Bölüm 37

2.4K 134 2
                                    

Havanın güzel olmasından yararlanıp kendimi okulun bahçesine attım. Sarmaşıkların sardığı çardağın altına kitabımı alıp yerleştim. Şuan keyfime dokunacak kimse yok gibiydi. Benim gibi birkaç kişi daha dışarıda oturuyordu kimisi yeşilliğin üzerine serilmiş kimisi de ağaçların altına saklanmıştı. Çantamdan kulaklığımı ve telefonumu çıkardım en azından rahatsız edilmeden dersimin gelmesini bekleyecektim. Her zaman kitap okurken dinlediğim fon müziklerinden birini açıp kitabımın sayfalarını çevirdim. Yanıma aniden biri oturunca başımı çevirip baktım. Kuzey bana bir şeyler söylediğinde anlamayarak başımı iki yana salladım. Sonra kulaklığımı çıkarıp ona döndüm.

"Kusura bakma müzik dinliyordum."dedim.

"Sorun değil seninle bir şey konuşmaya geldim."dedi.

"Dinliyorum."dediğimde biraz heyecanlanmış gibi hali vardı. Beninle ne konuşabilirdi ki belki de arkadaş olduğumuzu söyledikten sonra her şeyi benimle paylaşmaya karar vermişti.

"Kimseye söz vermediysen yarın ki partiye benimle gelir misin?"dediğinde şaşırdım. Beklediğim bir şey değildi bu. Benimle arkadaş olmak istediğini söyleyip sonrada partiye davet etmesi ilginçti.

"Üzgünüm birine borcum olduğu için onunla gitmek zorundayım."diye cevap verdim. Belki bunu söylemek içimden gelmeye bilirdi ama sözümden dönersem de Çınarın dilinden kurtulamazdım.

"Bu kişiyi tanıyor muyum?"diye sorduğunda başımı salladım. Hem de çok yakından tanıyordu.

"Hmmm o zaman partide görüşürüz."dedi. Ayağa kalkıp gitmeye hazırlandı.

"Eğer etrafındakilerden sıkıldıysan Buket'e teklif edebilirsin...seni sık boğaz etmeyecektir."diye öneride bulundum. Tek kaşını kaldırıp bana baktı.

"Düşüneceğim."

"Tamam."dediğimde geldiği yoldan okul binasına doğru ilerledi. Umarım benim teklifimi dinler de Buket'i çağırırdı en azından onun bu teklife hayır demeyeceğini biliyordum. Kitabımı ve telefonumu çantama attım. Okul binasına doğru yürümeye başladım. Dersimin başlamasına on dakika vardı. Okulun kapısından içeri girip sınıfa doğru koşturdum. Koridorda gezinen bir kaç kişinin yanından geçip dersimin olduğu sınıfa giriş yaptım. Herkes önceden gelip yerine oturmuştu. Arka sıradan bana el sallayan Umut'u görünce ona doğru ilerledim. Ne zamandır görüşemiyorduk. Çantamı yere bırakıp sırama yerleştim.

"Naber?"diye sordu.

"İyi seni sormalı nerelerdeydin?"dedim karşılık olarak.

"Birkaç gün okulu ektim...şirkette işlerim vardı." Dedi.

"Oku dışında da çalışıyor musun?"diye sordum merak ederek.

"Vakit buldukça... çoğunlukla amcamın isteğiyle oradayım."

"Bu amcan Çınarın babası oluyor sanırım."dediğimde başını salladı. Doğru tahmin etmiştim.

"Sen eve geldiğin de şehir dışındaydı...bir gün tanışırsın eminim çok seveceksin."dedi kendinden emin bir şekilde.

"Tanımayı çok isterim...bu arada senin ailen nerede?"diye sordum. Bunu epey merak ediyordum. Uzun bir süre sessiz kalınca yanlış bir soru sorduğumu anladım.

"Üzgünüm ben..."diye hatamı düzetmeye çalışırken sözümü kesti.

"Bu zamana kadar söylememiş olmam hataydı...ailemi küçük yaşlardayken trafik kazasında kaybettim ve o zamandan bu yana amcamlarla birlikte yaşıyorum."dedi. Kendimi vermiş olduğum patlaktan dolayı kötü hissediyordum. Gerçekten de çenemi kapamayı denemeliydim.

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin