35.Bölüm: Sebebim sensin

67 4 19
                                    

Kardelen Onura veda ettiğinde kendini bu kadar iyi hissedeceğini hiç tahmin etmemişti. "Bırak gitsin, dönerse senindir"
Bu lafın doğruluğunu iki yıl içinde öğrenecekti. Ama filmlerdeki gibi uçak kalkmadan yetişip "Gitme sevgilim" deyip herkesin önünde ilanı aşk edecek bir sevgili de beklemiyor değildi. Onurun bu halde gözünün önüne getiremedi. Aşk onun için hiçbir zaman birinci planda olamazdı, bunun için çok fazla sorumlulukları vardı. Arkadaşı Gamze sırıttı:
- Cenk olsa...
- Herşeyi ayağına gelen biri tabi ki bu konuda daha cesur olur. Onuru onunla kıyaslama.
- Sen onu korurdun hep. Ne oldu da ...
- Doğruyu söylüyorum. Onun birşey için çaba harcadığını gördün mü hiç? Onur dişiyle tırnağıyla emek vererek başarıyor.
- Kıyaslama diyene bak! Sen o son videoyu da görmedin değil mi?
- Ne videosu?
- Cenkin.
- Ne?
- İnanmıyorum! Cenkle haberleşiyorsunuz sanıyordum. Ortalık yıkılıyor kızım. Şu izlenmeye baksana! Fenomen oldu.

Telefonundan bulup çıkardı. Bir gökdelenin tepesinde bir müzik gurubu toplanmıştı. Son ayarlamaları yapıyorlardı. Ortada sırtı onlara dönük hafif uzun saçlı biri vardı. Grup hep birlikte çaldığı anda elinde mikrofonla hoplayarak yüzünü onlara döndü, Çenkti. Kardelen Gamzenin yanında heyecanını göstermemek için kendini zor tutuyordu. Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu. Sakalları çıkmış, saçları uzamıştı. Sesini duyarken dudağını ışırdı. Gözlerinden akmaya hazırlanan yaşları nasıl durdurabilirdi? Burnu akarken onu elinin tersiyle siliyor, çaktırmadan yanağına da elini değdiriyordu. Cenk nasıl güzel nasıl içten şöylüyordu:

Sebebim sensin
Sana her kızdığımda, gözlerim bana ihanet ediyor.
Sana her baktığımda geçiyor.
Ne kadar kendimi senden alsamda, onları alamıyorum.
Senden başkasını görmüyorsa gözlerim,
Bunda benim suçum ne.

Sebebim sensin
Sensin yüreğimi titreten
Bir yar düşünün gül gibi al ve narin,
Bir su gibi saydam ve sakin.
Görünüşe aldanmayın
Pek huysuz, hemde zalim.
Kendine sorsan tatlı der.
Ne alıp ne verdiğini bir Allah,
birde ben biliyorum.

Sebebim sensin
Dokunuşun hiçbir şeymiş gibi Herşeymişim gibi hissediyorum.
Öpme gafletinde bulundum,
Günah işledim.
Kendimi bitirirdim, içimde sevdan olmasa.
Sen varken, bu günahkar beni ne eyleyim.

Sebebim sensin
Saçmalarsam ayıplama beni.
Aşkımı saklayamayacağım sınırdayım.
Bir gün başbaşa kalmıştık hatırlıyor musun?
Sen bende ben sende kaybolmuştum Seni sevdiğimi haykırmıştım
Yemin olsun senden başkasına söylemem.
Ölene kadar seninim, senin olarak kalacağım.

Video bittiğinde Gamze Kardelene döndü. Gözlerindeki yaşları gizlemeye çabalasada görmüştü:
- Sende mi duygulandın. İlk duyduğumda bende çok kötü oldum. Bu kadar içli bir yorum, bu sözler...
- Kim yazmış?
- Kendisi. Aşk olsun Cenk'e, bu tarafını bize hiç göstermedi sadece...
- Evet...
- O sırtına dövme yaptırdığı gün... O hiddeti inanılmazdı. Üç kişi zor zapt etmişlerdi. Hatırlamıyor musun?
- Hatırlıyorum.

Onun yüzünden olmuştu herşey. Gamze daldığını görünce omuzuna vurdu:
- Bu kadarıyla kalmaz söyleyeyim. Bu çocuk yürür burdan. Konserler verdiğini düşünsene?

Kardelen gülümsedi:
- Daha neler!
- Niye? Neyi eksik? Şu gittiğimiz yerin adı neydi, adını getiremiyorum şimdi, orda da çekmişler Cenk'i. Millet onu orda dinlemek için mekana hucum ediyormuş, ama Cin işte, kimbilir şimdi hangi sihirli lambada. Kimin dileği tuttu acaba?
- Ne saçmalıyorsun?
- Cenk dediğin kadar asalak yaşamıyor. Şu izlediğin video varya, onun tüm gelirini "BİR DİLEK TUT" vakfına bağışlamış. Şuraya yazıyorum. Gün gelecek dedesinin servetine ihtiyacı olmayacak.
- İnşallah.

