Ölüm, her şeyi eşit yapar.
Bir insana en fazla kaç kere şans verebilirsiniz ?
Hazal kardeşini bir şans tanımıştı ama Asaf o şansı fırsata çevirip önüne yeni duvarlar örmüştü. Kadın içinde ki siyahı saçlarıyla örtüyordu eskiden. Sonra her şey değişmiş yeni kişiler girmiş hayatından ve yıllarını götürmüştü.İçinde ki karanlıkta büyümüştü.
Bir insanı en kolay ve acı vererek nasıl öldürebilirsiniz ?
İlk önce ona imkansızmış görünen her şeyi verirsiniz ve göklere çıkartırsınız ardından ise onun mutlu oluşunu izlersiniz. Tam alışmışken ve gerçeklikten uzaklaşmışken o umudu avucundan sökerek alırsınız. Kendini göklerde sanan insan aslında düşerken ki özgürlüğü yaşıyordur ama farkında değil.Hazal gökten yere çakıldığını düşünüyordu.
Yere çakılmaktan o kadar çok yorulmuştu ki bu saatten sonra yapamayacağı hiç bir şey yoktu.
Asaf'ın polislerle geldiği günün ardından tam 17 gün geçmişti. Hazal saatlerce ,günlerce düşündü. Bu saatten sonra gözünü hırs bürümüş kardeşini nasıl durdurabilirdi ?
Resmen şantaj ile hem Hazalın hemde Çağrının elini kolunu bağlamıştı. Eğer bu ülkeyi terk edecek olurlarsa daha hava alanına gitmeden kendisinin polise gidip Çağrıyı ihbar edeceğini söylemişti.
Oturduğu koltukta bir ileri bir geri sallanırken duvarda tıkırdayan saati duymamak için elini kulaklarına bastırdı.
Asaf haftanın 3 günü Denizin kendisiyle kalması şartını koşması üzerine Çağrı ile büyük bir kavgaya gireceklerdi ki son anda polisler araya girmişti.
Hazal alt dudağını dişleri arasına alıp bakışlarını saate diktiğinde düşünemeye devam etti. Saniyeler dakikaları ,dakikalar saatleri kovalarken artık ileri geri hareket etmeyi bıraktı.
Oturduğu yerden kalktığında duvarda ki saate doğru ilerleyip saate uzandı. Eline aldığında zamana dilimini gözden geçirdi. Akrep ve yelkovan 23:50'yi gösterirken saatin arkasını çevirip pillerini çıkardı.
Odada ki ses kesildiğinde uykudan uyanmış gibi hissetti. Sanki bir şeylere geç kalıyormuş gibi aceleci adımlarla dış kapıya doğru yürüdü ve askılıktan ceketini ve çantasını alıp evin dışına attı kendini.
Çağrı günlerdir bir çözüm yolu bulmaya çalıştığı için eve daha az uğruyordu. Yağız ise Sarp'a destek olmak amacı ile onun yanında kalmıştı bugünlük.
Hazal hızla Çağrının arabasına bindiğinde hiç düşünmeden çalıştırdı ve yola koyuldu. Dakikalar sonra arabayı durdurduğunda çevrede gezindirdi bakışlarını.
Bir daha asla uğramam dediği yere gelmişti , hapishanesine!
Arabadan inip eve doğru yürüdüğünde girişte ki bir kaç korumanın şaşkın bakışlarını görmezden geldi. Gözlerinde 'Aptal kaldın,neden geldin?' bakışı vardı. Yıllarca kendisini bırakması için yalvardığı kişilerdi bunlar.
Kapıya yaklaştığında kararlı bir ses tonuyla konuştu. "Asaf'la görüşeceğim"
Korumalar bir biriyle bakışıp bir tanesi içeri girdi ve bir kaç dakika sonra yeniden çıkmıştı. Eliyle içeriyi işaret ettiğinde Hazal bir an tereddütle kapı eşiğine baktı. Ardından derin bir nefes alıp içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
Narrativa generale*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...