Kulağımdaki çınlama ile gözlerimi açtım. Birisi beni sarsıyordu. Önce hiçbir şey duyamıyordum. Sonra sesler boğuklaştı. Daha sonra ise sesler netlik kazandı.
"Beni duyuyor musun? " ayağa kalkıp başımı salladım. Lay başımı tutmuş sağa sola çeviriyordu.
" İyi misin? Bir şeyin yok demi? Neden kendini benim üzerime atıyorsun ki?"
"Sakin ol iyiyim. Ne olduğunun farkında bile değilim. " dedim başımı ovuştururken.
" Hayatımı kurtardın. Işıklandırma az daha üstümüze düşüyordu ama sen ikimizinde hayatını kurtardın. "
" Öyle mi? Neyse. Sen niye buradasın?! Koş çabuk sahneye. " deyip onu sahneye doğru ittirdim. O sahneye doğru koşarken son anda diğerlerine yetişti. Arkasına dönüp bana baktığında iyi olduğuma ikna olsun diye el salladım. Etrafımdaki kalabalığa bakıp ellerimi çırptım.
" Pekala millet herkes işinin başına! Eun Sang yerdeki cam kırıklarını temizlemesi için birilerini bul. "
" E-e-efendim.. " dedi eliyle yeri gösterirken. Yerdeki küçük kan damlalarına baktım. Elim reflesk olarak acıyan belime gitti. Elimi belimden çekince yüzümü buruşturup elindeki kana baktım. Eun Sang korkuyla bağırıp elindeki dosyaları düşürdü. Parmağımı dudaklarıma götürüp sessiz olmasını işaret ettim.
"Sakin ol! Sadece bir sıyrık. Hemen pansuman yaptırıp geleceğim. Gözün çilekli sütte olsun. Birazdan dönerim. " dedim ve oradan ayrıldım."
"Heraaa! " diye bağıran bir ses duyduğumda geriye döndüm. Bu ses kesinlikle çilekli süte aitti. Yanına gidip siz çöktüm.
"Sorun ne?" dedim. Yüzünde sıkıntılı bir ifade vardı.
"Tuvalete gitmem gerek." Elinden tutup onu tuvalete götürdüm. Kai'nin telefonunu arka cebime koyup çilekli sütün işini bitirmesini bekledim. Tuvaletten çıkınca onu kucağıma alıp çeşmeye doğru eğildim.
Ellerini yıkadıktan sonra onu kucağımdan indirdim. Oradan kulise gidip acil durum çantasını buldum. Tekrar telefonum çalınca sinirle ağzımda birkaç argo mırıldandım.
"Efendim Eun Sang? "
" Run bitti. Sahneden iniyorlar."
"Hemen geliyorum. " dedim. Çantayı çapraz olarak boynuma taktım ve sırtımı çilekli süte döndüm.
" Atla bakalım. Uçuşa geçiyoruz! " dedim. Kahkaha atarak sırtıma bindi. Koşar adımlarla kulisten çıkıp sahneye çıkış alanına gittim. Eun Sang yanıma geldi.
" Üstlerini değiştiriyorlar. Daha sonra Call Me Baby var. Programın gerisinde de değiliz. Akış bozulmadı. Günü iyi kurtardın. " dedi.
" Gün daha bitmedi. Ne olacağını bilemeyiz. Aç mısın yanımda ekmek arası var. "
Başını salladı mahcubiyetle.
" Atla bakalım sırtımdan çilekli süt. " dedim. Eun Sang'ın yardımı ile sırtımdan indi. Boynumdaki çantayı çıkarıp içinden iki tane ekmek arası çıkarıp kızlara verdim. Çilekli sütü çıkarıp çilekli süte verdim.
" Al bakalım. Çilekli sütler çilekli süt içmeli." Saçlarını karıştırdım gülerek. Kahkaya atıp elimi tuttu.
"Of çok sıcak!" dedim. Enseme yapışan saçları toplamaya çalıştım. O sırada gözüme stilist nuna takıldı. Göz göze geldiğimizde eliyle gelmemi işaret etti. Kalkıp yanıma gittiğimde yanındaki kızın kulağına eğildi ve bir şeyler fısıldadı. Kız başını sallayıp koluma girdi ve beni üstü malzemeler ile dolu bir masaların olduğu yere götürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Etkisi
FanfictionEXO // Yaptığımız seçimler bizi başka seçimler yapmaya zorlar. Onlar da başka seçimlere... Her seçim bir diğerini tetikler ve yeni olasılıklara kapı açar. Önemli olan yeni seçimler yapabilecek cesareti bulabilmekte. Ben o cesareti kendimde buldum...