Sehun doktorun gözüne tuttuğu ışıktan rahatsız olup homurdandı. Doktor ışığı Sehun'un gözünden çekip cebine koydu. Doktor odadaki diğer kişilere dönüp açıklama yaptı.
"Geçici hafıza kaybı. Birkaç güne kendisine gelir. Onun dışında tetkiklerde bir sorun çıkmadı. Dediğim gibi ayağının üstüne fazla basmasın. Çıkış işlemlerini yaptıktan sonra çıkabilirsiniz. Geçmiş olsun."
Doktor odadan çıkarken Sehun gözüyle doktoru takip etti. Aralık kalan kapıdan kendisine bakan bir kız gördü. Gözlerini irileştirip eliyle çıplak göğsünü kapatmaya çalıştı. Parmağını kıza doğrulttu.
"Ya! Neye bakıyorsun sen? Utanmıyor musun beni dikizlemeye?" Odadaki herkes kapıya baktı ama hiçbiri göremedi. Hera odanın kapısından içeriye girip kapıyı ardından kapattı. Çocuklar Hera'yı görünce kahkaha atmaya başladılar.
D.O: Sakin ol maknae. İlk defa seni çıplak görmüyor ya?
Sehun: Ne? Neyden bahsediyorsunuz siz? dedi hala ellerini göğsünden çekmemişti.
"Görende ırzına geçeceğim sanır." diye Türkçe söylendi Hera. Sonra derin bir nefes alıp konuştu.
"Sakin ol Sehun.Utanmana gerek yok. Kyung Soo haklı." dedi. Hala ayakta dikiliyordu. Lay oturduğu yerden kalkıp Hera'nın koluna girdi ve onun az önce oturduğu yere Chanyeol ve D.O'nun ortasına oturttu.
Sehun: Haa! Şimdi anladım. Bana bahsettikleri kız sen olmalısın. Neden daha önce gelmedin yanıma?
Küçük çocuk gibi küsmüştü. Kollarını göğsünde çaprazlayan Sehun'a tuhaf bir bakış yolladı Hera. Hafıza kaybı olayından haberi vardı ama Sehun'un çocuk gibi davranışları ona tuhaf gelmişti. Chanyeol Hera'nın kulağına fısıldadı.
"Hafızası gidince huyu da değişti. 16 yaşındaki haline benziyor. Ama oldukça eğlenceli." dedi. Hera gülümseyip başını iki yana salladı.
Sehun: Kendini nasıl hissediyorsun? dedi Hera'ya bakarak. Hera gözlerini kaçırıp parmaklarıyla oynadı.
Sehun: İyi hissetmiyor musun? Neden cevap vermiyorsun?
"Ne? Şey, hissediyorum. İyi hissediyorum. Sen.. nasıl hissediyorsun?" dedi zorlukla.
Sehun: Sen iyiysen bende iyiyim. Ben çok sıkıldım, gidelim.
Menajer ayağa kalktı. Hera'da onunla birlikte kalktı.
"Sen nereye geliyorsun? Ben ikinizin çıkış işlemlerini de yapıp geleceğim. Siz hazırlanın. Öğlen olmadan çıkalım ki fanlara falan yakalanmayalım."
"Tamam Menajerim." dedi kız kısık sesiyle. Sonra diğerlerine bakmadan konuştu.
"Ben dışarıda sizi bekliyor olacağım." dedi ve kimseye bakmadan dışarıya çıktı. Chen'in evinden getirdiği ceketin kapüşonunu kafasına geçirdi. Diğerleri odadan çıkınca onların peşinden sessizce yürüdü. Kimseye yakalanmadan güç bela evlerine vardılar. Hera menajerin tüm ısrarlarına rağmen çalışacağını söyleyip şirkete geçti. Diğerleri prova yaparken Sehun dinlenme odasında tek başına oturuyordu. Menajer Hera'ya Sehun'un yanında durmasını söyledi.
"Nereye?" dedi Hera elindeki kitabı masaya bırakarak.
"Yanına geleceğim. Koltukta tek başıma oturmaktan sıkıldım." Hera gözlerini devirip sandalyeden kalktı ve kitabını alarak Sehun'un yanına koltuğa geçti.
"Kalkma ayağa. Bir ihtiyacın olursa diye ben buradayım." dedi. Sonra kitabını okumaya devam etti.
"Sesli okusana." dedi Sehun. Hera ona bakmadan konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Etkisi
FanfictionEXO // Yaptığımız seçimler bizi başka seçimler yapmaya zorlar. Onlar da başka seçimlere... Her seçim bir diğerini tetikler ve yeni olasılıklara kapı açar. Önemli olan yeni seçimler yapabilecek cesareti bulabilmekte. Ben o cesareti kendimde buldum...