51. Bölüm: Kaçak

21 2 1
                                    

Onur Başak'ın odasından çıkarken başı eğik bir halde koridordaki banklardan birine oturdu. Bu yapacağı şey için kendini asla affedemeyecekti. Telefonu eline aldı. Dakikalarca ekranına baktı. Parmağı Kardelenin adının üstünde gezip durdu, ama bir türlü arayamadı. Daha bugün gelinlik bakmaya gitmişti. Kimbilir nasıl bir heves ve heyecanla seçmişti giyeceği gelinliği. Onun bu özel anında yanında olamadığı gibi şimdi bir şaka gibi onunla evlenemeceğini söyleyecekti. Kenan beyin, Sedef hanımın yüzüne nasıl bakardı? Ya kendi ailesinin?

Anlatabileceğini sanmıyordu, ama hiç kimse onu anlamasa bile onu anlayacak biri vardı.
Suna Bağlarını kurtarmak için parayı bulduğunu söylediğinde dayısının yüzünün aldığı o huzur ve mutluluk dolu ifadeyi ömrünce unutamazdı. Sevinçten ağlamıştı:
- Annenle baban genç öldü. Sen bin yıl yaşayacaksın! Yaptıklarınla, başarılarınla hep anılacaksın! Öyle bir yük kaldırdın ki omuzlarımdan. Ölüm zor gelmiyor artık. Kızkardeşimin, arkadaşımın yanına başım dik gideceğim. Hesap vereceğim bir tek Allah kaldı.

Onur herşeyi annesi ve babasının hatırasını yaşatmak için yaptığını düşünerek bundan güç alıyordu. Çektiği aşk acısını hafifletiyordu.
ilk defa çok istediği birşeyden vazgeçmeye mecbur kalmıştı. Kazandığı halde kaybetmiş gibi hissediyordu. Etinden bir parça koparılmış gibi, yaralı. Bu derin duygular kafasını karıştırıyordu. Onu hüzünlendiriyor, Kardelene olan ihtiyacını artırıyordu.

*****

Kardelen kötü bir gece geçirmişti. Hiç uyuyamamıştı. Onurun bir açıklama yapmadan onu bırakıp gitmesine içerleyeceği yerde, Cenk'in dün gece ki halini düşünüp kahroluyordu. Sedef Onurun geldiğini söylediğinde aşağı indi. Dün neden apar topar gittiğini anlatmaya gelmişti:
- Çok yakın bir arkadaşım... intihar etti. Onun yanında olmalıydım. Gününü mahvetmek istemediğimden...

Genç kız onun adına üzüldü:
- Açıklamana gerek yok. İyi mi şimdi?
- Evet.
- Çok şükür.
- Çok bunaldım. Akşam yemeğe çıkalım mı. Konuşmamız gereken şeyler var.

Kardeleni yemeğe çıkarıp ona herşeyi açıklayıp veda edecekti. Ama Cenk bu planını bozdu. Yine nerden haber aldıysa Kardeleni evden almaya gittiği vakit onu yine kapıda buldular:

- Yürüyün! Benimle geliyorsunuz!

Kardelen ona içi ezilerek baktı. Dünkü yıkık sarhoş halinden eser yoktu. İyi oynuyordu. Hiçbir şey olmamış gibi Kardelen ve Onurun koluna girdi. Ne dedilerse dinletemediler. Onları çok lüks bir mekandan içeri soktu. Normalde böyle yerler kalabalık olurdu ama ses seda yoktu. Cenk alkış çaldığında tek bir ağızdan bir kalabalık onları karşıladı:
- SÜRPRİZ!!!

Cenk etrafına neşe saçarak Onur ve Kardelene alkış tuttu:
- Ne bir kına, ne bir bekarlığa veda partisi. Ben sizin öyle kuru kuru evlenmenize göz yumarmıyım?

Elini havaya kaldırdı:
- Müzik ve eğlence başlasın!

Yarı çıplak kadın dansçılar ortaya fırladı. Sonra onlar için hazırlanmış yüksek platoların üzerine geçip tahrik eden dans stilleriyle oradakileri eğlendirmeye devam ettikler. Gelin ve damattan ziyade Cenk çok eğleniyordu. Pistte dans etmediği kız kalmamıştı. Arada dansçılara sokuluyor, onlarla flört ediyordu. Bunu yaparken Kardeleni gözden kaybetmiyordu. Maksadı onu kıskandırmak, ona acı çektirmekti. Genç kız bunun farkındaydı. Daha dün gece dağıldığını görmüştü, bu yaptıkları ona inandırıcı gelmiyordu. Onun yüzünden için için nasıl acı çektiğini, kahrolduğunu bilerek kendini ona bakmaya zorluyordu. Sonunda dayanamayarak, Onurun oyalandığı bir anda bunu fırsat bilerek Cenkin yanına gitti. Onu etrafındaki kadınların ortasından çekip aldı. İtiraz edince çekiştirerek kuytu bir köşeye götürdü:
- Cenk! Yeter! Bu aptalca hareketlerine bir son ver!
- Pardon?
- Bana acı mı çektirmek istiyorsun? Tamam! İtiraf ediyorum, çok canım acıyor. Ama benim yüzümden kendine bunu yapma artık!
- Sana acı çektirmek istediğim doğru, ama bunu yaparken eğlenmediğimi kim söyledi? Hiç yara bandı diye birşey duymadın mı? Belkide ilacım bu kızlardan biridir. Bu akşam birlikte olmak için hangisini seçsem acaba?

Cam kırıkları - KardelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin