Derinden siren sesleri duyuyordum. Polis sirenlerine karışan ambulans sirenleri, helikopterin pervanelerinden çıkan basınçlı ses...
Beni sarsan her kim ise canımı feci halde yakıyordu. Birisi vücuduma dokunuyordu ama ona dur diyemiyordum. Başımı yavaşça geriye yasladı ve sert bir şey taktı. Gözlerimi yavaşça açtım ama görüntü bulanıktı. Bir sürü ses birbirine girmiş ve ben yalnızca yabancı bir sesin adımı söylediğini seçebiliyordum. Ayağımda güçlü bir acı hissettim. Bağıracak kadar gücüm yoktu. Yalnızca ağzımdan inilti çıkıyordu.
"Sorun yok. İyi olacaksın. Seni kurtaracağız."
Gözlerimi kapattım ve hafızamda geriye kalan tek şey bulanık görüntülerdi.
**
"İyi olacaksın lütfen biraz daha dayan. Lütfen biraz daha dayan."
**
"Nabzı çok düşük. Tansiyonu düşmeye devam ediyor. Hastaneye haber ver kan bankası ile iletişime geçsinler."
"Lütfen beni bırakma."
**
Gözlerimi açtığımda hızla ışıklar geçiyordu gözümün önünden. Biri elimi sımsıkı tutuyordu. Sesler hala karmaşıktı. Başımı yana çevirdim ve o tanıdık yüz ile karşılaştım. Hafifçe gülümsedim.
"Beni bırakmadın." dedim ama sesimin çıktığından emin olamıyordum.
"Lütfen beni bırakma." dedi. Elimi kaldırıp ona dokunmak istedim ama yapamıyordum.
"Seni seviyorum." dedim ama sesim çıkıyor muydu ki?
**
Yazardan
Sehun sinirle elini duvara vurdu. Sinirini tek bir yumruk geçirecek değildi. Defalarca duvara yumruk atarken Suho ve D.O onu duvardan uzaklaştırmıştı. Ağlayarak yere çöktü ve sırtını duvara yasladı. Kendine olan siniri hala geçmemişti. Başını sertçe geriye atıp duvara vurduğunda Kai başını tutup sabitledi.
"Yeter artık Sehun! Böyle yapmanın ona hiçbir faydası yok! Kendine gel!" Sehun ağlayarak Kai'ye baktı.
"Sevdiğim kız ölüyor. Benim elimden hiçbir şey gelmiyor." dedi kısık sesle. Kai dolan gözlerini yukarıya çevirip sıkıca sarıldı arkadaşına. Tüm üyeler kelimenin tam anlamıyla dağılmışlardı. Hepsi yıkılmıştı. Koridorda bir ayakkabı sesi yankılanınca Sehun doktor sanıp heyecanla başını kaldırmıştı ama gelen Mei'ydi. Umutsuzlukla başını geriye atıp ağlamaya devam etti.
"Nasıl? İyi mi?" dedi telaşla. Lay başını iki yana salladı dudaklarını birbirine bastırarak. Diğerleri gibi sessizce ağlıyordu. Mei dolan gözlerini kırpıştırıp kollarını Lay'e sardı.
"İyi olacaktır. O güçlü ve inatçı." dedi. Lay Mei'nin omzunda ağlarken koridorda başka adım sesleri duyuldu. Menajer Chul çocukların yanına geldiğinde Xiumin gözlerini silip ona baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Etkisi
FanficEXO // Yaptığımız seçimler bizi başka seçimler yapmaya zorlar. Onlar da başka seçimlere... Her seçim bir diğerini tetikler ve yeni olasılıklara kapı açar. Önemli olan yeni seçimler yapabilecek cesareti bulabilmekte. Ben o cesareti kendimde buldum...