7- Kelebek Etkisi'deki İkinci Kanat Çırpışı

194 16 1
                                    

Koşar adımlarla merdivenleri tırmanıp çocukların yanına vardım.

" Sanırım geç kaldım ve röportaj bitti bile. " dedim. Hepsi başını kaldırıp bana baktı. Yüzlerine ufak bir gülümseme yayıldı.

" Merak etme. Küçük bir aksilik nedeniyle yarım saat sonraya ertelendi röportaj. " dedi Suho. Merakla Suho'nun yanına otururken ne olduğunu sordum.

" Röportaj için yurt dışından gelen muhabirlerden biri rahatsızlandı."

"Ne oldu ki? " dedim Suho'ya.

" Taşikardisi varmış zaten. Rahatsızlanınca hastaneye kaldırdılar." dedi.

"Allah şifa versin. " dedim önüme dönerken.

" Evet. Dur bir dakika, kim ne? "

Ah! Ben az önce ne demiştim öyle? Dudaklarımı ısırarak Suho'ya doğru yan döndüm koltukta. Aklı oldukça karışmış gibiydi.

Sadece boşverse olmaz mı?

" Biz hastalanan ya da rahatsızlanan birisinin bir an önce sağlığına kavuşmasını istediğimizde 'Allah şifa versin' deriz. Bir nevi onun için dua ederiz. Imm.. Şöyle açıklayabilirim.. Yada öyle açıklayamam. Allah, bizim inandığımız.. Yani Müslümanların ilahıdır. Yani..  Uff! Hepsi birbirine girdi!"

Diye kendi kendime isyan ettim.

"Müslümanlar kendilerini yaratan tanrıya Allah der. Tüm insanları o yaratmıştır. O, tek ilahtır. "

Araya giren Sehun'a gözlerimi açarak baktım. Ne güzel açıkladı! Baekhyun, Chanyeol ve diğerleri alkışladı.

" Waaa! Sehunnie! Sen nereden biliyorsun bunu? " dedi Kai. Bende herkes gibi merak ettim aslında.

" Öyle internette denk geldiğim bir şey. Çok da önemli değil. " dedi gözlerini kaçırarak. Kulaklıklarını takıp gözlerini kapattı. Bu resmen kaçmaktır. Biliyorum çünkü bende insanların bana soru sormasını istemediğim durumlarda hep bunu yapıyorum.

" Gayet güzel açıkladı sanırım. " dedi Xiumin. Onu başımla onayladım. Sonra kulaklıklarını takarak koltukta Kai, Chen, Sehun gibi yarı oturur pozisyona geldi.

Chanyeol ve Baekhyun kendi aralarında şakalaşmalarına devam  ederken Lay, Suho ve D.O ile sohbet etmeye başladık bizde.

" Türk'üm demiştin değil mi? " diye sordu Lay. Başımla onayladım.

" Ne zaman ayrıldın oradan?" dedi. Gözlerimi parmaklarıma indirdim. Parmaklarımla hesap yaparken gözlerimi kapattım.

"Imm.  Emin değilim. Beş veya altı sene. 17 yaşıma birkaç gün kalmıştı. "

D.O şaşkınca bana baktı. Diğerleride şaşkındı.

" Uzun zaman olmuş. " Başımla onayladım D.O'yu. Yüzümde buruk bir gülümseme oluştu.

" Türkiye'yi özledim. Her sene gidiyorum. Görüştüğüm birkaç kişi var sayılır. "

" Bunca zaman Fransa'da mıydın? "

" Hayır, değildim." dedim koltukta bağdaş kurarken. Yanımdaki yastığı kucağıma bastırdım.

"Türkiye'den ayrıldıktan sonra kısa bir süreliğine Güney Kore'deydim. Ama sonra bazı sorunlar oldu. Bende o an için en cazip görünen şeyi yaptım. Amerika'ya gittim. Ama sonra kendim hakkımda bir şeyi fark ettim. Hiçbir yere sığamıyordum. Bir sene Amerika'da kaldım. Dil geliştirdim. 18 yaşıma bastığımda İtalya'ya gittim. Bir çok işte çalıştım. Temizlikten tutun bakıcılığa kadar her işi yaptım. 19 yaşıma kadar İtalya'da yaşadım ve para biriktirdim. Daha sonra oradan da ayrılıp Avusturya'ya gittim. Orada Almanca öğrenme fırsatım oldu. İyi bir para biriktirdikten sonra, beni en çok mutlu eden şeyin başka yerler, başka kültürler olduğu anladım ve dünyayı gezmeye karar verdim. Her gittiğim ülkede oranın dilini öğrenecek kadar bir süre kaldım.  Birçok dil öğrendim ve kendimi bu konuda geliştirdim. En iyisi olmaya çalıştım. Birçok ülke gördüm. "

Kelebek EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin