...Ve dünya daim eyliyor devrini.🔱
Atilla İlhan
Ne tarafa gitsek çıkmaz sokak. Tam aydınlandık diyoruz etraf eskisinden de zifiri ..
Yanmak.
Günahın ateşinde cayır cayır yanmak üzereyiz . Hangi yolu seçsek biraz daha kirleniyor elimiz . Biraz daha günahkarlaşıyoruz .
Aşk uğruna yanmak ne güzel. Günah işlemek gibi. Sevmekte binevi günah değil miydi sahi ?Günah işlemek için bir neden arıyorsan sev. Sev ki işlediğin günahın bir adı olsun , bir manası olsun ! Adı Aşk olsun !
"Şaka olan ne ?"
Çağrı hala yaşlı adama bakmaya devam ederken ne söyleyeceğini bilemez şekilde bana döndü. Bir kaç saniye gözlerime bakıp tekrar yaşlı adama ( Mithat bey'e) döndü. Susmuşlardı ve sadece gözleri ile konuşuyorlardı .
"Size diyorum ! Şaka olan ne ?"
Çağrı elini çenesine getirip yeni çıkmış sakallarını sıvazladı . Yere diktiği bakışlarını gözlerime çıkarıp konuştu .
"Şevketin sağ kolu ve .."
Sustu . Bir şeyleri söylemekte zorlanıyordu .
"Artık benden birşeyleri saklayıp durmayın !"
Çağrı sesli bir nefes verip konuşacakken yaşlı adam girdi araya
"Kasap ... Lakabı Kasap Asaf"
Kasap . Nasıl bir lakabtı bu böyle ! İlk önce yaşlı adamın daha sonra da Çağrının gözlerine merakla baktım .Çağrı konuşmaya başlayınca pür dikkat onu dinledim
"Şevketin baş düşmanlarını Asaf öldürür. Daha doğrusu onun önüne yem olarak atarlar oda işkence çektirerek bazende doğrayarak öldürür. Lakabı o yüzden kasap "
Donmuş bir şekilde onu dinlerken bütün tüylerim diken diken olmuştu .Benim kardeşim , öz kardeşim ... ünlü bir katildi. Gözünü kırpmadan insanları öldürüyordu . Elimin üzerinde ki el ile irkilip Çağrıya döndüm yönümü
"Onunla tanışmaman daha iyi . Ruhsuz adamın teki. Kesinlikle seni kabul etmeyecek . Bir zayıflık gibi görecek . Senin güçsüz olduğunu söylemiyorum ama onun bu güne kadar kaybedecek hiç bir şeyi yoktu . O yüzden insanlara acımadan işkence edebiliyordu . Şimdi ise ... Zor portakal çiçeği. Seni öğrendiğinde belki de düşmanlarından önce kendisi öldürmek isteyecek ."
Sesimin titremesine ve boğuk çıkmasına aldırmadan konuştum
"A-ama o benim kardeşim "
Evi ölüm sessizliği sarmıştı . Mithat bey kalktığı koltuğa çoktan oturmuştu . Çağrıyla benim diyaloglarımızı dinlemekle yetinmişti .
Ben hala Çağrıya bakarken yaşlı adamın boğazını temizlemesiyle bir şeyler söylemek istediğini anlamıştım . Yaşlı adam geriye doğru yaslanıp bastonunu hafifçe yere vurdu
"Yeter bu kadar duygusallık. Asıl meseleye gelelim artık .."
Bakışlarını ilk önce Çağrının üzerinde gezdirip daha sonra benim üzerimde sabitledi.
"Şevketin ölüm vakti geldi de geçiyor "
Şevket adını duyunca yeniden öfke kaplamıştı bedenimi . Yaşlı adam tekrar konuşmaya başladı
"Kardeşini kendi tarafına çekmelisin Zeynep "
Çağrı birden ayağa fırlayıp sert bir sesle konuştu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
Genel Kurgu*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...