Bölüm 49

2.4K 118 15
                                    

Üstümü giydikten sonra odamda oturup Buğra'nın beni almaya gelmesini bekledim. Onu beklerken de aynadan kendimi izledim. Geçen defasında beni lunaparka götürmüştü ve üzerimde elbise vardı bu defa rahat edebilecek bir kıyafet seçmiştim. Kot pantolon ve üzerine mevsimlik bluz. Bu aralar hava yağışlı olduğu içinde yanıma kot ceketimi almayı ihmal etmiyordum. Odamın kapısı açıldığında Sevil elinde içeceğiyle içeri girdi. Bakışlarını üzerimde gezdirip başını iki yana salladı.

"Randevun bir kızla mı bu şekilde giyindin?"diye dalga geçti. Eve geldiğimde ona söylemiştim ama ne giyeceğimden bahsetmemiştim.

"Dalga geçme onunlayken nereye gideceğimi bilmiyorum ve rahat olmak en iyisi."dedim.

"Bu şekilde gidemezsin."dedikten sonra önüme geçip kendimi izlediğim dolabın aynasını kapattı. Dolabın kapaklarını sonuna kadar açıp ayakta göz gezdirmeye devam etti. Bende hemen arkasında beklemeye devam ettim. Elini askılardan birine uzatıp beyaz mini bir elbiseyi çıkardı. El mağrifeti diye buna derim işte ne zamandır aradığım elbisem.

"Ben giyerim diye saklamıştım ama sana veriyorum...hadi çabuk giy."diye uzattığında elinden alıp ayağa fırladım.

"Bunu ne kadar aradığımı bilemezsin."derken bir yandan az önce giydiklerimi çıkarıp yerine elbisenin askılarını geçirdim. Tam dizimde durduğunda üzerime kot ceketimi geçirip Sevil'in karşısına dikildim.

"Şimdi oldu."diye eliyle tamam anlamında işaret yaptı.

"O zaman içeri geçip beklemeye devam edeyim."çantamı alıp odadan çıktım. Salonda televizyon sesi geliyordu muhtemelen Çınar içerideydi. Yine de sessiz sedasız yanından geçip köşe koltuğuma oturdum. Ne tam karşısındaydım ne de tam yanında ara mesafe de bir yere oturmuştum. Bakışlarını bana çevirip baktı bir şey söyleyecek gibiydi ama tekrar vazgeçip televizyona döndü. Bu iyiydi söylemek istediğimi artık anlamış gibiydi. Yoksa şuanda Çınar benimle konuşmaya girmeden duramazdı. Kapı zili çaldığında hızla yerimden kalktım.

"Koş koş bekletirsen kaçar."diye arkamdan söylenince Çınara ters ters baktım. Kapıyı açtığımda Buğra elinde bir paketle karşıma dikildi.

"Küçük bir hediye kabul edersen."diye paketi bana uzattı.

"Teşekkürler iki dakikaya geliyorum." Elinden paketi aldığım gibi odama doğru koşturdum. O sırada Çınar da bize doğru bakmaktaydı. İnat olsun diye paketi ona göstererek salladım. İfadesi sertleştiğinde artık sallamayı kesip odama girdim.

"Vay canına ilk günden hediye mi?"kapıyı kapatıp içeri girdiğimde Sevil'in ilk işi elimdeki pakete bakmak oldu.

"Evet bu sende kalsın merak edersen bakabilirsin, ben çıkıyorum."dedim. Paketi kucağına verdim. Kapıdan çıkmadan önce arkamdan seslendi.

"İyi eğlenceler." Başımı sallayıp gülümsedim. Az önce oturduğum koltukta duran çantamı elime alıp kapıda beni bekleyen Buğra'nın yanına gittim.

"Görüşürüz Çınar."dedi Buğra içeriden bize ters ters bakan Çınara karşı. Kapıyı sessizce kapatıp çıktım. Sağı solu belli olmayan Çınarın vereceği tepkiyi bekleseydim eğer şuandan itibaren gecemi mahvedebilirdi. Merdivenleri yavaş yavaş inmeye başladığımızda ayağıma geçirdiğim topuklular ses yapmaya başladı.

"Koluma girmeye ne dersin?"

"İyi olur"bu teklife hayır diyemezdim hele de ayağımda bu topuklu ayakkabılar varken. Bana doğru uzattığı koluna girdim. Apartmandan çıkar çıkmaz araba kapının hemen önünde duruyordu. Böylece fazla yol kat edip otoparka yürümeye gerek yoktu. Arabanın etrafından dolanıp kendi tarafıma geçtim.

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin