"Her yeni başlangıca bir son biçmeden olduğu gibi kabullenmek lazım bazen .Bazı yaralar insanı insan yapar . "
Elimdeki kitabı kapatıp fazla kıpırdamadan yan tarafıma koydum .Parmaklarım onun saçlarında gelişigüzel dolanırken bacaklarımın üzerindeki o eşsiz yüzü izlemeye başladım . Arabada 'Sen benimsin' dediği an geldi aklıma . Biraz ürkütücü olsada aklımı çelmişti tek sözü . Belki o gün , belki ilk seni seviyorum dediği gün , belkide gözlerimin gözlerine ilk değdiği gün kalbimde yer edinmişti. Ama etrafıma ördüğüm duvarlar onu göstermiyordu bana . Parmaklarım hala saçlarındayken kısık bir sesle fısıldadım
"Sen benimsin "
Dudakları bir anda yukarıya doğru kıvrıldı . Aslında uyumadığını biliyordum ama bozmadan konuştum
"Uyumuyor musun sen !?"
Sesimde ki sahte kızgınlıkla sorduğum soruya karşılık
"Sen benim için yaratılmışsın " dedi . Gözleri kapalı bir şekilde gülümserken yüzümdeki aptal gülümsemeyle engel olamadım . Gülümsemesi ilahi birşeydi . Sanki başka hiç bir kul böyle gülemezmiş gibi ...
Ellerimi bu sefer yüzünde gezdirmeye başladım . Ezberlemek istiyordum . Onun her hücresini ezberlemek . Onun yanındayken sanki hiç yetimhanede büyümemiş , ailem ölmemiş ve kardeşim kaybolmamış gibiydi . Bütün acılarımı iyileştiriyordu. Parmaklarım dudaklarında durunca kalbim yeniden 'ben buradayım !' der gibi atmaya başladı . Baş parmağımı dudaklarında gezdirmeye başladım . Elime çarpan nefesi hızlanınca hareketsiz kaldım .
"Sen sadece sev . Senden başka hiç bir şey istemiyorum portakal çiçeği "
Elimi onun yüzünden çekip sol göğsümün üzerine koydum .
Yavaş olmalısın kalbim .
Yavaş.
Yoksa o bir gram olan aklımda uçup gidecek .
Bunlar normal değil .
Hemde hiç değil .
Alışık değilim bir kere . Bu kadar sevmeye ve sevilmeye alışık değilim . Az ve yavaş yavaş sevmek istiyorum onu . Hemen bitmesin istiyorum . Hiç bitmesin ...
Sanki elime bir miktar yemek vermişler ve bundan başka hiç bir şeyin yok demişler gibi . Az ve yavaş yavaş ye ki çabucak bitmesin. Çabucak ölme. Ölmesin ..
****
Şirkete geldiğimde kaderle biraz sohbet etmeye başladık . Çalışma yerlerimiz birbirine fazla uzak değildi .
"Senin şu çağrı çok garip birisi gibi geldi bana "
Elimdeki kahve fincanıyla oynamayı bırakıp kaderin suratına baktım .
"Niye ki ?"
"Bilmiyorum. Yanii birşeyler var onda "
"Anlamadım kader . Ne demek istiyorsun ?"
"Başta komik gelsede fazla ürkütücüydü . Ama şu bir gerçek ki sana çok güzel bakıyordu . Sanki aşık gibi "
Yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu . Kader parmağını kaldırıp beni göstererek
"Sende ona aşıksın " dedi . Yüzü deki şaşkın ve komik bir gülümsemeyle bana bakmaya devam etti .
"Kim kime aşıkmış "
Arkadan gelen sesle yönümü Ateşdağlıya döndüm. Ona neydi ki !
"Şey...Çağrı bey "
Kader kekelemeye başlayınca ben konuya müdahil oldum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
Ficção Geral*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...