Hayat oyunu, iyi bir ele sahip olmak değil, kötü bir eli iyi oynamaktır.
Henry David Leslie
Vücudunda ki acı bir yerden tanıdık geliyordu. Kaç defa yediği dayaklar yüzünden hastaneye kaldırılmıştı ? Kaç defa gözünü açtığında ölmeyi beceremediği için ağlamıştı? Sayamamıştı. Şimdi de gözleri kapalı olduğu halde ağlamak istemişti. Yine olmamıştı.
Yanan gözlerini yavaşça araladığında ışığı toplayıp direkt gözlerine vuran beyaz duvarlar gözlerini kısmasına neden oldu. Zar zor açtığı gözlerini odada gezdirdiğinde kendisine ruhsuz bakan yeşil gözlerle karşılaştı.
Hemen yatağın yanında ki sandalyeye oturmuş ellerini ise göğsünde bağlamış adamın gözlerinde en ufak bir duygu aradı. Tanıştığı günden beri kendisine hiç bu kadar yabancı baktığını hatırlamıyordu.
Aşkım gözlerini yeşil gözlere dikip bir şeyler söylemesini beklerken Sarp yavaşça oturduğu yerden kalkıp odadan çıkıp gitti. Aşkım fark etmeden yanaklarına akan yaş ile bir an titredi. Zihninde beliren görüntüler bütün kanını çekerken bakışları kollarına kaydı. Bileklerinden dirseklerine kadar sarılı olan sargı ile gözünde ki yaşların yerine yenisi ekledi.
Sarpın kendisini yeniden o cehenneme gönderecek olmasından korkmuştu. Hala da korkuyordu. Çünkü kafasında ki lanet ses hala aynı şeyleri tekrarlıyordu.
Sarp gittikten sonra uzunca oturup onun böyle bir şey yapmayacağını kafasında ki sese anlatmaya çalışmıştı. Ama o lanet adamın sesi her zaman ki gibi daha ağır basmıştı.
Aşkım saçlarını keserken gram pişmanlık duymamıştı. Çünkü hiç güzel anıları yoktu. Annesi bir kez olsun saçlarını taramamıştı. Babası saçlarını sevmemişti. Süleyman kendisini her dövmesinde saçlarından tutardı. O yüzden saçlarını kesmek istemişti. Sanki geçmişini silebilecekmiş gibi.
Bir müddet sonra Sarp yanında bir kaç doktorla içeri girdiğinde Aşkım'ın bakışları sadece kendisine dargın bakan gözlerdeydi.
Belli ki onu kırmıştı. Ama o an daha iyi bir çözüm bulamamıştı. Yeniden Süleyman'ın inine gireceğine ölmeyi yeğlerdi.
"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Aşkım hanım ?"
Verecek bir cevap bulmamıştı genç kadın. Lafın gelişi iyiyim dese lafın gidişatı hayra alamet olmayacaktı. Kötüyüm dese bir ton laf anlatmak zorunda kalacaktı.
"Bilmiyorum"
"Merak etmeyin şuan hayati bir tehlikeniz yok ama ilk getirildiğinizde çok kan kaybetmiştiniz. Kollarınızda ki kesikler derin olduğu için uzunca bir süre sizi zorlayacak. Ve sık sık hastaneye kontrole gelmeniz lazım. Bu tip yaralanmalarda his kaybı gibi ciddi problemler yaşanabiliyor ..."
"Merak etmeyin ben ilgileneceğim"
Sarpın sesi ile Aşkım'ın bakışları yeniden onu bulduğunda Sarp'ın gözleri doktorun üzerindeydi. Doktor bir kaç ilaç isminden bahsettikten sonra çıkıp gitmişti odadan. Yine ikisi baş başa kalmıştı.
Aşkım en sonunda dayanamayıp konuştu. "Çok kızdın mı ?"
Sarp bakışlarını elinde ki ilaç listesinden çekip sesin sahibine yönlendirdiğinde kızgın olduğunu anlamamak için kör olmak gerekirdi. Ayakta durmaktan vazgeçip yeniden eski yerine oturduğunda kızgın gözleri hala Aşkım'ın üzerindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
Ficción General*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...