50- Dört Kişilik Sır

136 10 0
                                    

Elimle yüzümü sıvazladım. Sabaha kadar uyumamış menajerin verdiği işlerle uğraşmıştım. Üyeler çok sıkı çalışıyorlardı ve bunun getirisi olarakta yoruluyorlardı. Son iki haftadır şirket ve çekimler arasında sıkışıp kalmışlardı.  Kışa çıkarmayı düşünülen mini özel albüm için fazlası ile ilgileniliyordu. Ne kadar denesem de Chen'e o fotoğrafı ve mesajı atan kızı bulamamıştım. Nasıl bulabilirdim ki? Bayan X lakabını taktığımız kız o günden beri yalnızca mesaj atıyordu Chen'e.  Attığı mesajlarda seni seviyorum, sevgilim ol, olmak zorundasın gibi saçma salak şeylerdi. Numarasını bile bulabildiğine göre kesin sasaeng fandı. Bu kızların ne yapacağı belli olmuyordu. Muhtemelen de hackerdı.

Elimdeki valizi sürüklerken gözlerim kararmaya başladı. Bir an durup normale dönmeyi bekledim. Suho yanımda dururken kulağıma doğru fısıldadı.

Suho: İyi misin? Pek öyle görünmüyorsun gerçi.

Gülümseyip başımı salladım. Bu başımın zonklamasına neden oldu. Uçağa nihayet vardığımızda kendi koltuğuma geçip oturdum. Gözlerim açık tutmak için mücadele ediyordum. Telefonumu çıkarıp kulaklığımı taktım. Belki biraz müzik uykumu açardı. Yanıma kimin oturduğuma bakamayacak kadar yorgun ve uykusuzdum.

Chen: Hera yine mesaj attı. Nasıl kurtulacağım ben bundan? dedi. Demek yanıma oturan oydu. Başımı ona çevirip fısıldadım.

"Düşünüyorum düşünüyorum ama aklıma hiç bir çözüm gelmiyor. Numaranı değiştirsen bile daha önce nasıl bulduysa yine bulur. Ya da daha tehlikelisi fotoğrafları yayınlar. Menajere bu durumdan bahsetsek iyi olur."

Chen: Olmaz! Henüz o kadar kötü durumda değiliz. Belki sıkılır ve vaz geçer.

"Sasaeng fanlardan bahsediyoruz Chen. Onlar vazgeçmez. Eğer iş ilerlerse bizim için daha kötü olur." dedim. Üzüntü ile başını salladı. Eğer iş ilerlerse daha kötü olurdu.

Chen: Otele gittiğimizde söyleyelim. Yanımda durusun değil mi?

"Elbette duracağım! Hatta sen gelme. Seni görürse sinirlenebilir." dedim

Chen: Özür dilerim. Sana sorun çıkarttığım için. dedi yavaşça. Sesindeki ve yüzündeki o çocuksu ton içimin burkulmasına neden oldu.

"Merak etme. Buluruz bir çıkar yolunu." dedim. Başını usulca sallayıp önüne döndü. Morali yerine gelsin diye kulaklığımın birini onun kulaklığına takıp hareketli ingilizce bir şarkı açtım. Chen gözlerini kapatıp arkasına yaslandığında bende yüzüme yapıştırdığım zorunlu gülümsemeden kurtulup arkama yaslandım. Hepsinin  bu konu hakkında endişlendiklerini biliyorum. Eğer o fotoğraf internete sızarsa başımıza büyük bir bela alırdık. Gözlerim tekrar karardığında gözlerimi kapattım. En iyisi biraz uyumaktı.

***

Herkes çekim yapılacak alanda toplanmıştı. Kış özel albümü olduğu için karın çok olduğu bir ülkedeydik. Çalışanlar seti hazırlarken üyelerde içeride sıcakta bekliyorlardı. Ben ise dışarıda montuma sarılmış bir vaziyette içeriden menajerin çıkmasını bekliyordum. Menajer çocuklar ile konuşmayı kesip dışarıya çıktığında önüne geçip onu durdurdum.

"Sizinle konuşmam gereken çok önemli bir konu var." Menajer eliyle az önce geldiği yeri gösterdi.

"İçeride sıcakta konuşalım. Niye soğuktayız?" Başımı iki yana salladım.

"Çok önemli ve kimsenin duymaması gerekiyor." dedim. Camın arkasındaki çocuklara bir bakış atıp konuşmaya başladım.

***

Yazardan

Suho kolundaki saatine baktı. Tam otuz dört dakikadır Hera dışarıda Menajer Chul'den azar işitiyordu. Daha fazla dayanamadı ve oturduğu yerden ayağa kalktı.

Kelebek EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin