"Seni seviyorum asistan "
Kapının kolunu bırakıp arkama döndüm . Bu adam ne saçmalıyordu böyle !
"Ne dediğinin farkında mısın sen !?"
İki adımda yanıma yaklaşıp tek eliyle yarım olan kapıyı kapattı . Kaşlarım çatık bir halde suratına bakarken
"O aşığım dediğin herifin kim olduğunu dahi bilmiyorsun Hazal ?"
Ellerimi göğsüne koyup kendimden bir adım olsada uzaklaşmasını sağladım
"Anlatta öğrenelim o zaman !"
Ellerini saçlarının arasına geçirip kafasını havaya kaldırarak aldığı nefesi sesli bir şekilde geri verdi . Bakışlarını bütün odada gezdirip benim üzerimde sabitledi .
"O sana zarar verecek !"
Histerik bir kahkaha atıp bu sefer ben ona yaklaştım
"Merak etme ondan gelecek zararları da seviyorum ben "
Sıkıca kolumu tutup yüzünü yüzüme yaklaştırdı . Kaşlarımın çatıklığına aldırmadan
"Bırak kolumu " diyebildim sadece.
"Aptal olma Hazal . Aptal olma . O herife kendini fazla kaptırma . Çünkü o bir gün gidecek ve sen gelip benim omuzlarımda ağlayacaksın ..."
Gözlerimden akan yaşa engel olamadan konuşmasını dinledim . Yüzünü yüzüme mümkünmüşcesine daha çok yaklaştırdı
"Benim dudaklarımda can bulacaksın "
Kolumu bıraktığında dizlerimin bağı çözülmüş gibi olduğum yere çöktüm. Hayır . Bu aptal yalan söylüyordu . Çağrı beni asla bırakmazdı . Bırakamaz. O beni seviyor ...
*****
Saat her zamanki gibi zamana meydan okurcasına akmaya devam etti . Saniyeler birleşip dakikalar oldu . Dakikalar saatlere dönüştü . Hayatı olabildiğince hızlı yaşamaya çalışıyordum .Daha iyi dönemlerin hayalini kurmadan edemiyor insan .
"Ne düşünüyorsun portakal çiçeği ?"
Başımı çevirip yatağımda yatan çağrıya çevirdim bakışlarımı . Bu anahtar işini iyice abartmıştı. Gece gelip yanıma yatmış olmalı ki sabah onu görünce şaşırmıştım . Sonra gözlerimi tavana dikip Ateşdağlının söylediği kelimeler beynimde dönüp dolaşmaya başlamıştı . Şimdi ise beyefendi uyanmış ne düşündüğümü soruyordu .
"Senin ailen nerde çağrı ?"
Bu soruyu daha öncede sormuştum . Ama sessiz kalmayı tercih etmişti . Biraz önce benim yaptığım gibi oda kafasını tavana çevirip boş boş bakmaya başladı .
"Görüşmüyorum "
Verdiği cevapla yönümü bir an ona döndüm .
"Neden ? "
Sorduğum soruyu es geçerek dirseğinin üzerinde doğrultup bana döndü yönünü .
"Ben acıktım "
"Çağrıı..."
"Ya gerçekten açlıktan ölebilirim şuan ."
Kendi ne kadar şakaya vurmaya çalışsa da bu kadar kolay kurtulamayacaktı. Onun yaptığı gibi bende dirseğimin üzerinde doğrulurken yönümü ona döndüm.
"Yeter artık çağrı ! Sen benim hakkımda benden çok şey biliyorken , ben neden senin hakkında bir şey bilmiyorum ?!"
"Ne öğrenmek istiyorsun ! Ailemin beni reddettiğini bilmek mi ! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
General Fiction*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...