13🔯

12.5K 537 53
                                    

"...Sevgilim "

Çağrı bir anda yönünü bana döndü . Yüzünde hem şaşkınlık hemde çocuksu bir sevinç vardı.

"Ne dedin ?"

Ağzı kulaklarında söylediğim şeyi tekrar duymak istercesine yüzüme bakıyordu . Ardayı bırakıp bana doğru yürüyeceği sırada bir ses duyuldu . Hızlı adımlarla denizin kenarına gelip aşağı baktığımda Arda suyun içinde çırpınıyordu. Aptal bana döndüğü sırada çocuğu bırakmıştı . Oda dengesini kaybedip suya düşmüştü . Arda yüzmesini bilmiyordu sanırım , bu çırpınışlarından belli oluyordu . Hızla çağrıya döndüğümde hala şaşkınlık dolu gülümsemesiyle yüzüme bakıyordu . Salak ! Çocuğun düştüğünden bile haberdar değildi. Hemen kolunu tutup

"Çağrı bişey yap "

Sanki transa girmiş gibi hala suratıma bakıyordu .

"Çağrı !"

"Kendine gel , çocuk boğulacak !"

Bir anda kendine gelip denize baktı . Arda hala yardım isteyip çırpınıyordu . Üzerindeki kazağı çıkarttı bir anda . Oha ! O neydi öyle . Gözlerim vücudunda gezinirken bu sefer transa giren ben olmuştum galiba. Bir anda suya atlamasıyla kendime gelip onlara baktım . Çağrı , Arda'nın iki kolunun altına ellerini geçirdi ve onu merdivenlerin olduğu tarafa doğru çekmeye başladı . Yerdeki çağrının kazağını alıp yanlarına gittim bende . Arda boylu boyunca uzanıp öksürüyordu . Onu kaldırmaya yardım etmek için elimi uzattığım da çağrı beni geriye itip , sadece benim duyabileceğim şekilde

"Dokunma "

Dedi . Ben bu hareketine anlam veremezken o çocuğun sırtını sıvazlıyordu . Bense iki adım geride onları izliyordum. Arda'nın kolundan tutup onu ayağa kaldırdı . Yeniden bir adım atıp Arda'nın kolundan tutacakken çağrı elini koluma koyup kendine çekti .

"Sana dokunma dedim . "

"Görmüyor musun ya . Çocuğa yardım etmemiz lazım "

"Tamam ben ederim . Sen dokunma "

"Neden ya !"

"Çocuğa zarar vermek istemiyorum"

"N-ne ?"

Biraz daha yaklaşıp dudaklarını kulağımın üzerine bastırdı . Hala ıslak vücuduyla sarılmıştı resmen ,istemsiz bir şekilde yutkunmama neden olmuştu bu

"Sana dokunan veya dokunduğun herkesi öldürürüm SEVGİLİM "

Sert ve bir o kadar da tehdit dolu konuşmasıyla yutkunup bir adım geriye attım . Bu , bu çocuk resmen psikopattı ! Ne demek öldürmek . Saçmalamaktan başka bir şey değildi bu . Kolunu çocuğun beline koyup onu arka tarafımızdaki banka otutturdu . Islak saçlarından dökülen su damlaları vücudunda gezinip karnında son buluyordu . Göğsünün sol kısmında bir dövme vardı . Ama ne olduğunu bir türlü çözemedim , o kadar karışık bir şeydi ki . Aynı onun gibi . Yerinden kalkıp yanıma geldi . Yüzünde ki sinsi sırıtışıyla

"Ne o gözlerini vücudumdan alamıyorsun portakal çiçeği . Bilseydim daha önceden yanında hiç tşört giymezdim . "

Benim ise hala gözlerim vücudundaydı. Ahh aptal Hazal çek şu görüşlerini artık . Yapamıyordum. Noluyor böyle ! Elimdeki kazağı göğsüe bastırıp yutkundum

"Giy şunu !"

Büyük bir kahkaha attı . Yanımıdan geçenlerin gözü onun vücudundaydı . İçimi kapalayan bir kızgınlıkla elinde tuttuğu kazağı alıp kafasından geçirdim . Ne yani görüntü kirliliği (!) yapıyordu . Bu hareketlerime hala gülerken kazağı giymişti . Yanından geçip arkada oturan Arda'nın yanına gittim. Çocuk sırılsıklam olmuştu . Hava da biraz soğuk olduğundan titremeye başlamıştı . Çağrıya dönüp

"Çocuk hasta olmadan üzerini değiştirmemiz lazım "

Çağrı bir müddet Arda'nın üzerinde tuttuğu bakışlarını bana çevirdi .

