Beni uykumdan uyandıran yatağın içinde sürekli hareket eden bir şeydi. Gözlerimi açıp ne olduğuna baktım. Ri On Sehun'la aramıza yatmaya çalışıyordu ama Sehun'un bana sımsıkı dolanmış kolları yüzünden aramıza giremiyordu.
"Sorun ne birtanem?" dedim. Eliyle gözlerini silip içini çektiğinde ağladığını anladım. Hemen küçük gece lambasını yaktım ve Sehun'un kollarının arasından çıkıp Ri On'u kucakladım.
"Anlatmayacak mısın?" dedim. Yanımızda Sehun yokken yada o uyuyorken Ri On'la Türkçe konuşuyordum. Böylece hem Türkçe hem de Korece'yi biliyordu.
"Omma, sen beni hiç bırakmayacaksın değil mi?"
Kollarımı ona sıkıca sarıp sırtımı yatağın başlığına yasladım.
"Seni bırakacağımı neden düşündün?" dedim.
"Do Hyun'un annesi onu bırakmış. Bir daha hiç dönmeyecekmiş. Do Hyun bu yüzden sınıfta ağladı." dedi tane tane.
Ona sıkıca sarıldım. Dört yaşındaydı ama yaşından daha olgun ve zeki davranıyordu. Ri On'u kucağımdan indirip karşıma oturttum. Minik ellerini tutup anlayacağı şekilde konuşmaya başladım.
"Seni hiçbir zaman bırakmayacağımı söyleyemem. Çünkü bir gün ben seni bırakmak istemesem bile gitmek zorunda olabilirim. Baban da aynı şekilde. Biz seni çok seviyoruz. İsteyerek seni asla bırakmayız. Ama dediğim gibi bazen elimizden bir şey gelmez. Bu yüzden yapmamız gereken en önemli şey ne biliyor musun? " dedim tane tane. Her cümlemde anladığını belirtmek için kafasını sallıyordu.
" Bilmiyorum. " dedi. Onu kucağıma aldım ve sıkıca sarıldım.
" Bu hayatta en önemli olan şey; fırsatın varken sevdiklerinle zaman geçirmektir. Bu yüzden şimdi sıkıca sarıl bana. Fırsatımız varken birbirimizi bolca sevelim ve kucaklayalım."
Küçük kollarını boynuma sıkıca sardı. Ona sarılı bir şekilde yattım. Sehun bir an gözlerini açtı daha sonra tekrar kapattı ve kolunu Ri On'un üzerinden uzatıp belime koydu.
Biraz sonra Ri On uykuya dalmıştı. O uyuduktan sonra bende tam gözlerimi kapatacaktım ki Sehun gözlerini açtı.
"Böyle bir konuşma ağır olmadı mı sencede?"
"Bence olmadı. Ona yalan söylemek istemedim. Her zaman onun yanında olmayabiliriz. Ölüm bir nefes ensemizde iken ona daima yanında olacağımızın sözünü vermek onu kandırmak olurdu."
Sehun bir şey demeden bana bakarken devam ettim.
"Annem de bana hep yanımda olacağını söylerdi. Ama olamadı. Kendimi annemin söylediklerine öyle sabitlemiştim ki öldüklerinde bunun altından kalkamadım. İnandığım her şey yerle bir olduğunda yönümü kaybetmiş gibi oldum."
Sehun belimdeki elini yanağıma koydu.
" Kocan yanında. Sana ömrünün yettiği sürece yönünü gösterecek. "
Gülümseyip yanağımda ki elini tuttum.
" Kocam iyiki yanımda. "
***
Bir ay sonra" Amanııın! Ne kadar yakışıklı bir erkek!" dedim oğlumun yanağına öpücük kondurarak. Sehun uyarıcı tonda öksürüp başını hafif dikleştirdi.
Kıskanç kocamın yanağına bir öpücük kondurdum ve başımı göğsüne yaslayıp aynanın önünde üstünü düzelten oğlumuzu izledim. Babasını örnek almayı çok seviyordu. Başına şapkasını ters bir şekilde taktı ve Sehun'un hep yaptığı gibi hazır olduğuna emin olduktan sonra yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Etkisi
FanfictionEXO // Yaptığımız seçimler bizi başka seçimler yapmaya zorlar. Onlar da başka seçimlere... Her seçim bir diğerini tetikler ve yeni olasılıklara kapı açar. Önemli olan yeni seçimler yapabilecek cesareti bulabilmekte. Ben o cesareti kendimde buldum...