6.Bölüm (Part-2)

3.5K 198 22
                                    


En anlamlı bakış, bir çift ıslak gözde saklıdır. Çok şey anlatır; Çünkü dil bağlanır, yürek konuşur .

M. Kundera


Sarp oturduğu masada elindeki evrakları 6.kez okumaya koyuluyordu . Asaf'ın başında olduğu şirketin son dört yıllık cari açığı inanılır gibi değildi. Asaf her ne kadar etrafa belli etmese de bir çöküş içinde olduğu çok açıktı . Asaf'ın şirketine soktuğu adamı sayesinde bir çok bilgi edine biliyordu ama hiç bir zaman evine birisini sokamamıştı . Evinde ki çalışanlar yaklaşık on yıllıktı . Asla yeni birisini işe almıyordu . Evinde ki koruma sayısı ise azımsanacak gibi değildi . Gözüne taktığı gözlüğü masaya koyup ayağa kalktı ve çalışma odasından çıktı . Aşağı inen merdivenlere yönelecekti ki koridorun sonunda ki odanın yanan ışığı çekti dikkatini .

Sessiz adımlarla kapıya yaklaştığında parmağının birini içe doğru bükerek kapıyı tıklattı . İçeriden ses gelmeyince kapıyı aralayıp kafasını içeriye uzattı . Genç kız pencerenin önünde ki tekli koltukta uyuyakalmıştı . Başı hafif yana düşmüş ve dudakları büzüşmüştü . Sarpın dudağının kenarında oluşan silik gülümseme hızla yok olurken kızın omzuna dokunup uyandırmak istedi . Ama dokunduğu an kız yerinden sıçramış ve hemen Sarpın koluna yapışmıştı . Sarp verilen tepkiye bir an şaşırsa da kendini geri çekti . Bu kızda bilmediği bir şeyler vardı ve bunu en kısa zamanda öğrenmeyi not etti aklının bir köşesine . "Uyuyup kalmışsın koltukta "

Aşkım oturduğu koltuktan kalkıp Sarpın karşısına geçtiğinde elinin birini boynuna atarak ovdu ."Teşekkür ederim" Sarpın bakışı genç kızın boynuna kaydığında , kızın boynunun da en az vücudu gibi zarif olduğunu düşündü , dilinin aksine (!) Aşkım Sarpın bakışlarını takip ettiğinde yutkundu ve elini hızla geri indirdi . Bir an vücudunda ki bütün kanın avuç içlerine toplandığını ve karıncalandığını hissetti ."E..e ben şey yapayım o zaman , sende şey yaparsın artık ." Sarp hızla bakışlarını kızın boynundan çektiğinde içinden kendine okkalı bir küfür çekti . Ne zamandan beri kıza bu şekilde bakıyordu ? Bakışlarını kız hariç odanın bütün köşesinde gezdirdi . Masanın üzerinde ki bu pembe abajuru kim , hangi akılla almıştı ve bu odaya koymuştu ?

"Evet , ben şey edeyim o zaman , çıkayım " Sarp'ın bu kelimeyi söylemesi ve kızın yüzüne bir kez bile bakmadan odadan çıkması saniyeler sürmemişti . Kapanan kapının dışında derince yutkundu . Az önce hissettiği heyecanda neyin nesiydi böyle ? Sanki ilk defa kadın görmüş gibi davranması , 'şey edeyim' deyip saçmalamaya ortak olması , utanıp kızın yüzüne bakamaması ama en çokta kalbinin göğüs kafesini yırtarcasına atması çok saçmaydı . Çok saçma !

Yan tarafında duran eli yumruk şeklini alırken hızla çalışma odasına doğru yürüdü. İçeri girip kapıyı şiddetle kapatırken kendi kendine kızıyordu . Arada ki mesafeyi korumalı ve o kızı kendi soğuk dünyasından uzak tutmalıydı . Çünkü oda farkındaydı , eğer genç kıza ufacık bir kapı açık bırakırsa içeriye sızıp bütün buzlarını eritecek . Sarpın öncelikleri vardı kendince . Yada olay çok basitti , yıllarca mutsuzluğu dost bilmiş adam mutluluktan korkuyordu .

Sarp masanın başına geçip oturduğunda Önünde ki bilgisayarın bildirim ışığının yandığını fark etti.Bilgisayarı biraz önce ki sert haline nazaran daha sakin açıp mailine girdi . Yaklaşık 10 dakika önce gönderilen maili açtı .

Bilinmiyen67@gmail.com

Merhaba sevgili Ateşdağlı ...

