Bölüm 39

2.5K 133 1
                                    

Ancak başımı kaldırıp yüzüne bakabildim. Her zaman parlayan o yeşil gözleri koyulaşmıştı. Bir kez daha kendimi elinden kurtarmaya çalıştım. Hiçbir şekilde beni bırakmadı.

"Çınar sen ne yaptığını sanıyorsun?"dedim ellerini üzerimden itmeye çalıştım.

"Sadece sana sarılıyorum."

"Kimse görmeden beni bırak."diğer yandan kollarının altında cebelleştim.
"Görsünler."omzuma yasladığı başı hareket edip boynuma uzandı. Sıcak nefesini tenime doğru üfleyip boynumdan öptüğünde gözlerimi kapattım. Bu hoşuma gitmiş olamaz. Hayır hayır iki saniye de tekrar kendime geldim.

"Fazlaca içmişsin ve beni bırakmazsan şimdi buradan aşağı  düşeceğiz."dedim. Terasın tam boşluğunda duruyorduk bir adım daha ilerlersek aşağıya boylanacaktık.

"Benimle partiye geldin neden benimle dans etmedin?" Beni kendine doğru çevirdi. İki kolumu sıkıca tutmaya devam etti. Hal ve hareketlerine şaşkındım.

"Bunu bana mı diyorsun... başkalarıyla çok güzel vakit geçiriyordun, ayrıca herkesin içinde oldukça cesur hareketler sergiliyordunuz. "dedim başımı kaldırıp yüzüne ters ters baktım. Bakışlarıma aynı şekilde karşılık verdi.

"Farkında değilim. Ama seninle daha cesurca bir şey denemek istiyorum ."dedi. Gözlerini dikip aşağıdaki havuza baktı. Afallamış bir şekilde yüzüne baktım. Düşündüğüm şeyi planlamıyordu umarım. Çınar normal Çınar değildi. Normalin dışında oynuyordu. Kafayı bulacak kadar alkol aldığı her halinden belliyken buna izin veremezdim.

"Saçmalama Çınar hadi buradan gidelim."dedim.

Başını iki yana salladı. Bana iyice yaklaştı." çok güzel kokuyorsun."
Hareket edemedim. Söylediği ya da haptığı hiçbir şey tanıdığım adama ait değildi.

" lütfen artık buradan gidelim iyi değilsin. "dediğim de ellerini üzerimden yavaşca çekti. Beni bırakmasıyla gitmek için bir hamle yaptım. Bu şekilde peşimden aşağı gelir belki derken ne  olduğunu anlamadan bileğimden tutup geriye çekti. Tam önünde aynı zamanda terasın ucundayken yüzümü avuçları arasına alıp kendins çevirdi. "Ne yap..." dudaklarını benimkilerin üzerine bastırınca kelimeler boğazımdan çıkamaz oldu. Beni öpmesiyle birlikte geçirdiğim şokla geri hamleyi yapayım derken ayağım kaydı ve bir  anda aşağı boyladık. İkinci kattan düşerken korku içimi kapladı. Havuzun serin sularında dibe doğru çökmeye başladık. Bir elim hala Çınarın elindeydi. Çıkmama bile izin vermiyordu amacı bu suyun içinde beraber ölmekmiydi?Beni kendine doğru çektiğinde ondan uzaklaştım. Var  gücümü kullanarak kendimi yukarı doğru ittim. Başımı havuzdan çıkardığımda zar zor nefes alıyordum. Herkes havuzun başına toplanmış merakla bekliyorlardı. Gözlerim Sevil'i bulduğunda el işareti yaptım konuşacak halim kalmamıştı. Umut suya atlayıp bana doğru geldiğinde gözlerim yarı kapalı yarı açık haldeydi. Havuzun kenarına kadar beni taşıyıp bıraktı. Sevil kollarını etrafıma sarıp beni kendine doğru çekti.

"Ne oldu öyle yukarıda... sen iyi misin?"diye sordu. Sesi fazlasıyla endişeliydi. Kendimi geri çekip öksürmeye başladım yuttuğum tüm suyu dışarı çıkardıktan sonra rahat bir nefes aldım. Başıma toplanan herkes iyi misin, ne oldu, ne yapıyordunuz orada sorularıyla üzerime üzerime gelmeye başladı.

"Beni buradan götürebilir misin?"dedim. Beni izleyip başını salladı.

"Tamam  "diye Umuta işaret verdi. Kuzenin yanında ona ayılması için yardım ediyordu. Sevil koluma girip ayağa kalkmama yardım ettiğinde önümdeki kalabalık çekildi. Karşımda bana doğru koşup gelen Buket ve Kuzey'i gördüm. Tam karşıma dikilip soru sormaya başlamadan önce elimle onları durdurdum. Şaşkınlık içinde kalsalarda Buket yardım amaçlı diğer koluma girdi.

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin