Bu hafta sonu gamzenin evinde yaza veda partisi vardı. Kardelenin en yakın arkadaşı olduğu için gitmek zorundaydı. Cenkte orada olacağı için, kendine ve ona birbirlerine yaklaşma olanağı kalmasın diye Onuru yanına aldı. Onunla karşılaşacağı anı gözünde büyütürken Tibetten gelmeyeceğini duydu:
- Aşkıyla birlikteymiş, onu bırakamazmış.Kardelenin kulakları uğuldadı. Yanlış duymuştu herhalde:
- Ne aşkı?
- Bilmiyorum valla. Onu ihmal edemezmiş, onunla yapması gereken şeyler varmış falan filan.Onur gülerek genzini temizledi:
- Bu ne açık sözlülük! Aşka gel!Kardelen Onurun kolundan çıkıp kendini lavaboya attı. Aynaya baktı:
- Hayır! Olmaz! Bana bunu yapmaz!Başını tuttu:
- Ama niye yapmasın? Onu iten, istemeyen sen değil misin?Gözlerini kapattı:
- Beni seviyor, yapmaz. Ben yaparım, o yapmaz. Allahım kendimden nefret ediyorum.Kafasını aynaya dayadı. İçeri biri girince kendini düzeltip çıktı:
- Dönüşü yok! Acı çeke çeke Cenkin senin olmadığını kabulleneceksin.Kapı zili duyulurken salona doğru yürüdü. Önüne bakmadığından biriyle çarpıştı:
- Affedersin.Cenk'in siyah gözlerinin içine bakıyordu. Yüzüne sert bir ifade yerleşirken elini yumruk yaptı. Üstüne yürüyüp onu duvara doğru iterken durdu. Kendine ne yaptığını sordu. Öyle gözlerinin içine gömülerek kala kaldı. Genç adam onu kenara alarak doğruldu:
- Ne yapıyorsun? Kazara çarptım.Ceketini düzelterek içeri yürüdü. Onu hiç görmemiş gibi, o yokmuş gibi. Bu öyle ağrına gitti ki:
- Bende aynısını yapabilirim!Gücünü toplayıp arkadaşlarına katıldı. Onurun yanına geçtiğinde yan tarafında Cenk ve Tibet gırgır şamata eğleniyordu. Kahkahalar onlara kadar geliyordu. Onur kız arkadaşını kolundan çekip o yöne yürüdü:
- Cin aşkını bırakabilmiş. Şu kızı merak ettim.Cenk ve Tibetin arasına girdiler:
- Neler duyuyorum Cenk? Aşk filan?
- Yanlız bu bildiğin aşklardan değil.
- Bu farklı diyorsun? Öncekilere benzemiyor.Gözleri etrafı gezerken bir an Kardelende takıldı:
- Hiç kimseye benzemiyor.
- Çok iddialı bir söz! E neden yanında getirmedin?
- Annemle kaldı. Zaten birazdan gideceğim.Tibet atıldı:
- Annenle! Bu ne samimiyet.
- Eve alışması bakımından.Kardelen kendini tutamadı:
- Hangi yönden?
- Bizimle kalacağı için.Genç kızın gözü karardı, Onurun omzuna tutundu. Onur onu sardı:
- Ne oldu?
- Başım döndü, içki çarptı herhalde.Cenk vaziyetten hoşnut bir halde kuruyemişleri ağzına atıyordu:
- Neye şaşırdınız?Tibet:
- Seninkilerin bu kadar geniş olduğunu bilmiyordum. İzin verdiler ha.
- Tabi, ben istedikten sonra. Benim artık gitmem lazım çocuklar. Öylesine uğramıştım.Onur başını salladı:
- Tabi, "aşkını" yanlız bırakma.Cenk birkaç kişiyle tokalaşıp arkasını dönüp gitti. Kardelen büyük gözlerle arkasından baktı. Onu parçalamak istiyordu şu an. O kız, o evde, onun yatağında... Kimseye çaktırmadan içeriye girdi ve koşarak kapıya gitti. Dış kapı tam yüzüne kapanırken küfür ederek onu açıp fırladı:
- Cenk!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cam kırıkları - Kardelen
RomanceKardelen: İncinmekten korkarak kendini gizleyen narın çiçek. Ama karların ortasında açacak kadar cesaretli. Ya da güneşe yüzünü dönmek için acele eden, verdiği sözleri tutamayan hercai bir çiçek. Sen karar ver ne olduğuna... (2016)