Pazar günümü güzellik uykusuyla harcamayı düşünürken Çınarın benim evime yerleştirdiği hediyeyi görmek için erkenden uyanmıştım. Tam olarak ne aldığını söylemese de ondan her türlü şeyi beklerdim. Çınar bu sağı solu hiç birbirini tutmazdı. Uykudan açılıp kendime geldiğimde giyinmek için dolabımın kapaklarını açıp boş boş bakındım. Giyecek bir sürü kıyafetim var ama seçecek halim yok işte.
"nereye böyle erkenden.?"arkamı döndüğümde Sevilin uyanmış olduğunu gördüm.
"eve bir uğramam gerekiyor bugün."dedim. Elime geçen kırmızı daracık pantolonu üzerime geçirdim. Ona uygun bluz ararken Sevil yanıma gelip dolaba uzandı. Bana doğru askılı siyah bluzu uzattı.
"bunu giy akşam plan yapmayın biz kızlar beraber takılalım."dedi bir yandan esnemek ile meşguldü. Sevili hiç beklemediği şekilde kendime çekip sarıldım.
"teşekkür ederim hangi kızlar?"
"sen ben Buket belki gelirse Funda konuşmamız gereken çok şey var. Özellikle senin Çınarla aranızda olup bitenler hakkında. "dedi imalı şekilde. Bunu beklemiyordum işte o gece hakkında konuşmak istemiyordum kızlar bir araya toplanırsa dedikodu kazanı kaynayacak demekti.
"Olan biten pek bir şey yok aslında."dedim.
" Hı hı sen öyle san. "dedi. Kapıyı kapatıp odadan çıktı. Bana verdiği bluzu giyip üzerime kot ceketimi aldım. Saçlarımı tepemde dağınık topuz oluşturdum. Bu benim uzun saçlarım için en ideal saç şekliydi. Çantamı ve telefonumu kapıp odadan çıktım. Sevil mutfağa geçmiş olmalıydı ki dolap kapaklarını açma kapama sesleri yakından geliyordu.
"ben çıkıyorum görüşürüz."diye bağırdım karşı taraftan cevap gelmesini bekleyerek. Ardından ayakkabılarımı da hızlıca giydim. Mutfak kapısından kafasını çıkarıp baktı.
"Görüşürüz tatlım Çınara selam söyle planımızı iptal etmeyi aklından bile geçirmesin ki ben ona mesajı çoktan ilettim."
"Harika, tüm gün benimle bu konuyu tartışacak."kapıyı ardımdan kapatıp dışarı çıktım. Merdiveleri tüm hızımla indim ve Çınar çoktan gelmiş beni bekliyordu. Yavaş adımlarla yanına gittim.
"Günaydın."
"Sana da günaydın"derken beni kendine çekip sarıldı. Geri çekilirken yüzüne baktım.
"Bu ne içindi?"
"Ne? Sana sarılmam için bir sebep mi lazım? Artık izin almam gerekmediğini düşünüyorum."
Arabanın kapısını açıp geçmemi işaret etti.
"Elbette , izin almana gerek yok. Sadece kendimi ilişkimize alıştırmaya çalışıyorum."
Bana gülümserkem kapıyı kapatıp yerime geçtim. Sürücü koltuğunda yerini aldı. Arabayı çalıştırıp bizim eve giden yola koyulduk. Biraz mesafe kat edinceye kadar sessizlik olmasın diye radyodan rastgele bir müzik kanalı açtım. Çınar arabasına her binişimde içerisi farklı bir parfüm kokuyordu. Daha çok bilindik erkek parfümü gibiydi ama Çınarın kullandığından farklı.
"arabana özel parfüm mü kullanıyorsun?"diye sorarken buldum kendimi.
"evet o benim için önemli güzel kokması gerektiğini düşünüyorum."
Bir araba neden bu kadar önemliydi onun için."beni mi daha çok seviyorsun darly mi?"hiç düşünmeden sordum.
"indiğimiz zaman söyleyeceğim"dedi.Böylesi daha çok sinirleniyordum.
"nedenmiş o?"
"Darly hassas bir araba tatlım bizi duyuyor."söylediği şeye ağzım açık kalırken diğer yandan kendimi arabadan atmak istedim. Ciddi miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN
RomanceSize hayat gibi bir oyundan bahsedeceğim. İstemeden başrolünü aldığım bir oyun. Karşıma çıkan her şeyin bir tesadüf olmadığını anladığım zaman kendimi bu oyunun içerisinde buldum. Her oyunda olduğu gibi bu oyununda bir rakibi ve kurbanı vardı. Peki...