Fincanın dibinde kalan kahve telvesi gibi hayatlar var. Dudağını değdirdiğin köşesinden bir hüzün fışkırıyor fincandan . İçine bakıyorsun ; kararmış , kabarmış , simsiyah ... Bin bir türlü mâna yüklüyorsun . Belki kalabalıkta içilmiş ,belkide birisini beklerken yalnızlıktan soğuyan bir fincan kahve bu . Hepsinin hikayesi farklı.
İnsanlarda böyle , kahve gibi . İlk önce soğuk soğuk birbirine girer herşey . Sonra yavaş yavaş ısınmaya başlar . İlk önce köpüğünü ,yani güzelliğini , neşesini alırlar ondan . Daha sonrada cayır cayır ateşlerde kaynatırlar ve bir başkasının önüne koyarlar.
Dedim ya bütün kahvelerin hikayesi farklıdır ama dramı aynı . Ve şöyle bilinsin ki yalnızken içilen kahve sarhoşken içilen içki gibidir . Hiç bir şeyin yerini tutmaz .
2 ay . Tam iki ay geçmişti o videonun üzerinden . Çağrıyla ve çağrıdan gizli iki ay boyunca kendi hayatımı araştırdım . İlk önce KORMALI soyadı ile başladım işe . Bu soyadla çıkan bütün haberleri topladım . Sonra eskiden kaldığım yetiştirme yurduna gittim . Oradaki bilgilerde yok denecek kadar azdı. Bu iki ay boyunca çağrı bir an olsun yanımdan ayrılmamıştı. Videoyu gönderen adam gerçekleri söylemişti . Gösterdiği video gerçekti ve ailem onlardı . Uzun uğraşlar sonunda bu bilgileri toplamıştım. İki ay boyunca da o videoyu gönderen kişi hiç bir şekilde benimle iletişime geçmemişti . Aylardır tek bir telefonunu mesajını yada mektubunu , artık her ne olursa onu bekliyordum . Ama hiç bir şey yoktu . Bir kardeşim vardı . Erkek kardeşim , daha doğrusu ikizim. Onu bulmak istediğim bütün yollar kapalıydı .
Belime dolanan ellerle düşüncelerimden sıyrılıp çağrıya baktım . İyiki ona ve bize bu şansı vermiştim .
"Benim portakal çiçeğim yine neler düşünüyor bakalım "
"Sanane"
Sırf gıcıklık olsun diye söylediğim söz karşısında kocaman gülümseyip
"Demek banane .."diyip belimdeki ellerini dahada sıkıp havaya kaldırımca ağzımdan ufak bir çığlık kaçtı . Bugün cumartesi olduğu için rahatım . İki aydır iştede bir sorun çıkmıyordu Allah'tan .
"Kilo mu aldın sen .."alay etme sırası ondaydı anlaşılan .
"Evet dahada alıcam ." Diyerek bozulmadığımı ispatlayan bir gülümseme gönderdim .
"Alll... Seveceğim alan artıyor , fenamı ? "
Büyük bir kahkaha atıp "Artık filmlerden kitaplardan söz mü çalıyorsun " diyip kollarından çıktım .Portmantodan ceketimi alıp üzerime geçirdim ve boy aynasında görünüşüme baktım . Fena değildi . Saçlarım biraz daha uzamıştı . Uçlarında kırılmıştı bir ara kuaföre gitmeliydim. Aynada çağrının yansımasını görünce istemsiz bir şekilde gülümsedim . Nede güzel bakıyordu . Tam iki ay boyunca bütün kahrımı çekmişti. Bir gün ' beni anlıyor musun ? ' diye sorduğumda 'Anlamasamda ömrüm boyunca dinlerim ' demişti . İşte o an iyi ki onu hayatıma kabul etmişim dedim kendime .
"Bu kadar güzel olma portakal çiçeği "
Kafasına boyun girintime koyup aynadaki yansımamıza baktı
"O kadar da güzel değilim "
"Kendine benim gözümle baksaydın ne dediğimi anlardın "
"Senin kadar güzel bakamıyorum ben hiçbir şeye. Bana senin gibi bakmayı öğretir misin ?"
"Bu imkansız..."
Kaşlarımı çatıp "Neden ?" diye sordum .
" Çünkü senden bir tane daha yok ..." Sırıtıp devam etti konuşmaya
"Ama şöyle küçük küçük Hazallarımız olursa belki böyle bakabilirsin "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
Ficção Geral*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...