"Onu bana götürelim biraz iyi olduğunda da gider artık "

Arda kafasını kaldırıp korkarak ona baktı . Ee haliyle çocuk tırsıyordu . Bense çağrıya mal mal bakıyordum . Çocuğu ilk önce -bilmeyerekte olsa - denize attı . Daha sonra evine götürüp hasta olmamasını düşünüyordu . Çocuk telaşlı bir şekilde

"G-gerek yok . Ben evime gideyim "

Diyip ayağa kalkacağı sırada çağrının sesiyle durdu

"Bir adım daha atarsan , seni tekrar denize atıp arkama bile bakmadan giderim "

Arda bir adım dahi atamadı . Ben ise çağrının sutmratına bakıp ciddi mi diye düşünürken çağrı arabaya doğru yürümeye başladı . Ben ve Arda ise arkasından bakıyorduk . Arda bir anda bana bakıp

"Sence de yapar mı ?"

Cidden yapar mıydı ? Psikopat yapardı .

"Sence ?"

Diyip bende çağrının peşinden yürümeye başladım . Sahi neden onun peşinden gidiyordum ? . Bunu daha sonra düşünmeye karar verip adımlarımı hızlandırdım . Arkamdan gelen seslerle Arda'nın da peşimizden geldiğini anlamam uzun sürmedi .

Arka koltukta Arda ön koltukta da ben oturuyordum . Uzunca bir sessizlikten sonra evin önüne gelmiştik . Çağrı arabadan inip anahtarı çıkardı . Ve apartmana doğru yürümeye başladı . Ben niye arkasından gidiyordum ?. Tabi çocuğa zarar vermesin diye . Evet evet o yüzden. İçeriye girdiğimizde çağrı ardayı yatak odasına götürdü . İçimdeki fesat tarafın uyanmasına izin vermeden mutfağa geçip tek bildiğim şeyi yapmaya başladım . Nane limon çayı ! Onlar geldiğinde ise Arda'nın üzerinde , çağrının olduğunu tahmin ettiğim kıyafetler vardı . Biraz bol gelmişti çocuğa . Arda sıska bir şeydi 1.75 boylarında sempatik bir çocuktu . Elimde ki çayı Arda'nın önünde ki sehpaya koyunca çağrıyla göz göze geldik . Kaşlarını çatıp 'Ne gerek vardı ?' der gibi bakıyordu .Arda verdiğim çayı içerken bir bana birde çağrıya bakıyordu . Çağrıda kaşlarını çatıp ardaya bakıyordu . Evde ki gergin hava Arda'nın sesiyle bozuldu

"Ben artık gideyim , her şey için teşekkürler "

Çocuğun başına gelmeyen kalmamış gibi birde teşekkür ediyordu . Çağrının sert sesiyle çocuk sustu

"Otur oturduğun yere ben bırakırım seni "

Arda bana resmen beni kurtar der gibi bakıyordu. Ne yapabilirdim ki yani . Alala ... Ayağa kalkıp

"Neyse siz başbaşa sorununuzu halledersiniz artık "

Diyerek kapıya doğru gittim . İçimden bir gülme isteği geldi .' Aptal kız . Senin yüzünden ikiside bu halde şimdi ' gülememi bastıramıyordum . Gerçektende benim yüzümden olmuştu kavga . Bir dakika ya ! Neden benim yüzümden olsun ki . O psikopat Çağrı yüzünden olmuştu . Çocuğa saldırmasaydı. Sonuç olarak en büyük zararı Arda almıştı . Hani en ciddi anlardan birinin ortasında olursun gerilim , aksiyon ve tam ağlamaklı bir ortam bu . Tam o sırada bir gülme isteği gelir şuan tamda o durumdaydım .

Evinin önüne geldiğimde bugün olanları düşünmeye başladım. Tam iş buldum derken o kendini beğenmiş patron yüzünden ,artislik yaparak istifa ettim . Tam içeriye girecekken arkamda bir nefes hissettim . İçkili bir kokuydu . Miğdemi kaldıracak türden . Hızlıca arkamı döndüğümde karşı dairede oturan ayyaş yeniden karşıma çıkmıştı . Dudağının kenarı ve kaşlarındaki derin ve eski yaralar suratını daha berbat bir hala getirmişti . Yüzüne tiksinirce bakınca daha da yaklaştı . Karşısında bir köşeye sinip aciz gibi görünmemek için dik ve sağlam bir duruş sergiledim . Bu ayyaşın amacı neydi ?

"O pislik sevgiline söyle , bir daha bana bulaşmasın. Yoksa seni de o psikopatı da ..."

Konuşmasını kesen yumruk yiyip yere düşmesiydi . Kafamı kaldırıp onu yere seren kişiye baktım . Ateşdağlının burda ne işi vardı ?

(Arkadaşlar kusura bakmayın dün bölüm yayınlayamadım. Önemli işlerim vardı. . Ama en kısa sürede yeni bölümler gelecek 💜)

PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin