"Duvarı maviye boyadım ,
Maviyi çok seversin .
Penceremde menekşeler dizili ,
Sularken şarkı söylersin .
Gramafonda eski alaturka ,
Hoşuna gider bilirim …"Uzandığım yerden şarkıya eşlik ederken o gün yaşananlar geldi aklıma . Kardeşimi getireceğini söyleyen gizemli bir adam ve benim yüzümden ölen bir kadın !
Aradan dört gün geçmişti . Dün Yağızı görmeye gittiğimde benimle görüşmek istemediğini söyleyip göndermişti . Tek kelimesi kalbimi paramparça yapmaya yetmişti . Eskiden umursamaz ölen öldü diyip arkama bakmadan olaylardan uzaklaşmaya çalışırdım . Şimdi ise olayların merkezindeydim.
Korkuyorum . Yıllar önce aldırdığımı düşündüğüm korkularım bedenimde yeniden hayat bulmuştu. Evet korkuyordum . Bu olayların sonunda kırılmaktan ,yorulmaktan , kaybetmekten gerçekten korkuyordum . Eskiden tek tabancaydım. Kaybedecek bir şeyim yoktu ve korkmuyordum. Ama şimdi ... Hayatıma girip kalbimin yerini yeniden hatırlatan bir adam vardı . Beni sevdiğini söyleyen ve sevdiğim bir adam vardı . Sonra adını dahi bilmediğim kavuşmak için can attığım bir kardeşim vardı .
Zilin sesiyle koltuktan doğrulup kapıya gittim . Kapıyı açmamla boynuma atlayan bir adet kaderle karşılaştım . Yanaklarımı öpüp daha ben buyur etmeden içeriye geçti . Sanırım kalabalığa alışmamın vakti gelmişti . Biraz önce uzandığım koltuğa geçip oturdu
"Nerelerdesin sen Hazal dün neden işe gelmedin ? Çağrı bey tam üç kez yanıma gelip seni sordu "
Bir hışımla sorduğu soru karşısında sakince geçip karşısına oturdum .
"Niye telefonla aramak aklına gelmemiş mi ?"
Söylediğim cümleyle kaşlarını havaya kaldırıp bir şeyler düşündü.
"Aa bak bunu hiç düşünmemiştim "
Bu haline tebessüm edip mutfağa yöneldim "Kahven nasıl olsun ?"
"Orta . Tıpkı senin içtiğin gibi "
Elimdeki cezveyle bir an durdum . O benim kahveyi nasıl içtiğimi unutmamıştı . Ama ben onu hayatımdan çıkartırken hiç düşünmemiştim bile . Arkamı dönüp koltukta bana hüzün dolu bakışlar atan kadere baktım .
"Özür dilerim "
Oturduğu yerden kalkıp mutfağa doğru ilerlemeye başladı . Tam karşımda durduğunda elini havaya kaldırıp sert bir tokat attı suratıma
"Beş yılın özrü kabul oldu " Bu dediğine gülümseyip elimi yanağıma koydum . Cidden acımıştı . Eli daha önceden bu kadar ağır mıydı ? Sonra yaptığından pişman olmuş gibi elini elimin üzerine koyup meraklı gözlerle baktı
"Çok acıdı mı ?"
Gülümseyip "Benim sana attığım kazığın yanında bu hiç birşey değil " dedim . Gözlerine bir hüzün bulutu oturdu ve bir anda dolmaya başladı .
"Seni çok seviyorum Hazal . Benim ailem sensin biliyorsun değil mi ?"
Gülümsedim . Sadece gülümsedim . Ne demeliydim ? Benimde ailem sensin mi? Kaderi hayatımda istiyordum . Ama bir kişiyi daha kaybetme korkusu yaşamak istemiyordum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
General Fiction*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...