9.Bölüm: Zehirli Sarmaşık

76 5 0
                                    

Kardelen dalgın dalgın kantine doğru yürüyordu. Başak yanına yanaştı:
- Ne o? Sende mi dün gece feneri geç söndürdün? Çok yorgun görünüyorsun.
- Boşver! Sen var mısın benimle boya malzemeleri almaya?
- Hayır. Haftaya pederin doğum gününü kutlayacağız, annemle plan yapmam lazım. Şimdi derse gireceğim.
- Neyi merak ediyorum biliyormusun? Senin derslere neden girdiğini. İstesen torpille okulu kolay yürütürsün.
- Evet ama, aptal bir sarışın, yani kısacası dışı hoş içi boş biri olmak istemiyorum.

Birden bir alkış sesi duyuldu. Onur hemen arkalarındaydı:
- Beni yanıltığınız için size teşekkür ederim.
Başak kaşını kaldırdı:
- Ne konuda?
- Neredeyse buradakilerin okula sırf gezmek için geldiklerine inanacaktım. Meğer okumak için gelenlerde varmış.

Kardelen burun kıvırdı:
- Evet var, ama nesliniz tükenmek üzere haberiniz olsun.

Onuru baştan aşağı süzdü:
- Hayrola! Sen benim yüz metre bile yakınıma yaklaşmazdın. Bunu neye borçluyum acaba?
- Okuma aşkına.

Kardelen mayışarak:
- Aşk olsunda isterse içinde sıkıcı okumak olsun.

Onur omzuna doğru yatan Kardeleni eliyle durdurdu:
- Sen hiç ciddi olamazmısın?

Genç kız iyice abartarak üstüne çullandı:
- Sen iste fazlasınıda olurum.

Onur kızardı. Neden onu hep böyle utandırıyordu sanki? Genç kız ona göz kırptı:
- Ne diyorsun?

Başak ve Onur bir ağızdan:
- Neye?
- Teklifime.
Başak şaşırarak:
-Ne teklifi?
- Bari sen yapma Başak! Görmüyormusun Onur beye ilanı aşk ediyorum.

Onur onu ciddiye almayarak başını salladı:
- Ne acaip kızsın sen?

Kardelen gözlerini büyüterek:
- Hım anladım, reddedildik. Yanlız beni çok kırdın... Bir daha gözüme görünme!

Bunu deyip onlara sırtını dönüp gitti. Birkaç adım uzaklaştıktan sonra Kardelen nefesini bıraktı. Kendi kendine:
- iyice abart Karen hanım! Bu sefer şakanın dozunu iyice kaçırdın. Birgün kapanın elinde kalacaksın.

Onur hala Kardelenin ardından bakıyordu, Başak'a dönerek:
- Şu son söyledikleri... Ciddi miydi?
- Yok canım, korkma. O bunu hep yapar.

Arada sessizlik oldu. Onur uzaklara bakarak:
- Anlayamıyorum.
- Efendim?
- Kardeleni anlayamıyorum.
- Hımmm.
- Dışarda biraz yürüyelim mi?
- Olur.
Laf açmak için:
- Yanında çoğu zaman sarışın bir kız görüyorum, kızkardeşin değil mi?
- Evet. Senin kardeşin var mı?
- Yok.

Konuşa konuşa yürüdüler. Laf lafı açıyordu. Bir yerlerde oturup birşeyler içtiler. Başak saatine baktı:
- Dersimi kaçırdım.
- Bende, ama seninle sohbet o kadar hoş ki bölmek istemedim.
- Yani bilerek mi?

Onur sustu. Koşar adımlarla biri yanlarına geldi:
- Neredesin sen kızım? Yana yakıla seni arıyor Cenk.

Tibet Onuru onun yanında oturur görünce:
-Hayrola? Durum nedir anlayalım Başak?

Genç kız onu duymazdan geldi:
- Hadi gidelim.

Tibeti takmadan dönüp Onur'a el salladı. Genç adam anlam veremedi:
-Bu ne şimdi Başak?
- Sana hesap mı vereceğim?
- Bak Cin duyarsa...
- Ne olurmuş?
- Kızım sen benimle dalga mı geçiyorsun? Zaten çocuğa uyuz oluyor, birde sizin böyle samimi olduğunuzu duyarsa...
- Abartma, sadece konuşuyorduk. Cenk'e tek kelime yok tamam mı?

Onur Başak'ın bir erkek arkadaşı olduğunu bilmesine rağmen yinede onu düşünmeden yapamıyordu. Üstelik Başakta boş değildi ona karşı. Aslında onun hala neden Cenkle olduğunu anlayamıyordu. Bir yandan ona umut veriyor, diğer yandan hala onunla çıkıyordu. Bir defasında Onur kendini tutamayıp Başak'ı öpmüştü. Ondan bir tepki beklerken oda ona karşılık vermişti. İlk o an Onur kendini suçlu gibi hissetmişti. Başkasının sevgilisiyle nasıl bu kadar samimi olurdu? Bunu Başak'ada söyledi:
- Söylesene Başak, ben senin için ne ifade ediyorum?

Cam kırıkları - KardelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin