"Mola!" diye bağıran adamın ardından herkes uğultu ile dağılmıştı. Menajer son iki haftadır Sehun'daki durgunluğa anlam veremiyordu. Diğer üyelerlede konuşmuştu ama kimse bir şey bilmiyordu. Turneye az kalmıştı ama Sehun'un performansı git gide düşüyordu. Orta yaşlarındaki adam ileride su içen Xiumin'in yanına yürüdü. Xiumin menajeri görünce ne hakkında konuşacağını anlamıştı.
"Ne olduğunu hala size söylemiyor mu? " dedi adam. Xiumin başını olumsuz anlamda salladı. Aslında herkes Sehun'daki değişikliği fark etmişti ama hiç kimse bir anlam veremiyordu. Xiumin dışında.
" İzin verin onunla biraz yalnız konuşayım. Sanırım onun derdini biliyorum. " dedi Xiumin gözleri ile Sehun'u takip ederken.
Menajer kafasını salladı ve yüksek sesle bağırdı.
" Bu akşam bu kadar çalışma yeter. Herkes çok sıkı çalıştı. Yarın aynı saatte buradayız. " Kalabalık dağılırken Xiumin Sehun'un koluna girip onu teras katına çıkan merdivenlere doğru sürükledi.
" Ne yapıyorsun hyung? " diye soran Sehun'a cevap vermemişti. Sehun'da bir daha sormamış ve onunla terasa çıkmıştı.
Karanlık gökyüzündeki parlak yıldızlar adeta insanlara göz kırpıyordu. İki genç sırtlarını duvara verip akşamı izlemeye başladılar.
" Ne olduğunu bize ne zaman anlatacaksın? " dedi Xiumin.
" Bir şey olduğu yok. " dedi Sehun. İki genç adam birbirlerine bakmadan konuşuyorlardı. Xiumin elini cebine atıp konuştu.
" Özledin değil mi? Hera'yı. " dedi Xiumin. Sehun panikle konuştu.
" Siz özlemediniz mi sanki? İki haftadır yanımıza gelmiyor. Bizde gidemiyoruz. "
" Öyle, özledik tabi ama biz arkadaşımız olan Hera'yı özledik. Sen başka birini özlemiş gibisin. "
Sehun sesini çıkarmadan dinlemeye devam etti.
" Hoşlandığın kızı özlemiş gibi görünüyorsun. " dedi Xiumin. Sehun dışarıya bu kadar belli ettiğini bilmiyordu.
" Özledim. Hemde çok. " dedi utanmadan. Xiumin yüzündeki gülümsemeyle başını solundaki küçük maknaeye çevirdi.
" Ne zamandır hoşlanıyorsun ondan? " dedi. Sehun serin havayı ciğerlerine çekti.
" Dergi çekimlerinin olduğu gündü. Ha Neul bizi azarlamıştı ve birbirimize biraz daha yaklaşmamızı söylemişti. Gözleri kapalıydı ve çok yakınımdaydı. İçimde aniden beliren onu öpme isteğini zorla bastırmıştım. "
Xiumin gülüp omzuna yavaşça vurdu. Sehun'da onunla birlikte güldü.
" Aigoo! Bizim maknaemiz büyümüşte birilerinden hoşlanır mı olmuş! "
" İlk başta anlamamıştım ama sonra kafede onu öyle içten gülerken görünce kalbim tekledi. İşte o an anladım." dedi Sehun.
"Sorun ne öyleyse? Ondan hoşlanıyorsan git konuş. Neden kendi kendini yiyorsun? "
" Sorunda bu zaten. Konuştum." Xiumin gözlerini kocaman açtı. Ne zaman konuşmuştu? Baya hızlı çıkmıştı anlaşılan bizimki.
" Fotoğraf albümünü düzenliyorduk. Fotoğraflarını incelerken ağzımdan istemsizce 'çok güzelsin' cümlesi çıktı. Önce anlamamazlıktan geldi ama anladığı yüz ifadesinden belliydi. Aslında ona olan davranışlarımdan şimdiye kadar çoktan anlamış olmalıydı. Bende fırsat bu fırsat deyip pat diye 'senden hoşlanıyorum' dedim."
Xiumin eliyle Sehun'un kafasına vurdu. Bir yandanda onaylamaz sesler çıkarıyordu.
"Bir kıza pat diye öyle denir mi? Üstelik onun çok muhafazakar olduğundan şikayet ederken. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Etkisi
FanfictionEXO // Yaptığımız seçimler bizi başka seçimler yapmaya zorlar. Onlar da başka seçimlere... Her seçim bir diğerini tetikler ve yeni olasılıklara kapı açar. Önemli olan yeni seçimler yapabilecek cesareti bulabilmekte. Ben o cesareti kendimde buldum...