47- Sherlock İş Başında

127 12 0
                                    

Kapı sonunda açıldığında hemen başımı ekrana çevirdim. Dosyaları aşağıya çekerken hemen müzik dosyalarından birini açtım. Sonra hiç bir şey olmamış gibi kapıya döndüm.

"A! Sen miydiniz menajer Jung!" dedim bağırarak. Umarım çocuklar dediğimi duyarlar ve konuşmazlardı. Eğer şu an yakalanırsam başım belaya girebilirdi. Böylece EXO'ya elveda demem gerekirdi.

"Neden bağırıyorsun? Daha bulamadın mı aradığını? "

" Hayır buldum. Ama hazır gelmişken birkaç küçük işim vardı. Programı düzenleyecektim."

"Bilgisayarla ne yapıyorsun? "dedi kaşlarını çatıp.

" Şey, kimse olmayınca kendimi yalnız hissettim. Müzik açıyordum. "

Telefonuma şüpheyle baktığını görünce gülümseyip açıklama yaptım.

" Şarjım neredeyse bitiyordu da, gidene kadar şarj olsun istedim. Eğer sorun olacaksa çıkabilirim. "

Odanın ortasındaki masaya yaklaşıp elindeki dosya yığınını masaya bıraktı. Ensesini ovuştururken parmağını bana doğrulttu.

" Gerek yok. Madem buradasın bunlarıda hallet. Gitmem gerekiyor. Sana kolay gelsin. " deyip odadan çıktı. Kapı kapandıktan sonra rahat nir nefes verdim.

Suga: İşi sana kitledi. Geçmiş olsun.

Jimin: Geçmiş olsun noona. Diyip gülmeye başladılar.

Cebimdeki flaş diskleri çıkarıp hepsine ayrı ayrı yükledim videoları.

" Tamamdır millet. Her şey için sağolun. "

RapMon: Tüm videoları sil. Programıda sil. Geri dönüşüm kutusunuda boşalt.

" Tamamdır yaptım. Şimdi kapatmam gerek. Yoksa diğer şirkete geç kalacağım. Bu bizim küçük sırrımız tamam mı? "

Suga: Tamam.

Jimin: Bizden sır çıkmaz.

Jin: İşe yararsa gideceksin yani. Nasıl mutlu olacaksan öyle olsun.

J-Hope: Sırrın bizimle güvende noona.

RapMon: Planın kusursuz. Başarılar.

V: Kolay gelsin. Dikkatli ol Hera'cım.

" Güle güle çocuklar. " deyip telefonu kapttım. Flaş diskleri cebime koyup şirketten çıktım. Taksiye binip eski şirketime gittim. Kapşonumu yüzüm görünmesin diye iyice indirdim. Chanyeol ve Baekhyun'a planımı anlatmıştım. Onlarda diğerlerine anlatmışlardı. Direkt olarak dinlenme odasına yöneldim. O sırada telefonum çaldı. Hemen açtım.

"Efendim Kai?"

"Dinlenme odasına başkalarıda geldi. Ne yapacağız?"

"Hay aksi! Chanyeol orada mı?" dedim.

"Dinlenme odasında. Ben seninle rahatça konuşabilmek için çıktım. "

" Harika! Sehun'u da al bodrum katına in. " dedim.

" Kameralara yakalanmadan inemeyiz oraya. " dedi. Sesinde endişe vardı.

" Öncelikle sakin ol. Siz oraya inen merdivenlerin orada takılın. Ben sizi arayacağım. " dedim.

" Tamam. Çabuk olmalıyız. Bay Park'ın uçağı bir saate kalkacak. Suho ve Minseok onu daha fazla oyalayamazlar. " deyip kapattı telefonu.

Hızla dinlenme odasına gittim. Chanyeol beni gördüğünde ayağa kalktı. Gülümseyip elimi uzattım. Elini bana uzatıp avucunu avucuma çarptı. O sırada elimdeki diski ona verdim. Diski alıp yumruğunu sıktı. Sonra yumruklarımızı tokuşturduk. Dikkat çekmemek için konuşmaya başladım.

Kelebek EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin