Bölüm 61

2K 101 0
                                    

Dışarı çıktığımda yağmur aynı hızla yağıyordu. Buğra peşimden koşar adımlarla gelmiş beni durdurmuştu.

"Benden nefret ediyorsun değil mi?"

"Evet"dedim tüm sinirimi ondan çıkarmaya meyilli bir şekilde. En çokta senden nefret ediyorum. Neden bana açıklamak zorundaydın ki.

"O zaman bu nefreti biraz paylaşalım...En yakın arkadaşının da Çınara yardım ettiğini biliyorsundur herhalde."diye devam etti.

"Sevil mi onun böyle bir oyuna dahil olacağını sanmıyorum."dedim sesimdeki kızgınlığı bastırarak. Lütfen daha fazlasını kaldıramam.

"Ne sanıyordun ki onu sizin eve mecburiyetten aldığını mı? neden sizinle altı ay kalmak istesin hepsini girdiği iddiayı kazanmak için yaptı."devam edeceği zaman sözünü kestim. Biraz daha devam ederse hıçkırıklar içinde ağalamaya başlayacaktım. Şu an bile gözlerimden akan damlaların yolunu kesmiyordum.

"Bu kadar gerçek benim için yeterli artık sus lütfen."

"Bilmek isteyeceğini düşündüm hatta daha öncede söylemek istedim ama biliyorsun Çınar seni benden uzaklaştırdı."hala devam edince arkamı dönüp yağmurda yoluma devam ettim. Önümdeki merdivenleri hızla indim. Hemen arkamdan gelmeyi sürdürdü. Yere vuran ayak seslerinden anladım. Yolun kenarına geçip taksi durdurmayı denedim.

"Bekle seni evine ben bırakayım."emir kipiyle konuşması beni daha fazla sinir etmeye başladı. Herkes için olan tüm kızgınlığımı öfkemi sadece bir kişiden çıkarabilirdim ama bu büyük haksızlık olurdu. Hedefimi başka yöne çevirmeliydim.

"Kendim giderim."bana doğru yaklaşan taksiye durması için işaret verdim. Durduğu anda içeri geçip kapıyı sert bir şekilde kapattım. Eve gidince yapacağım şey bir an önce oradan ayrılmaktı. Yolu tarif ettikten sonra annemi aradım. Ona belli etmeden sadece eve erken döneceğimi söyledim. Uzun zamandır ilk defa eve erken geldiğini söyledi. Bunu değerlendireceğimizi söyleyip kapattım.İçimde biriken duygu selini sonraya sakladım her zaman olduğu gibi her şeyi içimde tutabilirdim. Ta ki kontrol benden çıkana kadar...

Taksiye dışarıda beklemesini söyledim ve merdivenlerden hızlı hızlı çıktım. Anahtarlarımı kullanıp vakit kaybetmektense zili çaldım defalarca. Sevil uyku hali karşıma dikildiğinde yanından geçip salona doğru yürüdüm. Onu görmek bile istemiyordum.

"ne oluyor nereye böyle "arkadan geldiğinde sabah hazırladığım valizleri sapından tutup kapıya kadar sürüklerken durup ona baktım.

"bugün ne öğrendim biliyor musun? hayatta kendinden başka kimseye güvenemeyeceğini...sakladığınız yalanın sonu buraya kadarmış."dedim.

Artık burada saniye durmak benim için  şuandan itibaren işkence demekti. En yakın arkadaşıma bunu hakıştıramıyordum.

"sana söyleyecektim."

"ne zaman ben gerçeği başka birinden duyduktan sonra mı ?"derken sesim olduğundan daha yüksek çıkmıştı. Sevilin suçlu olduğunu yüzündeki ifadeden anlayabiliyordum. Bunca zaman bana yalan söyleyip durmasının sonuçlarını az çok tahmin etmişti ki sadece şimdi olması onu şaşırtmıştı. Çünkü hazırlıksız yakalanmıştı.

"bugün Çınarla değil de Buğrayla buluştun değil mi? bunu sana o söyledi."

"bir önemi var mı? sadece yanlış olanı düzeltip bana gerçeği gösterdi "az önce kendisinden nefret ediyorum dediğim kişiyi savunmaya geçmiştim. Cevap vermeyince yanından geçip valizlerimle birlikte merdivenleri inmeye başladım. Taksi hala bıraktığım yerdeydi adam dışarı çıkıp valizlerimi araca yerleştirdi. Biraz daha beklemesini söyleyip yukarı kitap kolimi almaya çıktım. Açık kapıdan içeri girip paket yaptığım kolimi elime aldım. Gözüm kanepede oturur şekilde duran ayıcığa takıldı. Bugün onu da benimle eve gelmesi için oraya oturtturmuştum ama artık ihtiyacım yoktu. Sevil odadan çıktığında elinde telefonu vardı. Muhtemelen durumu Çınara yetiştirmişti gerçi bu benim için önemli değildi. Belki o da oynadığı oyunun son bulmasından mutlu olurdu ve beni rahat bırakırdı.

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin