11.Bölüm: Sahipsiz

81 9 2
                                    

Kendi dünyandan fırsat bulup, başını kaldırıp bakmadın ki. Binlerin içinde yanlız. Ait olduğu insanlar varken bile sahipsiz.

Kardelen gecenin bir yarısı eve geldiğinde babası ve Sedef'i onu beklerken buldu. Kenan bey barut fıçısı gibiydi. Artık Sedefin fişteklemeleri mi bilinmez, genç kız babasını hiç bu kadar sinirli görmemişti. O hep yumuşak, ona anlayışlı yaklaşan adamın yerinde yeller esiyordu:
- Gecenin bu saatinde tek başına dışarda ne arıyorsun!

Kardelen her zamanki saygısız tavrıyla:
- Tek başına olduğumu nerden biliyorsun?
- Cenkle ve Başakla değildin, onları aradım. Telefonunuda evde bırakmışsın. Mahsus mu yapıyorsun? Bizi meraktan öldürmek mi istiyorsun?

Dediklerini umursamayarak:
- Korkmayın, size birşey olmaz.
- Oda ne demek?
- Ben yatmaya gidiyorum, çok uykum var.

Merdivenlerden çıkamadan babası kolundan tuttu:
- Her seferinde böyle kurtulamasın Kardelen. Bize ne yaptığının farkında mısın? Neredeyse polisi arayacaktım, bundan haberin var mı? Senin için ne kadar endişelendiğimizi kafan almıyor mu?

Babası dirseğini sertce tutmuştu. Genç kızın acıdan yüzü buruştu:
- Bırak beni!
- Hayır! Bize bunu neden yaptığını anlatacaksın?
- Bırakın beni Kenan bey!

Babası sinir harbi içinde bağırdı:
- Kenan bey! Demek beni bir yabancının yerine koyuyorsun. Ben senin babanım! Bu güne kadar sana hep anlayışlı davrandım, hep alttan aldım, ama artık yeter! Bu evde yaşıyorsan istesende istemesende benim kurallarıma uyacaksın!

Böyle konuşurken Kardelenin tuttuğu kolunu ordan oraya savuruyordu. Genç kız acı içinde kıvransada bunu belli etmemek için dişlerini sıkıyordu. Ama Sedef hanım bunun farkına varmıştı. Kocası Kardelen eve gelmeden ona sıkı sıkı tembih etmişti, o kızıyla konuşurken kendisi lafa karışmayacaktı. Ama bu müdahale gerektiren birşeydi:
- Kenan bırak! Kızın nasıl acı çektiğini görmüyor musun?

Adamın gözü öyle kararmıştı ki kızını bırakırken bile elinde olmadan canını yaktı. Kardelen çığlık attı. Genç kız gözyaşları içinde olduğu yerde kaldı. Sedef korkuyla, Kenan beyde şok içinde ona bakıyordu:
- Kızım!

Sedef onu baştan aşağı süzdü. Saçı başı her zamankinden daha dağınıktı. Makyajını genelde abartsada bu kadar yüzünün her tarafına bulaştırmazdı. Dudağının kenarında hafif bir kan izi vardı:
- Sana birşey olmuş!

Kardelen histerik bir kahkaha attı:
- Size hissettirdiklerimden benim hissettiklerime hiç gelmeyiz sanıyordum. Görmekte bir başarıdır.
Tebrik ederim.

Onlara arkasını dönüp koşar adımlarla merdivenlerden çıktı.
Kenan bey girdiği şoktan çıktı:
- Ne, nasıl?
Kızının ardından bağırdı:
- Gel buraya! Bize ne olduğunu anlatacaksın!

Oda yukarı çıktı. Kardelen odasına girip kapıyı kilitledi. Babası kapıya vuruyordu:
- Çık dışarı! Sana ne olduğunu bilmek istiyorum! Eğer biri birşey yaptıysa...

Kenan beyin sinirden gözleri yaşlanmıştı. Arada sesi kısılıyordu:
- Aç kapıyı!

Sedef onu tutup kapıdan uzaklaştırdı:
- Yapma Kenan, bu şekilde olmaz.
- Kızıma ne olduğunu öğreneceksin, yoksa kapıyı kırar kendim öğrenirim! Benim bebeğime kimse dokunamaz, anladın mı! Mahvederim! Öldürürüm!

Sedef Kardeleni kelepçeleyip sırtına sopayla vurduğu o günü düşündü. Kocası bunu bilse... Kenan bey birden çocuk gibi ağlamaya başladı:
- Benim küçük kızıma ne oldu böyle? Bana ne oldu? Ona hesap sormaktan, nasıl olduğunu görmedim.

Cam kırıkları - KardelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin