Herkes koltuklara yayılmış gelen giden kızları kesiyorlardı. Hera da onlarla birlikte oturmuş aklından Lay'e en uygun olacak kızı seçmeye çalışıyordu. Yanında oturan Sehun dirseğiyle Hera'yı dürttü.
Sehun: Kızıl saçlı kız nasıl? Boyu da ideal.
Hera başını iki yana salladı. Olmazdı. Bu sefer diğer yanında oturan Suho onu dürttü.
Suho: Şu kıza ne dersin? Hani saçları örülü olan. Stilist Soo'nun yardımcılarından.
Hera yüzünü buruşturdu.
" Hayatta olmaz! O kızı tanıyorum. Lay'in kalbine kırar. "
Chen: Aisshh! Delireceğim! Ona olmaz buna olmaz.. İçim şişti.
" Ya ne yapayım? Beğenmiyorum işte. "
Chanyeol: Sana bakmıyoruz kızı. Lay'e bakıyoruz. Senin değil onun beğenmesi önemli.
Hera ayağa kalkıp yüzünü onlara döndü.
" Sıkıldım vallahi! Zaten bu işe hiç girişmeyecektik. Manavdan meyve mi alıyoruz bu ne ya?"
Kai: Teklifi sunan sendin.
"Önemli olan bu değil. Oralara takılma. Şimdi herkes işinin başına gidiyor. Kız işini bana bırakın. "
D.O: Ha Neul'a ne dersiniz?
Suho: Olmaz!
Suho'nun birden bağırmasıyla herkes başını ona çevirdi. Suho oturduğu yerde kıvranmaya başladı.
Suho: Olmaz çünkü.. O çok meşgul biri. Hem.. Hem.. Onun hoşlandığı biri var. Yani tahminimce öyle.
Tüm üyelerin kafası karışmışken Hera Suho'nun Ha Neul'den hoşlandığını bildiğini için sırıtarak Suho'nun üzerine gitmeyi düşündü. Eğlenceli olabilirdi.
"Bence uygun biri. Hem sizin özel fotoğrafınız olduğu için sürekli yanınızda sayılır."
Suho: Hoşlandığı biri var diyorum.
Dedi Suho kaşlarını çattı ama Hera durmadı.
"Sen nereden biliyorsun? Dışarıdan bakınca hiç de öyle görünmüyor. "
Suho: Tahmin etmesi zor değil. Sonuçta başarılı, güzel, alımlı, çalışkan, kibar ve sevimli mi sevimli biri. Üstelik edebi bilgiside çok.
Daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi. Hera kahkaha atıp Fransızca mırıldandı.
" Hoşlandığını nasıl da belli ediyor! Neyse, bunları geçin. Ha Neul'u da eledik. Ben bulacağım birilerini. Gerçi zorla olmaz bu işler ama. "
Hera hepsini dağıtırken kendiside solo şarkısı üzerinde çalışan Lay'in yanına ses stüdyosuna gitti. Kapıdan girdiğinde ilk gözüne çarpan içerideki boşluktu. Yalnızca bir kişi vardı. Hera kızı tanıyordu. Adı Mei'ydi. Çinli söz yazarlarından birinin yanında çalışıyordu hatırladığı kadarıyla. Sessiz, içine kapanık, fazla konuşmayan biriydi. Mei'nin kendini soyutlamış bir halde ileriye baktığını görünce kızın baktığı yere baktı. Lay camın diğer tarafında şarkı söylüyordu. Mei işine öyle bir odaklanmıştı ki Hera'nın çıkardığı gürültüyü bile fark etmemişti. Elinde biraz daha beklerse soğuyacak olan kahve bardaklarını sıkıca tutarak kıza doğru ilerledi. Yüzünde muzip bir gülümseme vardı. Bardakları kızın önüne koyduğunda kız yasak bir şey yapıyormuşda yakalanmış gibi panikle ayağa kalktı. Hera kızın bu telaşlı haline gülümsedi. Muhtemelen Mei Lay'i izlerken yakalandığı için paniklemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Etkisi
FanfictionEXO // Yaptığımız seçimler bizi başka seçimler yapmaya zorlar. Onlar da başka seçimlere... Her seçim bir diğerini tetikler ve yeni olasılıklara kapı açar. Önemli olan yeni seçimler yapabilecek cesareti bulabilmekte. Ben o cesareti kendimde buldum...