Elimdeki Türk kahvesini dökmemeye çalışarak amcama götürüyordum. Üyeler ise kendi odalarında takılıyorlardı. Kahveyi amcamın eline verdikten sonra bağdaş kurarak yanına oturdum.
"Gelelim şu malum konuya." dedi amcam. Oturduğum yerde gerilirken ilk sözü ona bıraktım.
"Seni gerçekten seviyor mu?" dedi kahvesinden bir yudum alarak. Utanarak başımı salladım.
"Seni gerçekten sevdiğinden nasıl emin olabiliyorsun?" dedi. Niye bu kadar ciddisin amca?
"Ona güveniyorum." dedim tek seferde. Kendimden emin ve kararlıydım.
"Bazı hataları oldu, biliyorum. Bana bir açıklama yapmasını istediğimde bir açıklama yapamadı, bunu da biliyorum. Ama onun beni sevdiğini de biliyorum. Eminim her şeyin bir açıklaması vardır. Aramızda son zamanlarda çok kötü şeyler geçti. Bana hiçbir açıklama da yapmadı. Elbette kırıldım ama bu kırgınlığı uzatmadım amca. Bunu sineye çekmek gibi düşünme. O şimdiye kadar benim için çok şey yaptı. Bunu en iyi ben bilirim. Ona karşı onca defa kötü davrandım ama yinede benden vazgeçmedi. Onu ne kadar iteklediysem o iki katıyla bana yaklaştı. Hatalarını düzeltmek için elinden geleni yaptı. O hiç yılmadan benim için savaşırken benim bir kez bile onun için savaşmamam doğru olur mu? Eğer bana bir açıklama yapamıyorsa elbet bir nedeni vardır. O ilk defa böyle bir düğüme takılmış, boğuşurken ona sırt mı çevireyim? İnanıyorum ki o zamanı geldiğinde bana her şeyin açıklamasını yapacak. Ona güveniyorum."
"Senden vazgeçmedi demek. Sen neden ondan vazgeçmek istedin peki? O neye rağmen senden vazgeçmedi?"
Söylemekle söylememek arasında kalmışken başımı eğip konuştum.
"Benim..çocuğum olmuyor. Bir ameliyat geçirdim. Hiçbir zaman..bir çocuğa sahip olamayabilirmişim. Bu yüzden onu kendimden uzaklaştırmak için çok yol denedim. Belki.. benden soğur ve başkasını severdi. Sonra Sehun ameliyat olduğumu ve durumumu öğrendi. Benden uzaklaşır diye çok korktum. Zaten istediğim buydu ama yinede korktum. Onun benden nefret etme ihtimalini bırak, benden uzaklaşması ihtimalini düşününce bile korkuyordum. Ama o benden vazgeçmedi. Çok uğraştım amca. Benden vazgeçsin, ondan vazgeçeyim diye çok uğraştım. Bir aileye sahip olma hakkını ondan alamayacağımı düşündüm. O ise bana tek bir şey söyledi. 'Benim ailem sensin.'. Gel de vazgeç şimdi bu adamdan." dedim burnumu çekerek.
Gözlerimden akan yaşları silip derin bir nefes aldım.
Amcam sözümü kesmeden beni dinledi. En sonunda başını salladı anlayışla.
"Anlıyorum seni kızım. Senin için en iyi olanı yine en iyi sen bilirsin." dedi. Kollarımı boynuna bağlayarak sarıldım. Amcam kendini geri çekti ve başıyla kapıyı işaret etti.
"Git çağır bakalım damadı. Onunla biraz konuşalım."
Başımı sallayıp ayağa kalktım. Tam odadan çıkarken şalterlerin düşmesiyle arkamı döndüm.
"İyi de sen Korece bilmiyorsun. Nasıl anlaşacaksınız?"
"Sen çağır hele. İkimizde insan değil miyiz anlaşırız bir şekilde."
Çaresizce başımı sallayıp salondan çıktım. Sehun, Suho, Lay ve Kai'nin kaldığı odaya gittim. Odaya girdiğimde herkesin burada olduğunu gördüm. Hepsinin başı birden bana döndü.
"Sehun biraz gelir misin?" dedim. Sehun oturduğu alt ranzadan tam ineceğinde Kai ve Baek kolunu tuttu.
Kai: Nereye götürüyorsun Sehun'u?
Baek: Önce bize de söyle.
Xiumin: Bir şey konuşacaktır belki size ne?
Baekhyun: Öyle deme hyung. Hera iyi alıştı Sehun'la başbaşa takılmaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Etkisi
FanfictionEXO // Yaptığımız seçimler bizi başka seçimler yapmaya zorlar. Onlar da başka seçimlere... Her seçim bir diğerini tetikler ve yeni olasılıklara kapı açar. Önemli olan yeni seçimler yapabilecek cesareti bulabilmekte. Ben o cesareti kendimde buldum...