Bölüm 44

2.5K 139 0
                                    

Dışarı çıkalım dediğimde tam bundan bahsetmiştim. Yemek yiyip oturmak artık sıkıcı bir hâl almıştı benim için. Onu tanımak istediğimi söylemiştim ama burada eğlenmekten başka bir şey yapacağımı sanmıyordum. Uzun zamandır lunaparka gelmemiştim. Rengarenk ışıkların parlayıp durması her zaman sevdiğim bir manzara olmuştu.

"Hadi içeri girelim burada dikilip duracak mısın?" Arabayı park edip yanıma geldi Buğra.

"Buraya gelmek aklına nasıl geldi?"diye soruyla karşılık verdim. Yandan bir bakış attı bana.

"Sıkıcı şeylerden hoşlanmam...senin için de öyle olacağını düşündüm."

"Öyle sayılır umarım yükseklik korkun yoktur."dediğimde şaşırmış bir şekilde yüzüme baktı. Sonra kendinden emin bir vaziyette gişeye doğru ilerledi.

"Atlasa ne dersin?"

"Çok büyük olmadı mı?"dedim Buğra birkaç bileti aldıktan sonra tekrar yanıma geldi.

"Yoksa senin mi yükseklik korkun var?"

"Hayır gidip sıraya girelim."diye korkmadığımı dile getirdim. Oyuncağın yanına vardığımızda gözüme çok büyük görünmeye başlamıştı. Belki de bu lunaparkta ki atlas çok büyüktü. En son ben Sevil ve annem beraber gelmiştik. Onun üzerinden de iki sene geçmişti. Neredeyse çocukluğumu unutmaya başlamıştım ki Buğra bana bu şekilde hatırlatmıştı.

"Şimdi bizde sıra" merdiven basamağını çıkıp elini uzattı. Biraz kararsız kalsamda bunun yardım amaçlı olduğunu aklıma getirdim. Uzattığı eli tutup yüksek merdiven basamağını atladım. Biletleri görevliye verdikten sonra yuvarlak çemberin tam ortasında bir yere oturduk.

"Korkmaya başlarsan benimle konuşmaya çalış."

"Değişik bir yöntem ama ben bağırmaktan konuşacağımı sanmıyorum."dedim oyuncak yavaştan hareket etmeye başlamıştı.

"O zaman son ses bağırıyoruz."dedi. Onunda benimle birlikte bağıracağı düşüncesi değişik gelmişti. Biraz hızlanıp yukarı doğru yamulduk gerçi bunun içindeyken aşağı yukarı daha çok yamulacaktık. Aşağı sağlam bir şekilde insek iyi olurdu çünkü şimdiden korkmaya başlamıştım. Ama bunu Buğra karşı dile getiremezdim az önceki cesur Alev'i korkak sanmasını istemiyordum. Belki de bu geçici bir korkuydu uzun zamandır atlasa binmediğim içindir. Yukarı doğru çıkıp aşağıya doğru havalanınca kendimi tutamayıp bağırmaya başladım. Tek ben bağırmıyordum benim bağırışlarımın arasında birçok kişinin sesleri de yankılanıyordu. Ha bir de yanımda ki Buğra'nın sesi duyulmaması gereken bir sesti. Diğer yanımda oturan kızdan geliyor sanmıştım ben o sesi ama Buğra'nın sesiymiş. Bağırırken sesi incelip kalınlaşıyordu çok farklı bir şeydi. Onun bağırışlarına kahkalarla gülmeye başladım. Bana baksada tekrar gözlerini kapatıp bağırmaya başladı. Oyuncak tekrar yavaşlayıp iniş yapmaya başladığında yarım yarım nefes aldım. Daha sonra nefes almam eski haline döndü ama midem bulanmaya başlamıştı. Tekrar aynı basamaktan Buğra'nın yardımıyla indim.

"Sesimin çirkin olduğunu etrafa yaymazsan sevinirim."dedi bana bakıp.

"Merak etme çok iyi sır saklarım."dedim gülümseyerek.

"Göreceğiz...bu çok kısa sürdü başka bir şey için de bilet alacağım iyi partner oldun."dedi gişeye doğru ilerledi. Arkasında yavaş yavaş yürümeye devam ettim ama midem daha kötü hissettirmeye başlamıştı.

"Sen onları alıp burada bekle lavaboya gitmem lazım."Buğra'yı gişede bırakıp wc yazan tabelayı takip ettim. Uzun zaman sonra böyle bir şey yapmaya kalkarsam olacağı buydu. En azından üstüme kusarak kendimi rezil etmemiştim. Kusacağımı anladığımda elimi ağzıma götürüp koşmaya doğru başladım. Beyaz ışıklı koridordan dönmüştüm ki birine çarptım.

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin