41. Bölüm: Islak ıslak

78 3 0
                                    

Kardelen gözlerini açtığında yanında Cenk'i bulamadı:
- Bu mu yani? İstediğini alıp gittiğini mi düşünmeliyim şimdi? Tamam elinde kahvaltı tepsisiyle başımda uyanmamı beklemeyeceğini biliyorum ama... Beni bir şarkı yada şiirle uyandırsan olmaz mıydı?

Yataktan çıkıp dolaptan bir gömlek alırken içerliyerek:
- Neden şikayet ediyorsun? Böylesi daha iyi. Ayrılmak sandığımdan kolay olacak.

Düğmelerini kapattı:
- Peki ya o büyük aşk?

Canı sıkılarak elindeki pantolunu yere atıp camın önünde durdu. Duyduğu su sesiyle pencereye baktı. Gözlerine inanamayarak onu açtı. Cenk kulübenin arkasında ki su varilinin içindeydi.

Genç kız kısık sesle konuştu:- Cenk! Ne yapıyorsun?- Duş yoktu bende burdaki su dolu varili görünce işimi görür dedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Genç kız kısık sesle konuştu:
- Cenk! Ne yapıyorsun?
- Duş yoktu bende burdaki su dolu varili görünce işimi görür dedim. Çok güzel, hiç soğuk değil!
- Şttt... Bir duyan olacak!
- Duysun! Ne olacak?
- Yağmur suyuyla mı yıkanıyorsun? Deli misin? Hem senin bildiğin gibi bir yer değil burası. Laf ederler. Ne olursun çık!

Cenk ona meydan okuyordu:
- Gel de çıkar o zaman!

Şarkı söyleyerek suyla oynamaya devam etti. Kardelen köpürdü:
- Ben sana şimdi gösteririm!

Dışarı çıkıp etrafta kimse olup olmadığına baktıktan sonra arka tarafa geçti:
- Hemen çık ordan!

Genç adam hiç oralı olmadı:
- Sende gel! Pişman olmayacaksın.
- Biri görücek! Rezil olacağız!
- Beni şaşırtıyorsun? Sen eskiden cesurdun. Ne oldu?

Kardelen bir etrafına bir ona bakıyordu:
- Üçe kadar sayıyorum... Çıkmazsan...
- Öfff, tamam çıkıyorum.

Kendini dışarı attı, üstünde sadece şortu var. Saçını sağa sola savurup Kardeleni ıslattı. Genç kız ondan uzaklaşarak:
- Ne yapıyorsun?
- Henüz birşey yapmadım. Şimdi yapacağım.

Onun üzerine doğru geldi ve kaçmasına fırsat vermeden onu kaldırdığı gibi varilin içine bıraktı.

Genç kızın başı suya girip çıktı. Debelenirken Cenk'e çıkışacağı vakit ağzı kapatıldı:
- Sus! Biri geliyor.

Duvara dayalı olan varil kapağını kaptı. Suya girip kapağı üzerine bıraktı. Minik bir ışık sızıyordu içeri. Nefeslerini tutarak dışarıyı dinlediler. Ayak sesleri uzaklaşınca Kardelene sokuldu:
- Tek sorun bizi görmeleriyse... onu da hallettim.

Üstündeki kapağa baktı:
- Karanlıktan korkmazsın sen. Yoksa o da mı değişti?
- Hayır.

Ona gülümsüyordu. Cenk kollarını ona dolayıp dudağına uzandı. Kardelen onu hevesle karşıladı. İlk gecelerinden sonra sessiz sedasız gidebileceğini nasıl düşünebilmişti? Dudakları ayrılmazken genç adamın elleri vücudunda geziniyordu. Boynunda, belinde, göğüslerinde. Oda onu istiyordu. Vücudu bir mıknatıs gibi ona doğru çekiliyordu. İyice kızıştılar. Cenk onun gömleğinin düğmelerini çözdükten sonra ellerini kalçalarına götürdü. Kendi şortunu tek elle aşağı sıyırırken diğer eli Kardelenin çamaşırındaydı. Onu indirip kalçasını tuttu. Tek bacağını kaldırıp kendini ona bastırdı. Genç kız bacaklarının arasına sürtünen sert şeyle alev aldı. Onu içine aldığında inledi. Yer dar olduğundan hareketler sınırlıydı ve bu olayı daha da ateşliyordu. İte, kaka, birbirini zorlayarak, zevkten kıvrana kıvrana seviştiler. Birlikte doruk noktasına ulaşırken vücutları bir patlama olmuş gibi geriye savruldu. Ama gidecek yer olmadığından yine birbirine çarptılar. Birbirinin kollarında soluklandılar. Cenk hala boynunu rahat bırakmazken Kardelen de kulağını emiyordu. Hareketler azaldı, okşaya koklaşa durdular. Kardelen Cenk'in göğsündeki başını kaldırdı:
- Çıkalım artık.
- Üşüdün mü?
- Biraz.

Cam kırıkları - KardelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin