3. Bölüm: Cin çocuk

119 10 1
                                    

Ben Cenk Arman

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ben Cenk Arman. Okulun popüler zengin oğlan kontenjanını dolduruyorum. Orta boylarda esmer, yakışıklı biriyim. Şeytan tüyü varmış bende, etrafımdakiler öyle diyor. Hepsi dost değil tabi ki. Etrafımda kaypaklar, yağcılar gırla. Benimse tek derdim iyi vakit geçirmek, bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Tek bir pis huyum var oda bana çatanın gözünün yaşına bakmam. Onu cin çarpmışa dönderirim. Olayların ele başı, arkadaş gurubumun beyniyim. Bu yüzden beni okulda Cin olarakta çağırırlar. 

Tüm bunların yanında Annem Handan Armanın biricik oğlu ve dedem Yusuf Atalay Arman ın şımarık torunuyum. Dedem ve annemden gördüğüm fazla ilgi beni ukala ve başıboş yapsada özünde iyi biri olduğumu söyleyebilirim. Dedemin serveti sayesinde en lüks arabaları kullanıyor en havalı mekanlarda takılıyorum. Bir elim yağda bir elim balda anlayacağınız. Ama yinede hep bir eksiklik var hayatımda: babam. Onun ölmüş olması değilde, bir cinayete kurban gitmesi en çok canımı sıkan. Katil yakalandı ve şimdiye kadar cezasını çekip çıktı belkide. Ağrıma giden beni babasız bırakan adamın hala yaşıyor oluşu. Yada şimdiye kadar ölmüş müydü? Annem ve dedem bana birşey anlatmıyor ki. Başımın belaya girmesinden korkuyorlar herhalde. Hele annem, üstüme titriyor. Bana karşı hep çok hassastır. Birçok kez evlenme teklifi almasına rağmen kabul etmedi. Bunda babamı unutamamış olmamasının payıda var elbette. 

Her neyse size sevgilimden bahsetmek istiyorum: Başak. 

Kumral, yeşil gözlü, dalgalı saçlı göze hitap eden biri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kumral, yeşil gözlü, dalgalı saçlı göze hitap eden biri. Hem sade hemde şık olmayı beceren nadir kızlardan. Başak okuldaki sakin imajına nazaren heyecan arayan, herşeyden çabuk sıkılan, tek bir yerde duramayan bir kız. Biribirimizi anlamakta bazen güçlük çeksekte onu çok seviyorum. Onunlayken huzur buluyorum. Başak değişikleri sever, bende alıştığım bildiğim şeyleri. Bu yüzden çatışmalar oluyor. Okulda bir arkadaş gurubumuz var ve sık sık okul dışında beraber takılırız. Gittiğimiz yerler hep bilindiktir, Başak'ın bu hoşuna gitmiyor. O yeni insanlar tanımak, daha değişik şeyler yapmak, başka şeyler görmek istiyor. Bir ayağı hep yurtdışında. Hafta sonu gittiği Londradan yarın dönecek.

Bugün ne hinlik yapsamda okulu eksem diye düşünürken birden içimde okula gitme isteği uyanıyor. Buna sebep dün gece evlerinde yemek yediğim kız. Neydi adı? Kardelen! Ona okulda bir karşılama töreni hazırlamalıyım, dünkü küstahlığının elbette bir bedeli olacak. 

Dün annem ve dedemin ısrarıyla onların tanıdıklarının birinin evine gitmiştim. Hiç yapmadığım şey ama ne edeyim ki onların ısrarlarına dayanamıyorum (annem beni arabamı elimden almakla ve harçlığımı kesmekle tehdit etti). Neymiş efendim bu şehre yeni taşınmışlar, benim yaşlarımda olan kızları adapsiyon sorunu yaşıyormuş (düpedüz asosyal demiyorlarda), benim gittiğim okula gideceği için bizi tanıştırıp kaynaştırmak istiyorlarmış. Yol yordam bilmediği için ona okulda kılavuzluk edecekmişim. Neyse apar topar gittik artık, el mahkum. Yemek güzel başladı. Kenan ve Sedef hanım çok kibar insanlardı. Sedef hanımdan zaten gözümü alamıyordum, kızıda bu güzellikteyse seve seve ona yardıma hazırdım. Ama kız bir türlü aşşağı inmek bilmedi. Anne, baba, hizmetci hiçbirinin ısrarı yeterli gelmedi. Hizmetcilerin son denemesi muaffak olmuş olacak, küçük hanım masamıza teşrif etme zahmetinde bulundu. Ama ne teşrif etmek. Annesine bak kızını al derler ya, alakası yok. Bu kızın saçları cadı gibi, yüzünde iki ton koyu makyaj, burnunda bir halka. Üstü başı dersin ki yataktan yeni uyanmış. 

Zorunlu bir tanışma faslı başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zorunlu bir tanışma faslı başladı. Kızın ismini duyunca şaka yaptığını zannettim. Bir isim bir insana bu kadar mı zıt olur? Elimde kadeh buna kendi kendime gülerken küçük hanımın artık nasıl zoruna gittiyse tabağındaki et parçasını kadehimin içine attı:
- Ne o? İsmim pek mi komik geldi? Senin ki çok mu değişik?

Sesi küçük yapısına göre güçlü çıkmıştı. Elimdeki kadehi masaya bırakıp üstüme bulaşmış olan sıvıyı peçeteyle sildim. Ona yapacağımı bilirdim ama dedem ve annemin göz hapsindeydim, bana yan yan bakıyorlardı. Derin nefes aldım:
- İsmine güldüğümü nerden çıkardın?
- Doğru sen kendi ezikliğinle dalga geçebilirsin ancak.

Babası kızına ayar verdi:
- Terbiyesizlik etme Kardelen! Ondan hemen özür dile!
- Haksız mıyım? Zavallım harçlığı kesilmesin diye gelmiş belli. Yoksa dışarda eğlencenin dibine vurmak varken kim bu sıkıcı ortamda olmak ister?

Içten içe bu kıza ağzının payını veremediğim için kaynıyordum. Bırak tavrını, ağrıma giden şeylerden biride bu "arızanın" söylediklerin doğruluğuydu. Sanki kendi durumu pek farklıymış gibi. Bu ne cürret!

Bu sefer annesi parladı:
- İleri gidiyorsun! Hemen odana çık!

Kız omuzlarını kaldırıp indirdi, umrunda değildi:
- Canıma minnet! Bu yapmacık, yüzlerinde iki gram samimiyet göremediğim insanların içinde olmak için can atmıyorum.

Evden çıkana kadar adamların dilemedikleri özür kalmadı, acıdım doğrusu onlara. Ama madem ki kızları benim okuluma gelecekti elimden çekeceği vardı. Kimse beni ailemin yanında küçük düşüremez! Helede yaşça benden küçük bir kız çocuğu asla!

 Kimse beni ailemin yanında küçük düşüremez! Helede yaşça benden küçük bir kız çocuğu asla!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*****

Cam kırıkları - KardelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin