İçim dışım bir değil benim , söylenmemiş sözlerim bitmeyen kinlerim var. Kendi yüzüme bile vurmaktan korktuğum gerçeklerim var . Ne dünyadaki en günahkar insanım nede en masum . Ben , benim .. Hepsi bu . Hiç bir kalıba sığmayan düşüncelerim var. Ne yaparsam yapayım yine kendi bildiğini okuyan bir kalbe sahibim . Bazen kendimle ne yapacağımı dahi bilemiyorum . En yakın uçuruma gidip kendimi atmak ve arkama bakmadan oradan uzaklaşmak istiyorum.
Aradan iki gün geçmişti . O ise istediği zaman hayatıma girip istediği zaman çıkıyordu . Bugünde yeni bir sabaha uyanıp yaşamak için kendime yeni bir umut yaratma zamanıydı . Yataktan kalkıp saate baktım 11'e geliyordu . Eğer sizi bekleyen birileri yada bir işiniz yoksa kaçta yatıp kaçta kalktığınız bir önemi yok . Ayağa kalkıp banyoya gidecekken gözlerim pencereye takıldı . Aklım her ne kadar ' sanane 'li cümleler kursada ayaklarım buna inat ona doğru gidiyordu . Pencerenin oraya geldiğimde perdeyi araladım . Oradaydı . Perdeyi açtığımı görünce gülümsedi . Benim yüzümde ise hala o soğuk fırtınalar geziniyordu . Perdeyi açarken ki yavaşlığa kıyasla hızla perdeyi geri çektim . Pencereden uzaklaşıp banyoya geçtim . Küveti doldurup içine girdiğimde sıcak su bütün hücrelerimin susuzluğunu giderircesine rahatlamama neden oldu . İki gündür bunalımdaydım. Yetimhanedeki günlerim çaldı ilk önce kapımı daha sonra annesizlik bir tokat gibi yüzüme çarptı . Artık çağrının yaptığı psikopatlıklar o kadar garip gelmiyordu gözüme . Bu kadar kısa bir sürede çok az da olsa hayatımda bir yer edinmişti. Tabi edindiği yer iyimi kötümü bu tartışılırdı. Telefonun sesiyle yaklaşık 20 dakikadır durduğum küvetten çıkıp üzerime bornozu giydim ve telefonun sesinin olduğu yöne doğru telefonu aramaya gittim . Bulduğumda kaderin aradığını gördüm . Kulaklarıma yerleştirdim telefonu
"Alo kader "
"Ze..Hazal bugün biryerde buluşalım mı ?" Konuşmasına devam etti "Tabi vaktin varsa , ne dersin ?"
Bende vakitten bol ne vardı ki . İki gündür evin içinde ruh gibi dolaşıyordum .
"Olur , nerde ?"
Verdiği adresle yatak odasına gidip hazırlanmaya başladım . Dolabı açıp içinden mavi yırtık ve bol bir pantolon çıkardım üzerine ise siyah bir tşört çıkardım . Yatağın üzerine koyup tam giyecekken pencereye kaydı gözüm . Diğer perdeyi de kapatıp hazırlanmaya devam ettim . Herşey tamam olduğunda evden çıkıp buluşacağımız yere doğru yürümeye başladım. Her sokak başında bir tane dilenci çocuk vardı . Hayat mı bu kadar acımasızdı yoksa insanlar mı ? Onların yanından geçip giderken herkesin eşitlikten bahsedip kimsenin adaletli olmadığı dünyada yaşadığımı anladım . Kime sorsak iyiydi .. Hep başkalarının kazıklarını yemişlerdi. Peki o soğukta mendil satan çocuklar ? Onlara gidin birde eşitlikten adaletten bahsedin bakalım ne cevap alacaksınız .
Buluşma yerine geldiğimde cam kenarı bir masaya geçip bacak bacak üzerine atarak oturdum. Gelen garsonları gönderip kaderi beklemeye başladım . Aradan 10-15 dakika geçtikten sonra kapıda onu gördüm . Oturduğum yerde dikleşip masaya doğru gelmesini bekledim . Yine yüzünde o sıcacık gülümsemesi vardı . Selamlaştıktan sonra karşıma oturdu .
"Nasılsın , çok bekletmedim değil mi ?"
"Yo bende yeni gelmiştim "dediğim şeye memnuniyetle gülümseyip gelen garsona siparişi verdik ."Hazal aslında buraya gelmemin başka bir sebebi daha var "
Heyecanla söylediği şey karşısında , meraklanmıştım . Acaba bilmediğim başka arkadaşlarım daha mı çıkıp gelecekti bir anda ."Sana iş buldum , bizim şirkette " . Biraz önce ben yanlış mı duymuştum . İş mi demişti o . Yüzüne garip garip bakarken devam etti konuşmaya . "Bizim şirkette personel alımı varmış senin adına başvurdum ve yarın iş görüşmesine çağırıyorlar " Bunu anlatırken ağzım kulaklarımda gelicekti resmen .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
Aktuelle Literatur*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...