Öncelikle bir dost olduğumu belirtmek isterim ki , söyleyeceklerimden dolayı beni yanlış anlamamanız için. Asaf'ı araştırdığınızı ve bir açığını aradığınız duyumu geldi kulağıma . Bence işe ilk aranızda ki casusları temizlemekle başlayabilirsiniz . Şirketinizde 7 tane ajan olduğundan haberiniz var mıydı ? Bunların beş tanesi Asaf'ın ajanı . İsimleri ve listeleri biraz sonra göndereceğim diğer listede . Diğer ikisinin de kimin adamı olduğunu tahmin edersin artık. Bir süre piyasada görünmemen senin hayrına olur . Ve başka bir konuya daha açıklık getirmeliyim . Hazalı kendi evinde saklıyor Asaf . Onu ve yeğenini kurtarmak istiyorsan bir süre geriye çekil . Bazen gelecek için bugüne muhtaç kalırız ...

Sarp oturduğu yerden hızla kalkıp elini saçlarına daldırdı ve okuduklarının şaşkınlığını üzerinden atmaya çalıştı . Bu mesajı yazan kim olabilirdi ? Aklına hala ve ısrarla tek bir isim geliyordu . Bazen delirdiğini bile düşünüyordu artık . Yeniden bilgisayarın başına geçtiğinde diğer maille ile karşılaştı .Listeyi açıp okuduğunda bir kaç isime oldukça şaşırdı . Hızla mesaj kısmına girip mail gönderdi aynı hesaba .

Atesdağlıholdıng@gmail.com

Çağrı sen misin ?

Ve ardından gelen 'Böyle bir hesap bulunmamaktır ' uyarısı yeşeren umutlarını yeniden kuruttu .Artık sabrı kalmadığını hissediyordu ve bu belirsizlikler içten içe çürütüyordu ruhunu . Sarp dirseklerini masaya yaslayıp başını iki elinin arasına aldı ve olan biteni yeniden düşündü . Arabanın denize düştüğü haberi , aradan geçen uzun zamandan sonra ikisininde kayaya vuran ve tanınmaz halde olan cansız bedenleri , Asaf'ın yıllarca süren suskunluğu , Hazalın yaşadığını öğrenmesi ve bir yeğenin varlığından dakikalar önce haberdar olması , Asaf'ın çelişkili konuşmaları , Biraz önce gelen tanınmadık dosttan mesaj ve hesabın hemen ortadan kaldırılması ... Aksiyonlarla dolu bir hayatta kendine araştırmacı abiden başka bir rol düşebilecek miydi acaba ?

***************

Elinde ki telefonun ekranını kapatıp geriye yaslanan adam artık bir şeyin sonuna geldiğinin bilincinde bir rahatlamayla gülümsedi . Arabanın arka koltuğunda oturmuş en sevdiği manzaraya karşı gözleri bayram ediyordu . Kafasını cama yaslayıp içinde ki acı ve aşk karışımı duyguyla gözlerine çöreklenen yaşları geri itti . Penceresine vuran yağmur damlalarına sinirlendi bir an , görüşünü bulanıklaştırıyor diye . Pencerenin camını aşağı indirip serin havayı ciğerlerine doldurdu . Sanki onun kokusu da gelmişti bir kaç metre öteden burnuna . Derin bir nefes daha çekti ve ciğerlerine hapsetti . Koca ve görkemli evin en üst katında ki pencereden gözlerini kenetlemişti adamın gözlerine Portakal çiçeği.

Hazal içinde ki huzuru gördüğü bir çift göze borçluydu .Eğer onun gerçekten öldüğüne inansaydı ölürdü o da , durmazdı . Çağrı uzun uzun baktı herşeyine . Kaç zamandır bu şekilde hasret gidermişlerdi sahi ? Beş , altı sene ? Nasıl bu kadar uzak kalabildim diye tekrarladı adam . Nasıl kokusunu içine doya doya çekemediğini düşünüp bir kez daha lanet etti yaşantısına . Ama çok az kalmıştı kavuşmaya . Çok az ...

Kendisiyle ölüme bile gözünü kırpmadan giden bu kadını ölse bırakamazdı . Bırakamadı da . Elini havaya kaldırıp kendinden metrelerce uzakta olan kadının görüntüsüne dokundu . Camdan kendisini dakikalardır izleyen kadın elini cama yaslayıp sevdiği adamı bir kez daha sevdi .O uçurumdan arabayla atlarken yeni bir başlangıca daha hazırlandıklarını ikisi de bilmiyordu . Onları bir deniz yutmuştu ve yeniden hayata döndüren ise başka bir deniz olmuştu . Kızları onların resmi bağlarıydı. Aşk bulaştığı her nesneye can veriyordu . Çağrı derin bir nefes daha verip elini indirdi . Bir gün bu pencereleri parçalayıp arada ki bir kaç metrelik mesafeyi de yok edecekti . Çağrı kendi kendine tekrarladı . "Bazen gelecek için bugüne muhtaç kalırız. Az kaldı Portakal Çiçeğim az kaldı ".

PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin