Bölüm 26

3.1K 152 2
                                    

Hayatım boyunca yaptığım en iyi tatil olmasa da arkadaşlarımın yanımda olması güzeldi. Bütün bir geceyi Sevil ben ve Umut eğlenerek geçirmiştik. Bir odanın içinde yapabilecek en basit şey film izlemek ve komik anılarımızı paylaşmaktı. İlk defa Umut ile bu tür şeyler yapmıştık. Ve devamını eve döndüğümüzde de yapmaya karar verdik. Babam Azra  bizi havaalanına kadar yolcu etmişlerdi. Beni bu kadar çabuk göndermeyi ikisi de istememişti. Eğer ben dönmezsem annemin buraya geleceğini en uygun şekilde onlara ifade etmiştim. Sonrası zaten kolaylıkla gelmişti. Şimdi uçağın penceresinden bulutları izliyordum. Sevil omzuma başını yaslamış uyuyordu. Sakin bir şekilde alıp verdiği nefesini hissedebiliyordum. Umut hemen yanındaki koltukta oturuyordu. Kulaklığını takmış gözlerini kapatmıştı. Anlaşılan onun da tarzı buydu. En azından Çınar gibi etrafındakileri rahatsız etmiyordu. Onunla yolculuk etmek bir cezaydı bana. İki kuzenin birbirinden bu kadar farklı olması bazen onların akraba olduklarını kabullenmemi zorlaştırıyordu. Kendimi bu düşüncelerden sıyırıp manzaranın tadını çıkarmaya devam ettim. Yeryüzünü tepeden izlemek çok daha keyifli bir işti.
Sevil mırıldanarak başını omzumdan çekti. Uyandığını fark ederek yüzüne dönüp baktım. Yüzünü kapatan saçları kulağının arkasına sıkıştırıp esnedi. Neredeyse yolculuğumuz bitene kadar uyumuştu.

"Hala gelmedik mi?" diye sordu. Başımı iki yana sallayıp "az kaldı." dedim. Yüzünü ekşitip yanındaki Umut'a döndü. Umut her şeyden bir haber müzik dinlemeye devam ediyordu. Sevil uzanıp Umut'un kulaklığını birini çektiğinde Umut'un gözleri aniden açılıp etrafına baktı.

Sevil gözlerini ondan ayırmadan"Kulakların can çekişiyor kapat artık şunu." dedi. Bu konuda bende ona katılıyordum. Saatlerdir müzik dinliyordu ve hiç bıkmak nedir bilmemişti.Umut dudak altından gülümseyip kulaklığının ikisini de çıkarıp cebine koydu.

"Oldu mu? Rahat mısın?" Sevil'e bakıp sorularını art arda sıraladı. Amacı onu sinir etmekti sanırsam.

"Senin iyiliğin için söyledim ben..." Sevil bıkkın bir tavırla ofladı."ah...bu çocukla yolculuk etmek işkence."bu sözleri üzerine gülmeden edemedim. Bana birilerini anımsatmıştı. İkisinin tartışmaları uzamadan araya girmeyi denedim.

"Farkındaysanız uçak iniş yapıyor" deyip ikisini böldüm. İkisi de susup arkasına yaslandılar. Biraz sarsıntıyla koltuğuma iyice yapıştım bende. Gözümü cama iliştirdiğim de artık beyaz bulutlar üzerinde değildik. Beton zemin her yeri kaplamıştı. Ucağın tamamen iniş yaptığını bildiren anons verildiğinde yerimden yavaşça kalktım. Herkes hareketlenmişti. Kulağıma gelen uğultular arasından Umut'un bana bir şeyler söylediğini anca fark ettim.

"En son inelim...senin için böylesi daha kolay olur."

"Tamam" kendimi tekrar koltuğa bırakıp içerideki kalabalığın çıkmasını bekledik. O sırada telefonum uçak modundan çıkarıp kontrol ettim. Annem on defa babam beş defa aramıştı. Onları yolculuk esnasında aramayın diye o kadar tembihlemiştim. Sonuç hiç değişmemişti. Eve vardığımda babama geldiğimi haber verecektim. Anneme ise kısa bir mesaj çekip havaalanında olduğumu söyledim. Dakikasında mesajıma karşılık verdi. Tahmin ettiğim gibi çoktan gelmiş beni bekliyordu.

"Şimdi gidelim." bir elini bana uzatmış olan Umut'a tutunup yardım aldım. Sevil çoktan kalkmış kapı ağzında bekliyordu. İçeride bizden başka kimse kalmayınca daha rahat oldum. Benim bu yavaşlığımla herkes varması gereken yere çok geç varırdı.
Neredeyse on dakika da anca inmiştik ucağın merdivenlerini. Valizlerimizi alıp aldıktan sonra bekleme alanına geçtik. Gözlerimle etrafta annemi aradım. Ben onu yeni fark ettiğimde o bana doğru koşmaya başlamıştı bile. Oturduğum yerden ayağa kalkarak kendimi sevgi kucağına hazırladım.

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin