadaşlarım gün yüzüne çıktı. Hep bir ağızdan bana iyi ki doğdun diye şarkı söylemeye çalıştıklarında karşıdan Sevil koşarak yanıma gelip boynuma sarıldı. Harika bugünün amacı belli olmuştu ama benim doğum günüm yarındı.
"güzel sürpriz değil mi ?"Sevil geri çekilip yüzüme baktı.
"söyleyecek tek bir kelimem dahi yok."nutkum tutulmuş bir şekilde kapı girişinde durmaya devam ettiğimde Sevil koluma girip beni salona doğru sürükledi. Tanıdık tanımadık herkesi Buketin evine toplamışlardı. Tavan yer arası renkli aydınlatmalarla süslenmişti. Rengarek balonlar ise etrafta uçuşmaktaydı. Yalnız ben etrafta başka birini arıyordum ve o da buradaydı. Pencere kenarında durmuş sadece kendi yaptığı partiyi izliyordu. Bana bakmaya devam ederken bakışları bir anda başka yöne çevrildi. Hâlâ bana kızgın.
"aslında doğum günün yarın ama şu arkadaş sürprizi açık ettiği için değiştirme kararı aldık." dedi Umut hemen arkasındaki Buğrayı işaret ederek.
"Benim suçum kabul ediyorum erken doğum günün kutlu olsun."Buğra bir adım öne geçip bana sarıldı.
"teşekkür ederim."deyip hemen geri çekildim. Hala üzerimdeki şaşkınlığı atamamıştım ve etraftaki herkes gibi gülümsemeye çalıştım. Çınar birkaç kişinin arasından sıyrılıp yanıma gelirken heyecanım kat kat arttı. Şimdiden ne tepki vereceğimi bilemez haldeydim.
"İyi ki doğdun."deyip gülümsedi. Oysa bu hiç ona göre bir şey değildi. Araya mesafe çizdiğini apaçık gösteriyordu ve ben şimdi ne yapacaktım.
"yarına kadar doğmuş sayılmıyorum ama teşekkürler."dedim. O sırada Funda önğme geçip bana sarıldı.
"iyi ki varsın diyeyim de buradakilerden bir farkım olsun."deyip geri çekilirken yüzünde kocaman gülümseme belirdi.
Sevil bir eliyle beni yanına doğru çekiştirdi. " bu arada harika görünüyorsun bunun için doğru kişiyi seçmişim."
"beni baya zorladı ama yine de ben üstün geldim."diye lafa atladı Buket. İkisinin şakalarına gülerken mutfaktan Pelinin salına salına çıktığını gördüm.
"o neden burada?"diye sordum yanımdaki iki kızlara. İkisi de aynı anda o yöne baktılar ama benim kadar rahatsız olmadılar.
"çağırıp çağırmamak konusunda kararsızdık ama son anda Çınar tarafından eklenmiş olmalı."diye cevap verdi Buket. Ondan hoşlanmadığımı bildiği halde doğum günüme çağırmıştı bunun arkasında ki amaç benim söylediklerimdi. Gerçekten onunla birlikte olacak mıydı? Bunu düşünmek istemiyordum.
Herkes bana sarılıp iyi dileklerini sunduktan sonra pasta konusu açıldı. Başta Sevil olmak üzere diğerlerinin de ısrarı ile bir dilek tutup mumu üfledim. Ardından herkes tekrar yerlerine geçip kaldığı yerden dansa devam etmeye başladı. Hareketli bir müziğin ardından yavaş bir parça çalınca Buğranın bana doğru gelmesi uzun sürmedi. Onunda bana olan ilgisi git gide artmaktaydı oysa daha sonra ettiği tüm randevu tekliflerini geri çevirmeme rağmen.
"hadi gel beraber dans edelim."diye elimden tutup beni herkesin dans ettiği küçük pist alanına doğru çekti. Dans ederken birkaç defa ayağıma basması gözden kaçmazdı ama tek kelime etmeden bu işi bitirmek istiyordum.
"partiden erken ayrılacak olmam ne üzücü"diye konuyu açtığında şaşırarak baktım.
"bir işin mi var?"diye sordum yalandan. Aslında onun gitmesi iyi olacaktı bu şekilde fırsatını bulup Çınarla konuşabilecektim.
"evet bir saat sonra babamın hoşlandığı kadınla tanışacağım."
"orada da eğleneceğinden eminim."dedim gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN
RomanceSize hayat gibi bir oyundan bahsedeceğim. İstemeden başrolünü aldığım bir oyun. Karşıma çıkan her şeyin bir tesadüf olmadığını anladığım zaman kendimi bu oyunun içerisinde buldum. Her oyunda olduğu gibi bu oyununda bir rakibi ve kurbanı vardı. Peki...