Arkadaşından ayrılır ayrılmaz onu kimsenin rahassız edemeyeceği ıssız bir yere oturup Cenkin videosunu tekrar tekrar izledi. Şarkı sözleri ondan bahsediyordu, yanılıyormuydu yoksa? Huysuz ve tatlı... Ah ne güzeldi. O herkesten yakındı ona. Nasıl oluyordu da bu taraflarını başkalarından duyuyordu. Cenk onunla ne kadar alakadarsa Kardelende o kadar ona duyarsız kalmıştı:
- Ne kadar körmüşüm.

Amerikadaki telefon konuşmalarını hatırladı, daha doğrusu birbirlerini dinlemelerini. Cenk yanlızlığını, ona ihtiyacı olduğunu nasılda hissetmişti. Ne güzel demiş şair: Seni sessizken sadece önemseyenler duyabilir.

O gece bir rüya gördü. Yine o otel odasındaydı. Kapılar açık perdeler etrafta uçuşuyordu, ama oda yinede sıcaktı. Kardelen yatağın üstünde uyuyordu. Üstünde incecik beyaz bir gecelik vardı. Yanaklı al al, nefesi düzenliydi. Birden bacakları oynadı ve birini davet eder gibi kolları açıldı. Sadece arkadan gördüğü bir adam yatağa yaklaştı. Kardelenin ona uzanan kollarının arasına girip onu öpüyor kokluyordu. Genç kız kendinden geçmiş bir halde gözlerini kapatmıştı. Yüzünü görmediği şahsiyet onu yavaş yavaş soyuyordu. Dudakları iç içe geçtiğinde itiraz eder gibi vucudunu geri çekti. Ama gidecek, kaçacak yer yoktu. Açık gömleğinin içinden omuzlarına tutundu. Boynu öpüp emilirken zevkten inleyerek onun üstündeki gömleği sıyırıp tırnaklarını sırtına geçirdi. Adam dudaklarını vahşice öperken baksırını çıkardı. Dili ağzının içindeydi. Kardelen ona yaptığı bu şeyi ödetmek, dilini ağzından koparıp atmak istiyordu. Adam ondan önce davrandı, dudağını ısırıp bıraktı. Genç kız acı ve zevkle karışık minik bir çığlık attı. Adam çenesine inen kanı yalayarak durdurdu ve onu öpmeye devam etti. Elleri kalçalarını kavrarken bir dokunuşla küçük çamaşırını indirdi. Vücudu hep bu anı bekliyormuş gibi bacakları kendiliğinden açıldı. Adam bileklerini tutup yatağa bastırırken dilini teninde gezdirdi. Göğüşlerini ağzının içine aldı. Kardelen inleyerek kollarını kurtarıp ellerini onun boynuna doladı. Dayanamıyordu. Adam onu küçük bir çocuk gibi kendinden kopartıp başını tutup yastığa bıraktı. Genç kız buna alınmış gibi yana döndüğünde omuzunda dudaklarını hissetti. Sırtından beline doğru inen elleri ve dudakları onu çıldırtıyordu. Ona itiraz etmek istiyor kendine hakim olamayarak hazdan inliyordu. Birden onu altına doğru çekti ve aniden içine girdi. Bir şok yaşamış gibi gözleri açıldı. İlk defa katilinin gözlerinin içine baktı:
- Hayırrr!

Kan ter içinde uyandı:
- Hayır!

Uzun zamandır artık böyle rüyalar görmüyordu. Şimdi niye?
Kasıklarının arasına vuran kan basıncını hala duyuyordu. Banyoya girip kendini duşun altına attı:
- Kahretsinnn! Yeter! Rahat bırak beniii! Daha ne istiyorsun?

Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu:
- Hayır!!! Olmaz! Saçma!!!

Utancını anlatacak kelimeler yoktu. Kendini tanıyamıyordu artık:
- Rüya... Bilinç altı... Birşey ifade etmiyor... Kafam karışık sadece...

Dudağında bir sızı hissetti. Elini attığında kanamış olduğunu fark etti. Rüyası gözünde canlandı ve... o siyah gözler... Cenk'in gözleri...

*****

Okumanıza sağlık:)
Yorumlarınızı bekliyorum.

Kısa bir bölüm oldu. Bu seferde böyle olsun. Bundan sonra birkaç bölüm "ana" konuya odaklanacağım için tutku, şehvet geri planda olacak. Aşk kotam bu bölümle doldu:)
Haftaya yeni bölümde görüşmek üzere.

- Bölüm sonunu nasıl buldunuz?
- Yeni bölüm için tahminleriniz?

Sevgiler ❤

Cam kırıkları - KardelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin