Bölüm 30

2.7K 143 5
                                    

Bu evin bir parçası olan Umut'ta buradaydı. En azından bir tanıdık yüz daha beni rahatlatabilirdi. Her şey olup bitmeden bir sonuca vardığım için pişmanlık duyuyordum. Çınarın dediği gibi daha hiçbir şey görmemiştim. Ailesi tüm sadeliğiyle karşımda duruyordu. Adımlarımı yavaş yavaş atarak iniyordum. Üzerimde bolca çekingenlik ve utangaçlık vardı. Ne zaman açılıp kendime gelirdim bilmiyorum. Belki de bu evden gittiğim zaman olurdu. Umut beni görünce gülümseyerek yanıma gelmeye başladı.

"Geleceğini duyunca ben de bu davete katılmak istedim." dedi.

"Bu kadar büyük bir şey olacağını hiç düşünmemiştim." diyerek görüşümü bildirdim. Küçük bir tanışmayı büyük bir davete dönüştürmek onların fikriydi. Çınar yanımdan geçip salona doğru ilerledi. Kuzenine bir selam bile vermeden. Araları bozuktu sanırım.

"Bence burada bulunan herkesle tanışma zamanın gelmiş gibi." dedi. İşte bu kısım en zorlandığım kısımdı. Yapmam gereken tek şey kendimi tanıtıp yerime geçmek olsada.

"Yardımcı olursan sevinirim." dedim. Başını salladı ardından salona doğru bana eşlik etmeye hazırlandı. Umut bir adım önümde ben bir adım geride herkesin olduğu yere doğru yürüdük. Masanın baş köşesinde yaşlı bir kadın oturuyordu. Ailenin en büyüğü olmalıydı. Hemen yanında Çınarın annesi ve kız kardeşi vardı. Diğer köşede ise Çınar yerini almıştı. Beni buraya getir sonrada yalnız bırak git. Çok güzel misafir perverdi. Şimdi suratı asık bir şekilde bana bakıyordu. Neyin tavrıydı bu?

"En baş köşedeki büyükanne seni tanıtırım ama beş dakika sonra unutur." dedi. Şaşırarak Umuta baktım.

"Yaşlılık işte kendisi çok unutkandır." deyip benim saşkın bakışlarıma cevap verdi.

"Diğerlerinin kim olduğunu biliyorum." dedim. Birde onları tanıtmak için ayakta dikilmemize gerek yoktu.

"Hoşgeldin kızım gel otur."diye seslendiğinde büyükannesi ne yapacağımı bilemeden Ece'nin yanına geçip oturdum. O da önce beni süzdü sonra da gülümseyerek

"Seni karşılayamadım ama evimize hoşgeldin." dedi.

"Hoşbulduk." dediğimde karşımta oturan Çınarla göz göze geldim. Yüzündeki ifadenin sebebini sorarcasına tek kaşımı kaldırdım. Omuz silkerek karşılık verdi. Önüme dönüp bende aynı tavrın sergiledim. Yanımdaki sandalye hareket ettiğinde Umut'un yanıma oturduğunu fark ettim.

"Ne zamandan beri arkadaşsınız." diye sordu Çınarın annesi. Tarihi hatırlamıyordum ama daha yeni arkadaştık.

"Çok fazla olmadı bu yılın başından tanıştık." dedim herkes bana bakarken. Öyleydi bizim eve kiracı olmaya başladığından bu yana arkadaştık. Annesinden bir soru daha beklerken büyükanne çıktı ortaya. Gözlüklerinin üzerinden önce beni izledi.

"İkisiylede arkadaş olman çok iyi" dedi. Bu bir soru değildi. Kendimi soru cevap moduna ayarlamıştım Çınar hazırlıklı ol dedikten sonra.

"Bencede öyle... hadi yemeye başlayabilirsiniz." dedi Leyla hanım. Bu kadar genç birine abla veya teyze demek içimden gelmiyordu. Çınarın annesinin bu kadar genç olacağını hiç tahmin etmezdim. Annesi böyleyse babası nasıldı. Sözü geçmeyen tek kişi babasıydı. İsminden bile bahsedilmemişti. Bu yüzden sormaya niyetlensem de vazgeçtim. Yemek servis yapıldıktan sonra azar azar yemeğe başladım. Arada bir mola verip bana sorulan soruları cevaplıyordum sonra tekrar sessizlik oluyordu. Yavaş yavaş üzerimden attığım çekingenlik duygusuyla rahatlamaya başlamıştım. Yemeğin sonuna doğru büyükannesi yerinden yavaşça kalktı.

"Hepinize afiyet olsun...ben ilaçlarımı alıp dinleneceğim...seninle tanıştığıma memnun oldum Ece." deyip bana baktı. Umut'un bahsettiği şey sanırım buydu.

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin