"...Sevgilim "
Çağrı bir anda yönünü bana döndü . Yüzünde hem şaşkınlık hemde çocuksu bir sevinç vardı.
"Ne dedin ?"
Ağzı kulaklarında söylediğim şeyi tekrar duymak istercesine yüzüme bakıyordu . Ardayı bırakıp bana doğru yürüyeceği sırada bir ses duyuldu . Hızlı adımlarla denizin kenarına gelip aşağı baktığımda Arda suyun içinde çırpınıyordu. Aptal bana döndüğü sırada çocuğu bırakmıştı . Oda dengesini kaybedip suya düşmüştü . Arda yüzmesini bilmiyordu sanırım , bu çırpınışlarından belli oluyordu . Hızla çağrıya döndüğümde hala şaşkınlık dolu gülümsemesiyle yüzüme bakıyordu . Salak ! Çocuğun düştüğünden bile haberdar değildi. Hemen kolunu tutup
"Çağrı bişey yap "
Sanki transa girmiş gibi hala suratıma bakıyordu .
"Çağrı !"
"Kendine gel , çocuk boğulacak !"
Bir anda kendine gelip denize baktı . Arda hala yardım isteyip çırpınıyordu . Üzerindeki kazağı çıkarttı bir anda . Oha ! O neydi öyle . Gözlerim vücudunda gezinirken bu sefer transa giren ben olmuştum galiba. Bir anda suya atlamasıyla kendime gelip onlara baktım . Çağrı , Arda'nın iki kolunun altına ellerini geçirdi ve onu merdivenlerin olduğu tarafa doğru çekmeye başladı . Yerdeki çağrının kazağını alıp yanlarına gittim bende . Arda boylu boyunca uzanıp öksürüyordu . Onu kaldırmaya yardım etmek için elimi uzattığım da çağrı beni geriye itip , sadece benim duyabileceğim şekilde
"Dokunma "
Dedi . Ben bu hareketine anlam veremezken o çocuğun sırtını sıvazlıyordu . Bense iki adım geride onları izliyordum. Arda'nın kolundan tutup onu ayağa kaldırdı . Yeniden bir adım atıp Arda'nın kolundan tutacakken çağrı elini koluma koyup kendine çekti .
"Sana dokunma dedim . "
"Görmüyor musun ya . Çocuğa yardım etmemiz lazım "
"Tamam ben ederim . Sen dokunma "
"Neden ya !"
"Çocuğa zarar vermek istemiyorum"
"N-ne ?"
Biraz daha yaklaşıp dudaklarını kulağımın üzerine bastırdı . Hala ıslak vücuduyla sarılmıştı resmen ,istemsiz bir şekilde yutkunmama neden olmuştu bu
"Sana dokunan veya dokunduğun herkesi öldürürüm SEVGİLİM "
Sert ve bir o kadar da tehdit dolu konuşmasıyla yutkunup bir adım geriye attım . Bu , bu çocuk resmen psikopattı ! Ne demek öldürmek . Saçmalamaktan başka bir şey değildi bu . Kolunu çocuğun beline koyup onu arka tarafımızdaki banka otutturdu . Islak saçlarından dökülen su damlaları vücudunda gezinip karnında son buluyordu . Göğsünün sol kısmında bir dövme vardı . Ama ne olduğunu bir türlü çözemedim , o kadar karışık bir şeydi ki . Aynı onun gibi . Yerinden kalkıp yanıma geldi . Yüzünde ki sinsi sırıtışıyla
"Ne o gözlerini vücudumdan alamıyorsun portakal çiçeği . Bilseydim daha önceden yanında hiç tşört giymezdim . "
Benim ise hala gözlerim vücudundaydı. Ahh aptal Hazal çek şu görüşlerini artık . Yapamıyordum. Noluyor böyle ! Elimdeki kazağı göğsüe bastırıp yutkundum
"Giy şunu !"
Büyük bir kahkaha attı . Yanımıdan geçenlerin gözü onun vücudundaydı . İçimi kapalayan bir kızgınlıkla elinde tuttuğu kazağı alıp kafasından geçirdim . Ne yani görüntü kirliliği (!) yapıyordu . Bu hareketlerime hala gülerken kazağı giymişti . Yanından geçip arkada oturan Arda'nın yanına gittim. Çocuk sırılsıklam olmuştu . Hava da biraz soğuk olduğundan titremeye başlamıştı . Çağrıya dönüp
"Çocuk hasta olmadan üzerini değiştirmemiz lazım "
Çağrı bir müddet Arda'nın üzerinde tuttuğu bakışlarını bana çevirdi .
"Onu bana götürelim biraz iyi olduğunda da gider artık "
Arda kafasını kaldırıp korkarak ona baktı . Ee haliyle çocuk tırsıyordu . Bense çağrıya mal mal bakıyordum . Çocuğu ilk önce -bilmeyerekte olsa - denize attı . Daha sonra evine götürüp hasta olmamasını düşünüyordu . Çocuk telaşlı bir şekilde
"G-gerek yok . Ben evime gideyim "
Diyip ayağa kalkacağı sırada çağrının sesiyle durdu
"Bir adım daha atarsan , seni tekrar denize atıp arkama bile bakmadan giderim "
Arda bir adım dahi atamadı . Ben ise çağrının sutmratına bakıp ciddi mi diye düşünürken çağrı arabaya doğru yürümeye başladı . Ben ve Arda ise arkasından bakıyorduk . Arda bir anda bana bakıp
"Sence de yapar mı ?"
Cidden yapar mıydı ? Psikopat yapardı .
"Sence ?"
Diyip bende çağrının peşinden yürümeye başladım . Sahi neden onun peşinden gidiyordum ? . Bunu daha sonra düşünmeye karar verip adımlarımı hızlandırdım . Arkamdan gelen seslerle Arda'nın da peşimizden geldiğini anlamam uzun sürmedi .
Arka koltukta Arda ön koltukta da ben oturuyordum . Uzunca bir sessizlikten sonra evin önüne gelmiştik . Çağrı arabadan inip anahtarı çıkardı . Ve apartmana doğru yürümeye başladı . Ben niye arkasından gidiyordum ?. Tabi çocuğa zarar vermesin diye . Evet evet o yüzden. İçeriye girdiğimizde çağrı ardayı yatak odasına götürdü . İçimdeki fesat tarafın uyanmasına izin vermeden mutfağa geçip tek bildiğim şeyi yapmaya başladım . Nane limon çayı ! Onlar geldiğinde ise Arda'nın üzerinde , çağrının olduğunu tahmin ettiğim kıyafetler vardı . Biraz bol gelmişti çocuğa . Arda sıska bir şeydi 1.75 boylarında sempatik bir çocuktu . Elimde ki çayı Arda'nın önünde ki sehpaya koyunca çağrıyla göz göze geldik . Kaşlarını çatıp 'Ne gerek vardı ?' der gibi bakıyordu .Arda verdiğim çayı içerken bir bana birde çağrıya bakıyordu . Çağrıda kaşlarını çatıp ardaya bakıyordu . Evde ki gergin hava Arda'nın sesiyle bozuldu
"Ben artık gideyim , her şey için teşekkürler "
Çocuğun başına gelmeyen kalmamış gibi birde teşekkür ediyordu . Çağrının sert sesiyle çocuk sustu
"Otur oturduğun yere ben bırakırım seni "
Arda bana resmen beni kurtar der gibi bakıyordu. Ne yapabilirdim ki yani . Alala ... Ayağa kalkıp
"Neyse siz başbaşa sorununuzu halledersiniz artık "
Diyerek kapıya doğru gittim . İçimden bir gülme isteği geldi .' Aptal kız . Senin yüzünden ikiside bu halde şimdi ' gülememi bastıramıyordum . Gerçektende benim yüzümden olmuştu kavga . Bir dakika ya ! Neden benim yüzümden olsun ki . O psikopat Çağrı yüzünden olmuştu . Çocuğa saldırmasaydı. Sonuç olarak en büyük zararı Arda almıştı . Hani en ciddi anlardan birinin ortasında olursun gerilim , aksiyon ve tam ağlamaklı bir ortam bu . Tam o sırada bir gülme isteği gelir şuan tamda o durumdaydım .
Evinin önüne geldiğimde bugün olanları düşünmeye başladım. Tam iş buldum derken o kendini beğenmiş patron yüzünden ,artislik yaparak istifa ettim . Tam içeriye girecekken arkamda bir nefes hissettim . İçkili bir kokuydu . Miğdemi kaldıracak türden . Hızlıca arkamı döndüğümde karşı dairede oturan ayyaş yeniden karşıma çıkmıştı . Dudağının kenarı ve kaşlarındaki derin ve eski yaralar suratını daha berbat bir hala getirmişti . Yüzüne tiksinirce bakınca daha da yaklaştı . Karşısında bir köşeye sinip aciz gibi görünmemek için dik ve sağlam bir duruş sergiledim . Bu ayyaşın amacı neydi ?
"O pislik sevgiline söyle , bir daha bana bulaşmasın. Yoksa seni de o psikopatı da ..."
Konuşmasını kesen yumruk yiyip yere düşmesiydi . Kafamı kaldırıp onu yere seren kişiye baktım . Ateşdağlının burda ne işi vardı ?
(Arkadaşlar kusura bakmayın dün bölüm yayınlayamadım. Önemli işlerim vardı. . Ama en kısa sürede yeni bölümler gelecek 💜)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
Narrativa generale*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...