26- Tut Elimi

159 11 0
                                    

-Aylar sonra-

Koşarak odadan çıktım ve girişte duran çantayı kaptığım gibi dışarıya çıktım. İşe geç kalıyordum. Bir taksi çevirip gideceğim adresi verdim. Taksi durunca ücreti ödedim ve indim. Hızla binaya girdim ve direkt odaya çıktım. Kapıyı pat diye açıp içeriye girdim. Menajer eliyle saati gösterdi.

"İki aydır ilk defa geç kalıyorsun. "

Eğilip özür diledim ve üyelerin yanına geçip oturdum.

" Hiç oturma. Geldiğine göre çalışmaya başlayabiliriz."

"Diğer şirkete gidilmeyecek mi? " dedim şaşırarak. Albümün çıkmasına sayılı günler kalmıştı. Çok sıkı çalışıyordular ve çok yoruluyorlardı. Sık sık hasta oluyorlardı ve doktora gitmek zorunda kalıyorlardı. Son zamanlarda onlarla ilgilenmekten evime gidemiyordum. En son Baekhyun'un ateşi çok yükselmişti ve dans provasını kesip eve gitmiştik. Ateşini düşürene kadar canım çıkmıştı.

"Gerek kalmadı. Onlar buraya gelecekler. Şimdilik boşsunuz gidip biraz daha çalışın. "

" Hayır çalışmayacaklar. " dedim. Elimde olmadan sesim sert çıkmıştı.

" Zaten çok çalışıyorlar. Bırakında dinlensinler biraz. Boş zamanda dinlenilir, dans edilmez. " dedim.

Menajer bir şey diyecek gibi oldu ama sonra vaz geçip odadan çıktı.

" Seni çok seviyoruz. Bizim için menajer Yoo' ya bile karşı geldin. " dedi Baekhyun.

" Yapılması gerekeni yaptım. Hadi biraz dinlenin. "

" Benimle playstation oynar mısın? " dedi. Başımı sallayıp yanına gittim. Oyun konsolunun birini bana verdi.

" Yine mi bunu oynayacağız!" diye yakındım. Baekhyun'da benim gibi yakındı.

"Ne yapayım seni yendiğim tek oyun bu. Eskiden bilmiyordun oynamayı. Hep ben ne kazanıyordum ne güzel. "

Gülüp oyunu başlattım.

" Bizim oralarda bu duruma boynuz kulağı geçti derler. Bizim oralar dediğim Türkiye. "

" Onu anladık canım. Türkiye dedinde aklıma geldi. Bu sene gidecek misin Türkiye'ye? "

" Bilmem ki! Yalnızca amcam ve ailesi var orada. Onun dışında beni oraya bağlayan tek şey ailemin mezarları." dedim.

"Kardeşinde var mıydı? " diye sordu. Başımı salladım.

" Vardı iki tane. Birisi benden bir yaş küçük ve erkekti. Diğeri benden sekiz yaş küçük ve kızdı. Onlarla sürekli kavga ederdik. O zamanlar hepimiz çocuktuk. Bir şeyin kıymeti kaybedilince anlaşılır derler, doğruymuş."

"Çok kolay anlatıyorsun." dedi. Bir gol atınca sevindiğimi belli eden bir hareket yaptım.

"Alıştım artık. Tabi ki bu üzülmediğim anlamına gelmez. Ancak acı bu. Zamanla alışıyorsun. Belki de bu yüzden dönemiyorum Türkiye'ye."

"Nasıl yani?"

"Onların yokluğuna alıştım. Beni oraya bağlayan bir şey kalmadı. Kendimi oraya ait hissedemiyorum."

"Seni bir yere bağlayan bir şey kalmayınca kendini oraya ait hissetmez misin yani?"

"Aynen öyle. Belkide gezdiğim onca ülke içinde kendini bir yere ait hissedemememin nedeni budur. Türkiye dahil. Kim bilir? "

Son golüde atıp konsolu masaya bıraktım. Yarım gülüşle Baekhyun'na döndüm. Suratını asmıştı.

" Asma suratını. Beni yenebileceğin başka bir oyun alırız sana. " dedim omzunu sıvazlarken.

Kelebek EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin