Bölüm 36

2.5K 130 4
                                    

Odamın kapısı defalarca çalındı. Aynı şekilde defalarca duymazlıktan geldim. Kim sabah sabah beni rahatsız edebilirdi. En sonunda "gel"diye bağırdım. Hala yatağımın içinde uyumaktaydım ve başımı yastığın altına gömmüştüm kollarım ise yatağı kucaklamıştım.

"Yatakla sevişmen bittiyse arkadaşların dışarıda seni bekliyor." Yastığımın altından başımı kaldırıp baktığımda elinde kahvesiyle odamın kapısına yaslanmış Çınarı gördüm. Sevil'in geldiğini sanmıştım oysa.

"Ne .."dedim bir anda. Hem şaşkın hem uykuluydum. Hangi arkadaşlarımdan bahsediyordu.

"Kızıl kafa esmer kız ve Sevil alışveriş için seni dışarıda bekliyorlar...ve senin gibi tembel bir kızı sona bırakmaları çok yanlış."dedi. Akadaşlarımdan bu şekilde bahsettiğine göre onları tanımıyordu.

"Hey...ben tembel falan değilim sadece bugün pazar ve biraz uyumak istedim."diye kendimi savundum.

"Saat öğleden sonra iki... tüm ömrünü uyumak için mi geçericeksin?"

"Senin benimle derdin ne...tamam beni uyandırdın şimdi gidebilirsin." Deyip yatağımdan hızla kalktım. Hala gözlerini üzerimde gezdirip kahvesini yudumluyordu.

"Haber verdiğin için sağol şimdi odadan çık."dedim bir kez daha. Bunu da dinlemezse eğer ellerimle odadan çıkarmak zorunda kalacaktım. Başını iki yana sallayıp sırıttı sonra arkasını dönüp odadan çıktı. Üçletmeden anladığı için minnettardım. Arkasından kapıyı kapatıp kilitledim. Daha sonra komodinin üzerindeki telefonu alıp Sevil'in numarasını çevirdim. Çaldı çaldı ama kaldıran olmadı. Benim onu azarlayacağımı bildiği için zamanı beş dakikadan olsa erteliyordu ama bunun zamanı elbet gelecekti. Üzerimi değişip çıkmam gerektiği için dolabıma doğru koşturdum. Rastgele bir tişört ve kot pantolon alıp giydim. Havanın serin olacağını düşündüğüm için hırkamı elime aldım. Darmadağın olmuş saçlarımı tarayıp açık bıraktım.
İlk defa beş dakika kadar kısa bir sürede hazırdım. Çantamı alıp koşturarak evden çıktım. Merdiveni o kadar hızlı inmiştim ki neredeyse yuvarlanıp düşebilirdim. Apartmanın önünde bekleyen mini cooper'ı görünce o yöne doğru ilerledim. Sürücü koltuğunda Buket oturuyordu. Hemen yanındaki koltuk boştu. Bu durumdan sonra Sevil'in benimle oturması iyi olmazdı zaten. Arkaya göz attığımda Sevil ve Funda oturuyorlardı. Ön kapının camı yaralandı. Buket gözlüğünü başına takıp bana döndü.

"Buraya gel Alev" dedi yanındaki koltuğu göstererek. Kapıyı hızla açıp yerimi geçtim.

"Beni böyle sona bırakmanızın bir sebebi var mı?"diye sordum. Sonuçta hep birlik olup beni en son haberdar etmişlerdi. Sevil'in benim en yakın arkadaşım olup çağırmasını beklerken o da bunu yapmamıştı.

"Bu sana küçük bir ceza...dün Kuzeyle neler yaptığını bana anlatmadığın için."dedi Sevil. Arkamı dönüp yüzüne baktım.

"Arkadaşça bir buluşma olduğunu sadece yemek yiyip eve döndüğümü daha kaç defa söylemeliyim."dedim.

"Tamam Sevil sende uzatma aralarında bir şey olamaz zaten."dedi. Buket arabayı çalıştırıp apartmandan çıkarken. Onun neden böyle bir şey dediğini sormak istedim ama soramadım. Eğer böyle bir şey yapsaydım mutlaka benim Kuzey'e karşı hislerim olduğunu düşünürlerdi ve bu hiç iyi olmazdı. Daha dün Kuzey'in kendisi benimle arkadaş olmak istediğini söylemişti.

"Bence her şeyi boşverin şu alışveriş işini halledelim.."diye araya girdi Funda. Konuyu değiştirmesi iyi olmuştu.

"Bence de öyle yapalım."diye ona katıldım.

************

Yarım saat içinde alışveriş için kendimize en büyük Avm'yi seçtik. Gerçi ben yol boyu konuşmamıştım ve kararı vermek Buket'e düşmüştü. Arabadan teker teker inip otoparktan çıktık. Asansörden ilk kata çıkıp Funda'nın tavsiyeleriyle bir kaç mağazaya girdik. Sevil benden hep iki adım önde ilerledi. Şuan yanımda yürümek istese de ben ondan uzaklaşırdım. Çünkü biraz da olsa ona kırılmıştım.

OYUN BOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin